Ermeni kökenli Sovyet yüzücü Shavarsh Karapetyan, yalnızca kırdığı dünya rekorları ile değil, aynı zamanda kendi canını tehlikeye atarak kurtardığı hayatlarla da tarihteki yerini almıştır. Profesyonel spor kariyerini geride bırakarak iki büyük kurtarma operasyonunda ölümle burun buruna gelen Karapetyan, insanlık tarihinde emsalsiz bir fedakarlık ve cesaretin sembolü haline gelmiştir.
**BİR EFSANENİN YETİŞMESİ**
Hayata gözlerini 1953 senesinde Ermenistan’ın Kirovakan (bugünkü adıyla Vanadzor) şehrinde açan Shavarsh Karapetyan, henüz çocukken ailesiyle Yerevan’a yerleşti. Yüzme sporuna burada adım attı ve zamanla paletli yüzme dalında ustalaştı. Karapetyan, Sovyetler Birliği’nin yetiştirdiği en parlak sporculardan biri konumuna yükselerek kariyeri boyunca 17 dünya, 13 Avrupa ve 7 Sovyet şampiyonluğu elde etti. Bununla da kalmayıp, tam 11 kez dünya rekoru kırarak ismini yüzme tarihine unutulmaz bir şekilde yazdırdı.
**KAHRAMANLIĞIN İLK ADIMI: 1974 OTOBÜS KAZASI**
Onun kahramanlık içgüdüsüyle ilk tanışması 1974 yılında, Ermenistan’da frenleri patlayan bir otobüste yaşandı. Yolcu olarak bulunduğu otobüste büyük bir panik hakimken, Karapetyan soğukkanlılıkla direksiyonun başına geçerek aracın kontrolünü ele aldı ve otobüsün uçuruma yuvarlanmasını engelledi. Bu hadise kamuoyu tarafından pek bilinmese de, onun doğuştan gelen cesaretinin ilk göstergesiydi.
**TARİHE NOT DÜŞÜLEN KURTARIŞ: 1976 YEREVAN GÖLÜ TRAJEDİSİ**
Tarihler 16 Eylül 1976’yı gösterdiğinde, 21 kilometrelik bir antrenman koşusunu tamamlamış olan Karapetyan, Yerevan Gölü kıyısında dinleniyordu. Tam o esnada, 92 yolcu taşıyan bir troleybüsün baraj duvarını aşarak gölün sularına gömüldüğüne tanıklık etti. Karapetyan, 10 metre derinlikteki dondurucu suya tereddüt etmeden dalarak, yaklaşık 30–40 dalışla çok sayıda insanı yüzeye çıkarmayı başardı. Bu insanüstü çaba sonucunda 20 yolcunun hayatı kurtarıldı. Ancak bu olay, ciğerlerinde oluşan ciddi hasar nedeniyle Karapetyan’ın spor kariyerini sonlandırdı. O, bu kahramanlığıyla değil şampiyonluklarıyla anılmak istediği için olay uzun bir süre basında yer almadı.
**ALEVLERİN ARASINDA: 1985 YANGIN FELAKETİ**
Karapetyan’ın cesaret sınavı bununla da bitmedi. 1985 yılında, bu defa Yerevan’daki bir konser salonunda çıkan yangından yükselen yardım çığlıklarına kayıtsız kalmadı. Olay yerine intikal eden itfaiye ekiplerine yardım etmek amacıyla yanan binaya giren Karapetyan, bir kez daha pek çok insanın hayatını kurtardı. Ne var ki, bu olay sırasında kendisi de ağır yaralandı ve uzun bir tedavi süreci geçirdi. Yaşanan her şeye karşın, yine de kamuoyunun dikkatinden uzak durmayı seçti.
**SPOR SONRASI YAŞAMI VE TOPLUMSAL MİRASI**
Aktif sporculuk hayatını noktaladıktan sonra Moskova’ya taşınan Karapetyan, burada “Second Breath” (İkinci Nefes) ismini verdiği bir ayakkabı şirketi kurdu. Spor tutkusunu oğluna da aşılayarak onun da bir paletli yüzücü olmasını teşvik etti. Bunun yanı sıra, genç sporcuları desteklemek amacıyla kendi adını taşıyan bir vakfı hayata geçirdi. 2014 Soçi Kış Olimpiyatları’nda olimpiyat meşalesini taşıması ise, onun toplum nezdinde kabul görmüş alçakgönüllü kahraman kimliğini taçlandıran bir an olarak kayıtlara geçti.