2025 yılının üçüncü çeyreğinde piyasaya sürülmesi hedeflenen yeni Mercedes CLA, tamamen baştan geliştirilmiş bir model olarak öne çıkıyor. Bu otomobil, Mercedes Benz Modular Architecture (MMA) platformu üzerine kurulan ilk araç olma unvanını taşıyacak. Tek bir şarjla WLTP standartlarına göre 792 kilometreye varan menzil kapasitesiyle segmentinde yeni bir standart belirlemektedir. Mercedes Benz Otomotiv Satış Direktörü Dr. Nadin Adam, müşterilerin çeşitli mobilite beklentilerine cevap verebilmek amacıyla yıl sonuna doğru içten yanmalı motorlu bir versiyonun da sunulacağını ifade etti.
Yeni CLA, yalnızca elektrikli sürüş performansıyla değil, aynı zamanda dijital zeka ve tasarım alanlarında da bir devrim yaratmayı amaçlıyor. Dr. Adam, bu modelin markanın kendi geliştirdiği yeni işletim sistemi MB.OS’u kullanan ilk araç olacağını ve bu sayede onu adeta “tekerlekli bir süper bilgisayara” dönüştürdüğünü vurguladı. Otomobil, Mercedes-Benz Akıllı Bulut ile sürekli bağlantıda kalarak, özellikle sürüş destek sistemleri gibi pek çok özelliğini kablosuz güncellemeler aracılığıyla daima güncel tutabilecek. Bu teknoloji sayesinde yeni CLA, uzun yıllar boyunca teknolojik olarak ileri seviyede kalma potansiyeline sahip olacak.
Araçtaki bir başka dikkat çekici yenilik ise yeni jenerasyon MBUX Sanal Asistan. Yapay zeka temelinde çalışan bu asistan, bağlamı kavrayarak ve duygusal tonlamaları anlayarak doğal diyaloglar kurma yeteneğine sahiptir. Sürücünün alışkanlıklarını öğrenip hatırlayabilen sistem, ChatGPT, Bing ve Google Maps gibi harici platformlarla entegre olarak sürüşü daha kişisel, akıllı ve sezgisel bir deneyime dönüştürüyor. Ek olarak, yeni CLA’nın 48 voltluk hibrit seçeneği, hem önden çekişli hem de 4MATIC dört çeker sistemleriyle birlikte satışa sunulacak.
2025 yılının Ocak-Mayıs aylarını kapsayan dönemde, Türkiye’de satılan her beş Mercedes-Benz’den birinin elektrikli olduğu açıklandı. Dr. Adam, konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Bu periyotta Mercedes‑Benz olarak toplamda 2.489 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleştirdik. Bu da sattığımız her beş araçtan birinin elektrikli olduğu anlamına geliyor. Geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 17’yi aşan bir büyüme yakaladık. EQE 280 modelimizde olduğu gibi, Türkiye pazarına özel sunduğumuz motor seçeneklerinin de bu artışta payı büyük oldu.”
Dr. Adam, 2025 yılına dair beklentilerini de dile getirerek, pazarın hem ciddi fırsatlar barındırdığını hem de bazı zorluklarla yüzleştiğini belirtti. Sürdürülebilirliğe yönelik yükselen tüketici talebi, genişleyen şarj ağı ve süregelen devlet teşviklerinin elektrikli araçlara geçişi destekleyen pozitif bir atmosfer oluşturduğunu ifade etti. Bununla birlikte, şarj altyapısı yatırımlarının sürdürülebilirliği, kullanıcıların bu konudaki bilinç düzeyinin yükseltilmesi ve araçların daha geniş kitleler tarafından erişilebilir olmasının önümüzdeki süreçte de gündemdeki yerini koruyacak kritik başlıklar olduğunu sözlerine ekledi.