Süleymaniye Camii, Osmanlı mimarisinin en görkemli örneklerinden biri olarak kabul edilir ve İstanbul’un Fatih ilçesinde konumlanmıştır. Bu yapı, yalnızca bir ibadethane olmayıp; kütüphane, hamam, medrese ve imaret gibi çeşitli birimleri bünyesinde toplayan geniş bir Süleymaniye Külliyesi’nin merkezinde yer alır. Kompleksin içerisinde ayrıca Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve eserin mimarı olan Mimar Sinan’ın türbeleri de bulunmaktadır. Tarihsel değeri ve günümüze ulaşan ihtişamıyla, görülmesi gereken başlıca kültürel miraslarımızdan biridir. Camiye ulaşım, tramvay, vapur, çeşitli toplu taşıma araçları ve özel arabalarla oldukça rahattır.
Süleymaniye Camii’ne erişim için çeşitli toplu taşıma alternatifleri mevcuttur. Camiye yakın bir konumdan geçen 28, 28T, 30D, 399C, 47E, 66, 93 ve 93T numaralı otobüs hatları, ulaşım için sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Raylı sistemleri kullanmak isteyenler için ise M2 Metro hattı ve Marmaray ile de bölgeye erişim mümkündür. Anadolu Yakası’ndan vapurla gelmeyi planlayan ziyaretçiler, Eminönü iskelesine ulaştıktan sonra yaklaşık 11 dakikalık bir yürüyüşle camiye varabilirler.
Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran bu tarihi yapı, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Mimar Sinan’ın kendisi tarafından “kalfalık devri eserim” olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer almaktadır. Sinan, bu yapıda da kendine özgü üslubunu kullanarak sadeliği görkemli bir anıta dönüştürmeyi başarmıştır. Caminin içindeki süslemeler ve bezemeler ise estetik bir zarafet sunarak ziyaretçileri büyülemektedir.
Süleymaniye Külliyesi’nin inşasına 1550 yılında başlanmış ve tamamlanması yaklaşık yedi yıl sürmüştür. Caminin kendisi ise 1551 ve 1557 yılları arasında inşa edilmiştir. Göz alıcı yapısı ve heybetli mimarisiyle dikkat çeken Süleymaniye Camii, 463 yıl boyunca ciddi bir hasar almadan varlığını sürdürmüştür. Cami, mimari dehasını gösteren eşsiz bir özelliğe sahiptir: Kandillerden yayılan isi ortadan kaldıran bir havalandırma sistemi. Bu dahiyane sistem sayesinde, yağ lambalarından çıkan is, özel olarak hesaplanmış bir hava akımıyla tek bir odada toplanmış ve toplanan bu is daha sonra mürekkep imalatında kullanılarak değerlendirilmiştir.
Cami içerisindeki tüm hat yazıları, dönemin ünlü hattatı Ahmed Karahisari Şemseddin Efendi ve onun öğrencisi Hasan Çelebi’nin imzasını taşımaktadır. Bu sanatın en güzel örneklerinden biri, mihrabın iki yanında bulunan pencerelerin üzerindeki işlenmiş çini madalyonlarda görülebilir; bu madalyonların üzerine Fetih Suresi yazılmıştır. Benzer bir şekilde, caminin ana kubbesi de Nur Suresi’nin işlenmesiyle bezenmiştir.