HABER MERKEZİ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2025 12:51
Bolivya’nın dağlık bir kesiminde, İnkalar’dan asırlarca önce And Dağları’nda egemenlik kurmuş olan esrarengiz Tiwanaku medeniyetine ait devasa bir tapınak kompleksi gün yüzüne çıkarıldı. Penn State Üniversitesi’nden arkeolog Jose Capriles’in öncülük ettiği bir ekip, yerel halkın “Palaspata” olarak isimlendirdiği bu yapıyı ayrıntılı bir şekilde araştırdı. Yapının, Tiwanaku medeniyetinin merkezinden yaklaşık 215 kilometre uzakta, üç önemli ticaret güzergahının kesişim noktasındaki bir tepe üzerinde bulunması, onun stratejik önemini ortaya koyuyor.
Haberin Devamı
Capriles ve araştırma ekibi, yapıya ait kalıntıların ayrıntılı bir haritasını çıkarmak için drone görüntülemesi ve fotogrametri teknolojilerinden faydalandı. Elde edilen verilere göre tapınak, yaklaşık 125×145 metrelik bir alanı kaplıyor ve merkezinde geniş bir avlu barındırıyor. Yapının mimari tasarımı, Tiwanaku kültürünün gömülü avlular, dikdörtgen odalar ve taş kaplı platformlar gibi tipik özelliklerini sergiliyor. Ana girişin, güneşin ekinoks konumuna denk gelecek şekilde batıya yönlendirilmiş olması, tapınağın dinsel işlevlerinin yanı sıra astronomik bir amaca da hizmet ettiğine işaret ediyor.
SERAMİKLER, KABUKLAR VE KEMİKLER
Kazı sahasında ortaya çıkarılan objeler arasında, medeniyetin günlük yaşamı ve ticari faaliyetleri hakkında değerli bilgiler sunan keru kapları, tütsülükler, seramik kaseler, devegil kemikleri ve turkuaz taşı fragmanları bulunuyor. Buluntular içinde en dikkat çekici olanlardan biri, yalnızca Pasifik Okyanusu kıyılarında bulunan Oliva peruviana türü bir deniz kabuğudur. Bu keşif, Tiwanaku’nun ticaret ağının Atacama Çölü’nü aşarak okyanusa kadar ulaştığını kanıtlıyor. Ayrıca, yüzeyde diğer kültürlere ait seramik süslemelerinin tespit edilmesi, Tiwanaku’nun bölgesel bir güç olmanın ötesinde, farklı medeniyetlerle etkileşim halinde olan çok yönlü bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Haberin Devamı
DİNİ MERKEZ VE POLİTİK GÜÇ
Jose Capriles’e göre, Tiwanaku toplumunda ekonomik ve politik düzenin temelini dinsel inançlar oluşturmaktaydı. Capriles, “O dönemde ekonomik ya da politik işbirliği yapmak isteyenler, ortak bir dili kullanmak zorundaydı. Bu ortak dil ise tanrılardı,” ifadeleriyle bu durumu özetliyor ve bu tür mabetlerin hem dini hem de sosyal bir merkez rolü üstlendiğini belirtiyor. M.S. 110 civarında ortaya çıkan ve yaklaşık 1000 yılında çöküşe geçen Tiwanaku uygarlığı hakkında önemli veriler sunan Palaspata Tapınağı, medeniyetin ne kadar geniş bir coğrafyada etki kurduğunu ve bu gücü hangi siyasi-dini yapıyla sürdürdüğünü anlamamız açısından kritik bir öneme sahip.