Başkent Ankara’da konumlanan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin büyük beğenisini kazanmaktadır. Müzenin koleksiyonu, Paleolitik Çağ’dan günümüze dek Anadolu topraklarında var olmuş medeniyetlere ait paha biçilmez eserleri barındırarak geçmişi aydınlatmaktadır. Müze, Ankara’nın Ulus ilçesine bağlı Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi’nin güneydoğu yönünde ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Ayrıca, yapı itibarıyla Osmanlı Mimarisi’nin en seçkin örneklerini sergilemesi de müzenin dikkat çeken bir başka özelliğidir.
Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne erişim oldukça basittir. Altındağ ilçesinin Atpazarı semtinde yer alan müzeye ve Ulus Meydanı civarındaki bağlantılı ören yerlerine, şehirdeki toplu taşıma sistemleri kullanılarak rahatlıkla varılabilir. Ziyaretçilerin toplu taşıma ile Atatürk Anıtı’na ulaştıktan sonra Gözcü Sokak yönünü gösteren levhaları izlemesi yeterlidir. Müze, bu sokağın üzerinde konumlanmıştır ve bu rota takip edilerek kolayca bulunabilir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kuruluş fikri, kökleri 1921 senesine uzanan bir geçmişe sahiptir. O yıl, dönemin Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından bu müzenin kurulması önerilmiştir. Bu fikrin ardından, ilk olarak Ankara Kalesi’nin Akkale burcunda faaliyete geçilmesi planlanmış ve Anadolu uygarlıklarına ait eserler bir araya getirilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları ile önemli Hitit buluntuları Ankara’ya nakledilmiştir. Giderek büyüyen koleksiyon, Kurşunlu Han ve Mahmut Paşa Bedesteni’nde muhafaza altına alınmış ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla müze, 1943 yılında resmen ziyarete açılmıştır.
Uluslararası alanda büyük bir prestije sahip olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997 yılında “Avrupa’da Yılın Müzesi” unvanına layık görülmüştür. Müzenin en belirgin özelliklerinden biri, sergilenen eserlerin kronolojik bir düzen içinde sunulmasıdır. Bu kapsamda, Paleolitik Çağ, Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı gibi Anadolu tarihinin önemli dönemlerine ait koleksiyonlar ziyaretçilerden büyük ilgi görmektedir. Ayrıca, Alacahöyük kazılarında ortaya çıkarılan buluntuların tamamının bu çatı altında sergileniyor olması, müzeyi daha da özel kılmaktadır.