İrlanda’nın Kelt Efsaneleri Salamis’i Büyüledi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilen 25. Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali, üçüncü etkinliğinde İrlandalı grup Celtic Legends’ı misafir etti. Topluluk, İrlanda’nın köklü geleneklerinden ilham alan hikayeleri müzik ve dansın büyüleyici birleşimiyle sahneye taşıdı.

Gösteri hayatına 2002 yılında İrlanda’nın Connemara yöresinde adım atan topluluk, 23. sanat yılında kendi kültürünü dünya sahnelerine taşımayı sürdürüyor. Kadrosunda “Riverdance” ve “Lord of the Dance” gibi uluslararası üne sahip projelerde performans sergilemiş dansçıları da barındıran grup, direktör Seán McCarthy yönetiminde sahne aldı. Binlerce yıllık tarihe sahip Salamis harabelerindeki Salamis Antik Tiyatro’da gerçekleşen gösteride, grup tüm yeteneklerini ve özgün İrlanda nağmelerini Kıbrıs Türk halkıyla paylaştı. Etkinlik sonrası Celtic Legends’ın direktörü McCarthy ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

‘KKTC’DE OLMAK HEYECANLI’
McCarthy’e, bunun Kıbrıs’a ikinci ziyaretleri olduğunu hatırlatarak KKTC’de sahne almanın nasıl bir his olduğunu sorduk. McCarthy, “Geçmişte de bu gibi tarihi mekanlarda performans sergileme fırsatımız oldu ve bu her defasında çok özel bir tecrübe. Yaklaşık 10 yıl önce Kıbrıs’ta bir gösteri yapmıştık ancak adanın bu bölgesinde ilk defa sahnedeyiz. Bu nedenle ayrıca bir heyecan içindeyiz” şeklinde yanıt verdi.

23 senelik bir kariyerin yorgunluk yaratıp yaratmadığı sorusuna McCarthy, “İşimizi büyük bir tutkuyla yapıyoruz” diye karşılık veriyor ve ekliyor: “Ziyaret ettiğimiz her şehir ve karşılaştığımız her izleyici, bizim için tamamen farklı bir motivasyon unsuru oluyor. Ayrıca gösterimizi sürekli olarak yeniliyor ve geliştiriyoruz. Bu durum, hem bizlerin sahnedeki enerjisini hem de seyircinin heyecanını daima taze tutuyor.”

DANSÇILARA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Koreografilerinde geleneksel olanla modern olanı bir arada sunmanın zorluklarına dikkat çeken McCarthy, bunun “hassas bir denge” olduğunu belirtiyor. “Koreografimiz, İrlanda dansının geleneksel yapısını esas alsa da, modern yorumlamalara ve yeni hikaye anlatım biçimlerine de kapı aralıyor. Birinci önceliğimiz köklerimize bağlı kalmak iken, ikinci kuralımız ise daima yenilikleri takip ederek bunları sanatımıza entegre etmektir” diyor. McCarthy, dansçılarına diğer şovlarda pek rastlanmayan bir ifade alanı sağladıklarının altını çizerek, “Dansçılarımız sahneye kendi özgün tarzlarını ve kişiliklerini yansıtıyor. Bu tam anlamıyla bir takım çalışması. Her bir üye, kalbiyle en iyi performansını sergiliyor. Başarımızın temelindeki sırlardan biri de budur” ifadelerini kullanıyor.

RİTİM VE BİRARADALIK
İrlanda dans ve müziğinin uluslararası alanda nasıl bir yankı uyandırdığı sorulduğunda McCarthy, “İrlanda kültürünün sahip olduğu evrensel cazibeye tanıklık etmek her zaman büyüleyici” yanıtını veriyor. Güney Amerika’dan Asya’ya ve Avrupa’ya uzanan geniş bir coğrafyada izleyicilerin gösteriden ne denli etkilendiğini ve keyif aldığını görmenin paha biçilmez bir duygu olduğunu ifade ediyor. McCarthy, sözlerini şu şekilde noktalıyor: “Amacımız, seyircilerimizin gösteriden ayrılırken ilham ve moral bulmuş, bir bağ kurmuş hissetmeleri. Bu bağ, ister kendi kültürel kökenleriyle, ister anlattığımız öyküyle, ya da yalnızca canlı bir performansın yaşattığı coşkuyla olsun… Celtic Legends’ın temel felsefesi; topluluk bilincini, gelenekleri ve ritmin birleştirici gücünü onurlandırmaktır…”