Sana Göre Haber

Güvenpark’taki Pano Krizinde Yeni Gelişme: Şehir Plancıları Yargıya Gidiyor

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Güvenpark’a yerleştirilen elektronik reklam panosuna yönelik sert eleştirilerini içeren bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada, devasa reklam panosunun, kamusal alanların bütünlüğü ve erişilebilirliği gibi temel kentsel tasarım prensiplerine ciddi şekilde zarar verdiği vurgulandı. Panonun, “Ankara’nın yaya sirkülasyonu açısından en işlek noktası olan Kızılay’da, metro çıkışıyla park girişinin kesişim noktasına konumlandırılarak yaya akışının devamlılığını sekteye uğrattığı, aynı zamanda görsel ve mekânsal bir baskı unsuru oluşturduğu” belirtildi. Ayrıca, bu müdahalenin kamusal bir mekânı ticarileştirilmiş bir görsel tüketim nesnesine dönüştürme amacına hizmet ettiği ifade edildi.

Şube tarafından yapılan açıklamada, yetkililere şu sorular yöneltildi:

“AMACA HİZMET EDİYOR MU?”

“1) Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Güvenpark kentsel tasarım projesinin şeffaf bir biçimde yürütüldüğünü ve reklam panosunun sadece geçici olduğunu öne sürmüştür. Ancak, kentsel tasarım projesinde bulunmayan bir tanıtım panosunun doğal sit alanına izinsiz yerleştirilmesi, geçici denmesine rağmen bir yılı aşkın süredir orada durması ve konunun yargıya taşınarak kalıcı hale getirilmeye çalışılması, bahsedilen şeffaflık ilkesiyle nasıl bağdaşmaktadır? ABB, kent genelindeki diğer projelerinde kamu güvenini bu tür bir yaklaşımla mı tesis etmeyi planlamaktadır?

2) ABB, yürütülen kentsel tasarım projesinin Güvenpark’ın kendine has dokusuna sadık kalacağını ve parkın çevresinin de bu dokuya uyumlu olarak yenileceğini ifade etmiştir. Yukarıdaki tespitler ışığında, bu tanıtım panosunun belirtilen amaca katkı sağladığını iddia etmek mümkün müdür?

3) Aralık 2024 tarihinde Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu panonun izinsiz ve mevzuata aykırı olduğunu belirtmişken, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu nasıl olmuştur da Mayıs 2025’te bir sakınca olmadığı yönünde karar vermiştir? Aynı kurul, yaptığı incelemenin ardından ABB’nin can ve mal güvenliğini temin etmesi şartıyla panonun mevcut konumunda kalmasında bir beis görmemiştir. Bir kurumun veya ona bağlı alt birimlerin bu kadar kısa bir zaman diliminde birbiriyle bu denli çelişen kararlar almasının açıklaması nedir? Eğer panonun herhangi bir sakıncası yoksa, neden ‘can ve mal güvenliğinin sağlanması’ gibi bir koşul getirilmiştir? Günün her anı yoğun bir araç ve yaya trafiğine sahne olan kent merkezinin tam kalbine bu büyüklükte bir dijital ekran yerleştirmenin sürücüler ve yayalar için bir güvenlik riski oluşturmadığı tezi hangi temellere dayanmaktadır? Kurumlar, böylesine kritik bir sit alanına yapılan müdahalede sorumluluğu birbirine atarak neden mesuliyet almaktan kaçınmaktadır?

4) Koruma alanlarındaki yapılaşma yasaklarına dair hem planlarda hem de mevzuatta oldukça net hükümler varken, adı geçen kurumlar Güvenpark’ın mekânsal ve algısal bütünlüğünü bozan bu yapıyı niçin savunmaktadır?”

“PARKIN KİMLİĞİNE ZARAR VERİLMEMELİ”

Açıklamanın sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet’in ve başkent Ankara’nın kuruluşunu simgeleyen mekânlardan biri olan Güvenpark’ın çevresiyle olan mekânsal bütünlüğünü bozan, Güven Anıtı ile olan görsel algısını ve kent merkezinin silüetini tahrip eden bu dijital reklam panosu derhal kaldırılmalıdır. Parkın 1. derece doğal sit alanı kimliğine zarar veren, geçmişteki müdahalelerle zaten küçülmüş ve çevresinden koparılmış bir yeşil alanı devasa hacmiyle neredeyse görünmez kılan ve planlara aykırı bir şekilde inşa edilen bu yapıya son verilerek parkın özgün kimliğinin daha fazla zedelenmesi engellenmelidir. TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak, konuyla ilgili yasal süreci başlatacağımızı ve Güvenpark’ın tarihsel, doğal ve mekânsal değerlerine zarar veren bu ve benzeri tüm girişimlere karşı nihai bir netice alınıncaya dek mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.”

Exit mobile version