Eyüp SERBEST / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2021 07:00
Türk sinemasının duayen ismi Kartal Tibet’in vefatı, Yeşilçam’ı yasa boğdu. Merhum sanatçı Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal, paylaştığı bir fotoğrafla duyduğu derin üzüntüyü, “Bu fotoğraftan geriye en son Tibet’le ikimiz kalmıştık… Elveda Kartalcım. Kederim çok büyük” sözleriyle dile getirdi.
Yeşilçam’ın Sultan’ı Türkan Şoray, “Kalbimde her zaman farklı bir konumu olan değerli meslektaşım Kartal Tibet hayatını kaybetti. Üzüntüm gerçekten tarifsiz,” dedi. Birlikte çalıştıkları setlerdeki güzel anıları hatırlatan Şoray, “Çok keyifli set anılarımız oldu; ‘Çalıkuşu’, ‘Zulüm’ ve ‘Vukuat Var Hanımın Çiftliği’ gibi harika filmlere imza attık. Üstelik, en beğendiğim filmlerden biri olan ‘Sultan’ın yönetmen koltuğunda da o vardı. Kartal Tibet, sinemamıza hem bir aktör hem de bir yönetmen olarak adını altın harflerle yazdırmıştır. Asla unutulmayacaksın Kartal Tibet. Huzur içinde uyu…” ifadelerini kullandı.
Usta oyuncu Göksel Arsoy ise Tibet’in son derece iyi ve olumlu bir karaktere sahip olduğunu vurguladı. “Harika bir dost ve arkadaştı. İçinde hiç kıskançlık barındırmazdı. Herkesle güzel anıları olan bir insandı. Vefatı beni derinden sarstı, ışıklar içinde uyusun,” şeklinde konuştu.
Selda Alkor, duygusal bir mesajla, “Gönül yoldaşım Kartal Tibet’e elveda demekten başka bir şey gelmiyor içimizden. Çok üzgünüm dostum,” dedi. Geçmişi anımsayan Alkor, “Şimdi anlıyoruz ki o dönemlerde sevdiklerimize hayatın üç farklı evresini birden yaşatmışız. Artık herkes birer birer aramızdan ayrılıyor. Nurlar içinde uyuyun. Sevgili Kartal, sen de bu kervana katıldın. Seninle aynı sene sinemaya başlamış ve ‘Senede Bir Gün’ filmini çekmiştik. O filmin şarkısı hâlâ dillerde, hâlâ yüreklerde. İzlediğimde kendimi çok özel bir yerde buluyorum. Çevremdeki herkesin gidişiyle içim yanıyor, nur içinde yatın,” sözleriyle vedalaştı.
Filiz Akın, haberi aldığındaki şoku, “Televizyonu açtığımda karşıma çıkan ilk haberdi ve devamını duyamaz hale geldim,” diyerek anlattı. Tibet’e olan hayranlığının Ankara’da izlediği “Midas’ın Kulakları” oyununa dayandığını belirten Akın, “Daha sonra filmlerde birlikte oynama fırsatı bulduk. O benim için bir sırdaş, iyi bir arkadaştı. Yönetmenliğinde de çok büyük muvaffakiyetler elde etti. Başta ailesi olmak üzere tüm hayranlarının ve Yeşilçam camiasının başı sağ olsun. Huzur içinde yatsın. Bu acı haberi kabullenmekte hâlâ zorlanıyorum,” dedi.
Cüneyt Arkın, yaptığı açıklamada, “Sinemamıza hem oyuncu hem de yönetmen kimliğiyle hafızalara kazınan karakterler ve yapıtlar armağan eden kıymetli sanatçı dostum Kartal Tibet’in vefat haberini derin bir teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekânı cennet olsun,” ifadelerini kullandı.
Hülya Koçyiğit de duyduğu derin kederi, “Türk sinemasının dev ismi, kıymetli arkadaşım Kartal Tibet’i yitirmenin acısını yaşıyorum,” sözleriyle paylaştı. İlişkilerinin sadece setlerle sınırlı olmadığını belirten Koçyiğit, “Onunla pek çok filmde rol arkadaşı olmanın yanı sıra ailece de sayısız güzel anı biriktirdik. Türk sinemasından senin gibi hem oyuncu hem yönetmen bir duayenin, hayatımızdan da senin gibi bir dostun, kardeşin geçmiş olması için ne kadar şükretsek azdır. Ruhun şad olsun canım arkadaşım. Milletimizin başı sağ olsun. Bütün sevenlerine sabır niyaz ediyorum,” dedi.
Hale Soygazi, “Sinemadaki ikinci filmim olan ‘İtham Ediyorum’da Kartal Tibet ile birlikte oynamıştım. Tiyatroda sayısız başarı elde etmiş, sinemaya ise oyunculuğu, yönetmenliği ve yapımcılığıyla damga vurmuş eşsiz bir isimdi. Başımız sağ olsun,” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Fatma Girik ise, “Kartal Tibet, mükemmel bir sinemacı, harika bir aile reisi ve benim de çok değer verdiğim bir dostumdu. Sevdiğimiz insanlar, arkadaşlarımız birer birer bizi bırakıp gidiyor. Bu durum beni kahrediyor,” sözleriyle acısını paylaştı.
**PERDEDEKİ EZELİ DÜŞMANI, HAYATTAKİ KARDEŞİNİ ANLATTI**
Kartal Tibet’in canlandırdığı Tarkan karakteriyle hafızalara kazınan seride, onun ezeli düşmanı Çinli Wang Yu’ya hayat veren Türkiye Karete Federasyonu Onursal Başkanı Hakkı Koşar, aralarındaki bağın çok daha derin olduğunu belirtti. Koşar, “Bizim ilişkimiz bir rol arkadaşlığından öte, gerçek bir kardeşlikti. O, dünyanın en iyi insanıydı. Sanki bedenimin bir yarısı koptu gitti,” dedi. O dönemin zorlu çekim şartlarını ve set sonrası dostluklarını anlatan Koşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “O filmleri çekebilmek için dağ tepe demeden dolaşırdık. Sahne gereği kıyasıya dövüşür, hatta birbirimizi öldürürdük ama çekim biter bitmez hemen diz dize oturup çayımızı yudumlardık. Çevremizdekiler bu dostluğumuza hep şaşırır ve ‘Siz az önce kavga etmiyor muydunuz?’ diye sorarlardı. Biz de bu tepkilere sadece gülerdik.”