Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, fazla kilolu olmanın yol açtığı sağlık risklerine karşı toplumsal bilinci artırma hedefiyle hayata geçirilen ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının devam ettiği belirtildi. 14-20 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen kampanyanın altıncı haftasında, katılımcı sayısında yeni bir rekora ulaşıldı. Bu dönemde 590 bin 732 erkek ve 662 bin 129 kadın olmak üzere toplam 1 milyon 252 bin 861 vatandaşın boy ve kilo ölçümleri tamamlandı. Yapılan ölçümler neticesinde, bu bireylerin %6,1’inin zayıf, %33’ünün normal kiloda, %35,2’sinin fazla kilolu ve %25,7’sinin ise obezite kategorisinde yer aldığı tespit edildi.nnKampanyanın ilk altı haftalık sürecinin sonunda, Türkiye çapında toplam 4 milyon 923 bin 302 kişinin boy ve kilo ölçümü yapıldı. Katılımcıların %47,1’ini erkekler, %52,9’unu ise kadınlar oluşturdu. Bu ölçümlerin sonucunda, 2 milyon 985 bin 25 kişinin vücut kitle indeksinin ideal kilo aralığının üzerinde olduğu saptandı. Tüm katılımcılar genelinde yapılan değerlendirmede, yaklaşık %6’lık bir kesimin zayıf, %33’lük bir kesimin normal, %35’lik bir kesimin fazla kilolu ve %26’lık bir kesimin de obezite sınıfında olduğu belirlendi.nn**762 BİN 451 KİŞİ SAĞLIK DESTEĞİNE YÖNLENDİRİLDİ**nnKampanyanın altıncı haftası boyunca vücut kitle indeksi normalin üzerinde çıkan toplam 762 bin 451 kişi, birinci basamak sağlık kuruluşlarına sevk edildi. Bu grubun 403 bin 500’ünü kadınlar, 358 bin 951’ini ise erkekler oluşturdu. Yönlendirme, kişilere yapılan bilgilendirmelerin ardından kendi tercihleri doğrultusunda, ücretsiz beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı hizmetlerinden faydalanmaları amacıyla gerçekleştirildi.nn**ERKEKLERDE FAZLA KİLO, KADINLARDA OBEZİTE YAYGINLIĞI DİKKAT ÇEKTİ**nnKampanyanın geride kalan altı haftalık döneminde toplanan veriler, cinsiyetler arası kilo dağılımında önemli farklılıklar olduğunu gözler önüne serdi. Erkeklerde fazla kiloluluk oranı %40,3 olarak ölçülürken, bu oran kadınlarda %30,7 seviyesindeydi. Buna karşılık, obezite oranının kadınlarda (%30,7) erkeklere (%21,9) kıyasla daha yüksek olduğu ortaya konuldu.
