Sana Göre Haber

Don Hadiselerine Karşı Uzman Tavsiyesi: Geç Çiçek Açan Bitkiler Çiftçinin Kurtarıcısı Olabilir

Türkiye genelinde, bilhassa Çukurova bölgesinde, geçtiğimiz aylarda sıcaklıkların eksi 7 dereceye kadar düşmesiyle yaşanan don hadiseleri ve mayıs ayının sonlarına doğru dahi devam eden şiddetli yağmur ile dolu, pek çok tarım ürününde ciddi hasara yol açtı. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burçak Kapur, rekoltede büyük bir düşüş yaşandığının altını çizerek üreticilere önemli ikazlarda bulundu.

”GEÇ GELİŞEN VE ÇİÇEKLENEN BİTKİLER DONA KARŞI DAHA DİRENÇLİ”

Prof. Dr. Burçak Kapur, üreticilerin ürün seçimi yaparken çiçeklenmesi daha geç olan çeşitlere yönelmesi gerektiğini vurguladı. Kapur, “Örneğin, bahçe bitkilerinde çiçeklenmesi daha geç olan türlerin seçilmesi, son dönemde ovamızda karşılaştığımız don sorununa bir çözüm sunabilir. Bu durum, bitkinin kendi türüne bağlı olarak farklılık gösterir. Hem elmanın hem de kirazın geç çiçek açan çeşitleri mevcuttur. Bu seçimler, bölgenin koşullarına göre yapılmalıdır. Asıl mühim olan, çiçeklenme periyodunun geç olmasıdır. İkinci kritik nokta ise fotoperiyodik reaksiyonu daha yavaş gelişen bitkilerin tercih edilmesidir. Yükselen sıcaklıklarla bitkilerin büyümesi de ivme kazanıyor. Bu hızlanma, kısa sürede olgunlaşan bitkilerde verim düşüşüne neden olur. Buna karşın, fotoperiyodik reaksiyonu daha yavaş olan bir bitki, daha uzun bir gelişim süreci geçirir, bu esnada daha fazla besin elementi toplar, böylece verim kayıpları mühim ölçüde azalır ve iklim değişikliğine bağlı don gibi beklenmedik olaylara karşı daha fazla mukavemet gösterebilir” şeklinde konuştu.

”YAŞANAN ZARAR TARIMSAL BİR AFET OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR”

Ovada don hadiselerinin her zaman görüldüğünü fakat son yıllarda sıcaklıkların bu denli eksi derecelere inip uzun sürdüğü ve tam çiçeklenme dönemindeki bitkilere zarar verecek seviyede bir hava olayıyla karşılaşmadıklarını ifade eden Kapur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sene oldukça olağandışı bir vaziyet ortaya çıktı. Aslında bu durum, bir tarımsal felaket statüsünde değerlendirilebilir. Mevcut durumda verimin yüzde 50’den fazlası olumsuz etkilenmiş durumda. Yani, bugün soframıza gelen sebze ve meyveleri gelecekte çok daha yüksek fiyatlarla tüketmek zorunda kalabiliriz. Bu tablonun nedeni ise doğrudan doğruya iklim değişikliğinin menfi etkilerinden ileri gelmektedir.”

Exit mobile version