AKP döneminde “beşli çete” olarak nitelendirilen büyük inşaat firmalarından Limak Holding, Bodrum’a bağlı Kızılağaç Köyü Gerenkuyu Mevkii’nde, halka ait plaj ve ormanlık arazi üzerine 5 yıldızlı bir otel inşa etme sürecinde kritik bir aşamayı geçti. Firma, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden proje için “ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) gerekli değildir” kararını almayı başardı. Ancak bu kararın hukuki geçerliliği Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde devam eden bir davayla sorgulanırken, şirket projenin tanıtım faaliyetlerini başlatma kararı aldı.
**HALKIN TEPKİSİ: “SAHİLLER KORUNMALI”**
Hukuki sürecin sonucu beklenmeksizin projenin tanıtımına başlanması, yerel halkı, çevre savunucularını ve hukukçuları harekete geçirdi. Projeye karşı duruşlarını sergilemek üzere Kızılağaç plajında bir protesto düzenleyen gruba seslenen Avukat Remzi Kazmaz, “Bu savaş, toprağını, suyunu ve hayatı müdafaa edenlerin savaşıdır. Bütün yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarını bize destek olmaya davet ediyoruz. Bu tesisin Kızılağaç’a inşa edilmesine müsaade etmeyeceğiz,” şeklinde konuştu.
Sözcü’den Yaşar Anter’in aktardığına göre, köy muhtarı Mehmet Karaca da duruma tepkisini gösterdi. Karaca, projenin yasalara aykırı olarak kıyıdan 50 metre çekilme kuralını ihlal ettiğini ve yöre halkına danışılmadan ilerletildiğini vurguladı. Muhtar, “’ÇED gerekli değildir’ kararı, halkın görüşünün hiçe sayılması anlamına gelmektedir,” ifadeleriyle eleştirisini belirtti.
**“DEVLETİN VARLIĞI HİSSEDİLMİYOR”**
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyelerinden Nihat Gençosman ise kıyıların sistematik bir şekilde yağmalandığına dikkat çekti. Gençosman durumu şu sözlerle özetledi: “Projenin tanıtımlarında ‘özel plaj ve iskele’ vaat ediliyor. Bu, Kıyı Kanunu’na göre alenen bir suçtur ve bu suç daha ilan aşamasında işlenmektedir. Devletin sahip olduğu kıyılar özel şirketlere devrediliyor ve bu süreçte devletin kendisi ortada görünmüyor.”
**ADALET BEKLENİRKEN TANITIM BAŞLADI**
Limak’ın, mahkeme süreci sonuçlanmadan projenin reklam ve tanıtım çalışmalarına girişmesi, kamuoyunda “hukuki süreci yok sayma” eylemi olarak değerlendirildi. Çevreciler ve köylüler şirkete “önce mahkeme kararını bekle, sonra tanıtım yap” uyarısında bulunurken, Limak’ın bu çağrıları dikkate almayarak faaliyetlerini sürdürmesi, Türkiye’deki çevre hukuku uygulamalarının mevcut durumunu bir kez daha gözler önüne serdi.