Sana Göre Haber

Hücrelerinizi Genç Tutmanın Sırrı Kahve Olabilir mi?

Kahve severler için müjdeli bir haber var: Yakın zamanda yapılan bilimsel bir araştırma, kafeinin bilinen zindelik verici etkisinin ötesinde, hücresel düzeyde yaşlanma sürecini yavaşlatabildiğini gösteriyor. Dünya genelinde en yaygın kullanılan stimülanlardan biri olan kafein, kahve gibi içeceklerin yanı sıra çay, enerji içecekleri ve hatta bazı ilaçların içeriğinde de yer almaktadır. Bilim insanlarının son bulgularına göre, bu psikoaktif bileşik, vücudun DNA hasarına karşı yanıtını regüle etme ve enerji metabolizması üzerinde pozitif bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. John-Patrick Alao’nun liderliğindeki araştırma ekibi, deneylerini insanlarla benzer temel hücresel mekanizmalara sahip tek hücreli bir organizma olan maya hücreleri (fission yeast) kullanarak gerçekleştirdi. Elde edilen sonuçlar, kafeinin canlılarda milyonlarca yıldır var olan antik bir hücresel enerji yolu olan ve TOR (target of rapamycin) olarak bilinen yolak üzerinde bir etkiye sahip olduğunu ortaya koydu. Dikkat çekici bir biçimde, kafeinin bu yolak üzerindeki tesiri doğrudan değil, endirekt bir yolla gerçekleşiyor. Bu sürecin merkezinde AMP-activated protein kinase (AMPK) olarak adlandırılan farklı bir hücresel enzim kilit bir rol üstleniyor. Bu enzim, hücrelerin enerji seviyeleri düştüğünde glikoz ve yağ asidi alımını teşvik ederek enerji homeostazını sürdürmelerine destek olmaktadır. Hem maya hem de insan hücrelerinde mevcut olan AMPK, metabolik sağlık için hayati bir öneme sahiptir. Araştırmanın baş yazarlarından Charalampos Rallis, mekanizmayı şu şekilde özetliyor: “Hücre bir enerji yetersizliği ile karşılaştığında, AMPK aktive olur ve sistemi yeniden dengeler. Bizim verilerimiz, kafeinin tam olarak bu dengeleyici mekanizmayı tetiklediğini ortaya koyuyor.” Çalışma, kafeinin AMPK üzerindeki tesirlerinin; hücrelerin gelişimini, DNA hasarını tamir etme kabiliyetini ve strese karşı koyma yöntemlerini derinden etkilediğini ortaya koymuştur. Bu süreçler, vücudun yaşlanmaya ve hastalıklara karşı genel direncini şekillendiren temel faktörlerdir. Araştırmacılara göre, ilerleyen zamanlarda bu mekanizmayı daha direkt olarak hedef alan yaşam tarzı düzenlemeleri veya farmasötik tedaviler geliştirilmesi mümkün olabilir.

Exit mobile version