Kaynak, Getty Images
Haber bilgisi
Yazan, Nidale Abou Mrad
Unvan, BBC Dünya Servisi
1 Temmuz 2025
İklim değişikliğinin bir sonucu olarak sıcak hava dalgalarının artık daha şiddetli ve sık yaşandığı genel kabul gören bir gerçektir. Kuzey yarımkürede yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte, Avrupa’nın önemli bir bölümünde, Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı kesimlerinde ve kuzeydoğu Asya’da sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üzerine tırmanmış durumda.
Bu durum, bilhassa yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı olanlar için ciddi bir sağlık tehdidi meydana getiriyor. İspanya’nın meteoroloji kurumuna göre, 28 Haziran’da El Granado kasabasında 46°C’lik bir değerle Haziran ayı için yeni bir sıcaklık rekoru kaydedildi. Ayrıca, bu ayın kayıtlara geçen en sıcak Haziran olduğu belirtildi.
Ancak, termometrelerin gösterdiği rakamlar tek başına aldatıcı olabilir. Örneğin, orta Kanada gibi düşük nem oranına sahip kuru bölgelerdeki yüksek sıcaklıklar, Basra Körfezi çevresi gibi nemli iklimlerdekiyle aynı etkiyi yaratmaz ve aynı seviyede tehlike arz etmez.
İşte bu noktada, ısı ve nemin potansiyel olarak ölümcül birleşimini ölçen yaş/ıslak termometre sıcaklığı kavramı önem kazanmaktadır. Peki, bu ölçüm tam olarak nedir ve nasıl bir işleyişe sahiptir?
**Yaş Termometre Sıcaklığı Nedir?**
Herkesin aşina olduğu “sıcaklık” kavramı, bir termometrenin havanın ne kadar sıcak olduğunu belirtmesidir. Buna karşılık, yaş termometre sıcaklığı, ısı ve havadaki nem veya su buharı miktarının birleşik etkisini ölçer.
Bu ölçüm en temel haliyle, ucu ıslatılmış bir pamuk veya bezle sarılmış bir termometre kullanılarak yapılır. Termometre, üzerindeki su buharlaşırken ulaştığı sıcaklığı kaydeder. Su, buharlaşma sırasında ısıyı da beraberinde götürerek sıcaklığın düşmesini sağlar. İşte bu ölçülen değere “yaş termometre sıcaklığı” denir.
**Neden Hayati Önem Taşır?**
İnsan vücudu, terleme yoluyla kendini soğutur. Cildimizden salgılanan su, vücuttaki fazla ısıyı alarak buharlaşır ve bu süreçte vücut serinler. Bu mekanizma kuru iklimlerde oldukça verimli çalışırken, aşırı sıcak ve nemli bölgelerde etkinliğini büyük ölçüde yitirir. Eğer dış ortam sıcaklığı vücut sıcaklığına yakın ve havadaki nem oranı yüksekse, terleyerek serinlemek neredeyse imkansız hale gelir.
Bunun sebebi, havanın zaten nemle doymuş olması ve daha fazla su buharını kabul edememesidir. Bu durum terin buharlaşmasını yavaşlatır. Ekstrem koşullar altında, terleme hiç gerçekleşemeyebilir ve bu da vücut ısısının tehlikeli seviyelere çıkmasına, hatta ölüme yol açabilir.
**Hangi Sıcaklık Tehlikelidir?**
Kaynak, EPA
Science Advances dergisinde 2020 yılında yayımlanan bir araştırma, “35°C’lik bir yaş termometre sıcaklığının fizyolojik üst sınırımız olduğunu ve çok daha düşük değerlerin bile ciddi sağlık sorunlarına neden olabildiğini” ortaya koymuştur.
Isı ve nem kombinasyonu 35°C’lik bir yaş termometre sıcaklığını aştığında, insan vücudu artık çevreye ısı yayamamaya başlar. Bu durum organların işlevini yitirmesine ve ölümcül sonuçlara neden olabilir. Klimalı bir ortama erişimi olmayan insanlar bu koşullar altında yalnızca birkaç saat içinde hayatını kaybedebilir.
Gölgede, giysisiz, dinlenme halinde olan ve sınırsız içme suyuna erişimi bulunan sağlıklı bir birey bile bu sıcaklıkta hayatta kalmak için mücadele eder. Neyse ki, 35°C’lik yaş termometre sıcaklığına şimdiye dek nadiren, kısa süreler için ve kısıtlı alanlarda ulaşılmıştır.
Fakat bu durumun gelecekte değişmeyeceğinin bir garantisi yoktur.
**Küresel Isınmanın Etkisi Nedir?**
Kaynak, Getty Images
Hava ısındıkça, daha fazla nem tutma kapasitesine sahip olur. Bu nedenle, küresel sıcaklıklar arttıkça, yaş termometre sıcaklıklarının da yükselmesine yol açacak daha nemli koşullarla karşılaşmamız olasıdır. 2020 tarihli Science Advances araştırmasına göre, Güney Asya ve Basra Körfezi gibi dünyanın bazı bölgelerinde aşırı sıcaklık ve nem kombinasyonları son 40 yıl içinde iki katına çıkmıştır.
Çalışma, küresel ısınmayı durdurmak için önlem alınmadığı takdirde, bu tehlikeli seviyelerin çok daha yaygın hale geleceği ve daha uzun süreceği öngörüsünde bulunuyor.
Ancak 35°C eşiğine ulaşılmasa bile, yaş termometre sıcaklıkları, sıcak hava dalgalarının yaşam için en büyük tehdidi nerede oluşturduğunu ve kimlerin en fazla risk altında olduğunu belirlemede kilit bir rol oynar. Indian School of Business’ta Araştırma Direktörü olan Anjal Prakash, durumu şöyle açıklıyor: “Örneğin Hindistan’da inşaat ve teslimat sektörlerinde çalışan insanlar, işlerini yapmak için dışarıda olmak zorundalar. Maaşları iklimden etkilenmeyenlerin aksine, onların geçimlerini sağlamak için başka bir seçenekleri yok.”
**Bu Bilgi Hayatları Nasıl Kurtarabilir?**
Yaş termometre ölçümleri, hangi bölgelerin yaşamı tehdit eden seviyelere ulaştığını anlamamızı sağlayarak hükümetlerin uyum sağlamak için adım atmasına olanak tanır. Profesör Prakash, “Örneğin, tahminler belirli bir bölgede yaş termometre sıcaklıklarının on yıl içinde 35°C’ye ulaşabileceğini gösteriyorsa, hükümetler erken uyarı sistemleri kurarak, okul saatlerini düzenleyerek ve özel soğutma önlemleri alarak duruma adapte olabilir” diyor.
**Durum Daha da Kötüleşecek mi?**
Kaynak, Getty Images
Bilim insanları, küresel sıcak hava dalgalarındaki artıştan ötürü giderek daha fazla kaygı duymaktadır. 2022’de Güney Asya’da yoğun bir sıcak hava dalgası yaşandı; Hindistan ve Pakistan’da rekor sıcaklıklar görüldü ve Yeni Delhi’de termometreler 50°C’yi gösterdi. Prof. Prakash, BBC’ye verdiği demeçte, “Pakistanlıların dışarı çıktıklarında kendilerini ateşle çevrelenmiş gibi hissettiklerini anlattıkları hikayeler okudum. Sıcak havayı bu şekilde tarif ediyorlar” dedi.
2023 yazındaki sıcak hava dalgası ise Avrupa’nın büyük bir kısmını, özellikle Yunanistan, İtalya, İspanya, Türkiye ve Kıbrıs gibi Akdeniz ülkelerini vurdu. Bazı bölgelerde gündüz sıcaklıkları 40-45°C’ye ulaştı.
2023’teki rekor küresel sıcaklıklar, Kanada ve ABD’deki şiddetli sıcak hava dalgaları ve orman yangınlarından Doğu Afrika’nın bazı bölgelerindeki uzun süreli kuraklık ve ardından gelen sellere kadar dünya genelinde çok sayıda aşırı hava olayına zemin hazırladı. 2024’teki küresel ortalama sıcaklıklar, sanayi öncesi dönemin yaklaşık 1,55°C üzerindeydi. Birleşmiş Milletler (BM) Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, son on yıl (2015-2024) kayıtlara geçen en sıcak dönem oldu.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “2024’ün kavurucu sıcaklıkları, 2025’te çığır açacak iklim eylemlerini zorunlu kılıyor” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı. “İklim felaketinin en kötüsünden kaçınmak için hâlâ vaktimiz var. Ancak liderlerin hemen şimdi harekete geçmesi gerekiyor.”