HABER MERKEZİ | Yayın Tarihi: 03 Temmuz 2025 12:47
Güneş Sistemi’nin dışından gelen gök cisimlerine rastlamak nadir bir durum olsa da, bu hafta bilim dünyası heyecan verici bir gelişmeye tanıklık etti. Gökbilimciler, 3I/Atlas olarak isimlendirilen yeni bir kuyruklu yıldızın yıldızlararası boşluktan geldiğini ve mevcut olarak Güneş Sistemimizden geçiş yaptığını teyit etti.
Uluslararası Astronomi Birliği’ne bağlı Küçük Gezegen Merkezi’nin 3I/Atlas ismini verdiği bu buzlu gök cismi, bugüne kadar gözlemlenen yıldızlararası objeler içinde en büyük olma potansiyelini taşıyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Gezegen Savunma Bölümü’nün başkanı olan Richard Moissl, nesnenin çapının 10 ile 20 kilometre arasında olabileceğini ifade etti. Moissl, bununla birlikte, cismin büyük ölçüde buzdan meydana gelmesi halinde boyutlarının daha mütevazı olabileceğinin de altını çizdi.
**SAATTE 216.000 KİLOMETREYİ AŞAN BİR HIZLA GEÇİŞ YAPIYOR**
Nesnenin saniyede 60 kilometreyi geçen bir süratle ilerlediği hesaplanıyor. Böylesine yüksek bir hız, cismin Güneş’in kütle çekimine kapılmadığının ve bağımsız bir yörüngede seyahat ettiğinin açık bir göstergesidir. Başka bir ifadeyle, bu ziyaretçi Güneş’in etrafında dönmüyor; uzak bir yıldız sisteminden kopup gelmiş ve yolculuğuna galaksinin derinliklerine doğru devam edecek. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Jonathan McDowell da, “Nesnenin etrafındaki puslu görünüm, onun büyük oranda buzdan meydana geldiğine işaret ediyor” diyerek bu bulguyu destekledi.
İlk keşif, 2 Temmuz tarihinde Hawaii’de bulunan ve NASA tarafından desteklenen ATLAS teleskop sistemi tarafından yapıldı. Bu esnada cisme geçici olarak A11pl3Z adı verildi. Ancak daha sonra yapılan yörünge analizleri, nesnenin yıldızlararası kökenini kesin olarak doğruladı.
Avrupa Uzay Ajansı’ndan Richard Moissl, 3I/Atlas’ın rotasının Mars yörüngesinin biraz içinden geçeceğini, fakat herhangi bir gezegen için çarpışma tehlikesi oluşturmadığını vurguladı. Şu an için Dünya’dan yaklaşık Jüpiter kadar uzakta olan gök cismi, Ekim sonuna dek Güneş’e yaklaşmaya devam edecek ve ardından Güneş Sistemi’nden çıkış yolculuğuna başlayacak. Bu süreçte, nesnenin gelecek yıla kadar teleskoplarla gözlemlenmesi mümkün olacak.
**SİSTEMİMİZDEKİ ÜÇÜNCÜ YILDIZLARARASI MİSAFİR**
Bu keşif, insanlık tarafından teyit edilen üçüncü yıldızlararası ziyaretçi olma özelliğini taşıyor. Bilim insanları daha önce 2017’de ‘Oumuamua isimli tuhaf şekilli bir nesne ve 2019’da ise 2I/Borisov adlı bir kuyruklu yıldız tespit etmişti. İngiltere’deki Central Lancashire Üniversitesi’nden astronom Mark Norris, “Bu yeni cisim, daha önce saptanan yıldızlararası nesnelere göre belirgin şekilde daha hızlı” şeklinde bir yorumda bulundu. Norris, ayrıca, mevcut modellere göre Güneş Sistemi’mizde herhangi bir anda bu türden 10.000 kadar nesnenin bulunabileceğini öngördüklerini de sözlerine ekledi.
**YAŞAMIN KÖKENİNE DAİR İPUÇLARI TAŞIYOR OLABİLİR Mİ?**
Bilim insanları, bu tür yıldızlararası cisimlerin, farklı yıldız sistemlerinde meydana gelip bir şekilde kendi sistemlerinden koparak uzay boşluğuna savrulmuş parçalar olduğunu değerlendiriyor. Bu nesnelerin, amino asitler gibi yaşamın temel yapı taşlarını barındırma olasılığı bulunuyor. Böyle bir keşif, evrenin başka yerlerinde de yaşam için elverişli koşulların mevcut olabileceğine dair önemli bir delil teşkil edecektir.
3I/Atlas’a bir uzay görevi düzenlemek şu an için imkansız olsa da, gökbilimciler bu nadir ziyaretçilerin evrenin uzak köşelerinden değerli bilgiler taşıdığını ve bilimsel çalışmalar için eşsiz fırsatlar yarattığını önemle vurguluyor.