Sana Göre Haber

Aşırı Sıcaklara Karşı Korunma Rehberi: Sağlığınızı ve Serinliğinizi Nasıl Korursunuz?

Kaynak, Getty Images
23 Temmuz 2023
Güncelleme 58 dakika önce

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye 5-12 Temmuz tarihleri arasında bir sıcak hava dalgasının etkisine girecek ve bu dönemde sıcaklıkların mevsim normallerinin 6 derece üzerine tırmanması bekleniyor.

Tahminlere göre, termometrelerin Aydın’da 44 dereceyi, Diyarbakır’da ise 43 dereceyi göstermesi öngörülüyor.

Dünya genelinde etkisini gösteren sıcak hava dalgaları, milyonlarca insanın yaşamını güçleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda çevre ve halk sağlığı için ciddi riskler barındırıyor. Örneğin, 2019 yazındaki aşırı sıcakların dünya çapında yaklaşık 356 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu tahmin edilmekte; bu durum, söz konusu olayı şimdiye dek kayıtlara geçen en ölümcül doğal afetlerden biri yapmaktadır. Sıcak havalara bağlı ölümlerin hesaplanmasında belirgin farklılıklar olabilse de, bu felaketle giderek daha sık ve daha kalabalık kitlelerin yüzleştiği, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle bu durumun yakın gelecekte de devam edeceği şüphesizdir. BBC Future’ın yıllardır sürdürdüğü aşırı sıcaklarla mücadele yolları üzerine yapılan çalışmalardan derlenen bilimsel önerileri sizin için bir araya getirdik.

**Sıcakta serin kalmak**

Sıcak havada serin kalabilmek hayati bir öneme sahiptir. Neyse ki, sıcaklıklar tehlikeli seviyelere ulaştığında uygulanabilecek bazı temel önlemler bulunmaktadır. En yaygın bilinen yöntemler arasında, günün en sıcak saatleri olan 11.00 ile 15.00 arasında güneşe çıkmaktan kaçınmak ve havanın aşırı nemli olmadığı durumlarda bol miktarda soğuk veya sıcak sıvı tüketmek yer alır.

Vücudumuz, yeterli sıvı almadığımızda susuz kalmaya (dehidrasyon) başlar. Hafif bir su kaybı bile anında yorgunluk ve bitkinliğe neden olabilir. Vücut su tasarrufu yapmak amacıyla terlemeyi kestiğinde ise vücut ısısı artmaya başlar. Alkollü içecek tüketimini sınırlı tutmak ve çilek, kavun, karpuz, salatalık gibi su içeriği zengin gıdalar yemek faydalı olacaktır. Ek olarak, baharatlı yiyecekler terlemeyi tetikleyerek vücudun serinlemesine katkıda bulunabilir.

Giyim tercihleri konusunda, 1980’lerde Bedevi aşiretleri üzerinde yapılan bir araştırma, kıyafetlerin renginin (koyu ya da açık) sıcaktan korunmada belirgin bir fark yaratmadığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, sıkmayan ve bol kesim giysiler tercih etmek, cildin etrafında hava sirkülasyonu sağlayarak ferahlatıcı bir etki yaratabilir.

Evinizde ise, özellikle dışarısı içeriden daha sıcaksa, pencereleri açmadan önce iyi düşünmek akıllıca bir hareket olabilir. Güneş ışığı alan odalarda perdeleri kapalı tutmak, mekanın serin kalmasına yardımcı olur.

Vücudu serinletmenin en basit yollarından biri, suyun buharlaşmasıyla oluşan soğutma etkisinden yararlanmaktır. Duş alarak ya da yüzerek vücut ısısını hızla düşürmek mümkündür. Suyu kilden yapılmış testilerde muhafaza etmek ve açık pencerelerin önüne ıslak çarşaf asmak, geçmişte insanlığın tecrübe ederek geliştirdiği yararlı yöntemlerdendir. Benzer bir etkiyi, buz dolu bir kabı veya ıslak bir çarşafı vantilatörün önüne koyarak da elde edebilirsiniz.

Ancak vantilatörlerin ne ölçüde etkili olduğu tartışmalı bir konudur ve bu alanda henüz kapsamlı ve titiz çalışmalar yapılmamıştır. Pervaneli soğutucuların genellikle 35 santigrat dereceye kadar faydalı olduğu düşünülmektedir. Fakat sıcaklık bu seviyenin üzerine çıktığında, üzerinize sıcak hava üflemesi su kaybınızı hızlandırarak olumsuz bir etki yaratabilir. Bu cihazlar ayrıca enerjiyle çalıştıkları için kendileri de ısı üretirler. Bu nedenle, vantilatör çalışırken hava akışını sağlamak adına bir pencereyi aralık bırakmak mantıklı olabilir.

Elbette, uzun vadede evlerimizi ve binalarımızı yüksek sıcaklıklarda daha serin kalacak biçimde inşa etmenin çok sayıda yöntemi bulunmaktadır. Binada hava akışını sağlayan mekanizmalar, yeşil teraslar ve koridorlar bu yöntemler arasındadır. Bir kenti serin tutmada ağaçların rolü ise devasadır. Tek bir ağaç dahi yakın çevresinde ölçülebilir bir serinlik yaratır. Bu arada Tokyo gibi bazı kentlerde, yerleşimin tamamını daha serin tutacak güneşi yansıtıcı boyalar ve düşük enerjiyle çalışan klimalar gibi deneysel metotlar üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Kaynak, Getty Images
**Sıcakta uyumak**

Isı, memeli hayvanların uyku döngüsü üzerinde çok baskın bir faktördür. Uyku saatimiz yaklaştıkça vücut ısımız düşmeye ve kalp atışlarımız yavaşlamaya başlar. Biz bu durumu uykumuzun gelmesi olarak algılarız. Fakat sıcak ve yapış yapış nemli gecelerde vücudun ısısını düşürmesi zorlaşır, bu da uykuya geçişi güçleştirir. Yüksek sıcaklıklar ayrıca konforsuz bir uykuya ve ertesi gün yorgun hissetmeye zemin hazırlar.

Uyku için en uygun oda sıcaklığının 19-21 santigrad olduğu ifade edilir. Bazı çalışmalar ise cildimizin etrafındaki ısının 31-35 derece arasında olması gerektiği sonucuna varmıştır. Kullandığımız yatak, çarşaf, yorgan ve pijama gibi unsurlarla bu ideal uyuma ısısını sağlarız. Sıcaklık artmaya başladığında ilk içgüdümüz üzerimizdeki örtüyü fırlatıp atmak olsa da, araştırmalar bunun sanıldığı kadar faydalı olmadığını, zira vücudumuzun çevresindeki sıcaklığı kontrol etme aracımızı ortadan kaldırdığını göstermektedir. Bunun yerine daha ince bir örtüyle örtünmek, kaliteli bir uyku için daha iyi bir çözüm olabilir. Daha da iyisi, hafif modda çalışan bir vantilatörle hava akışını artırmak ya da gürültülü bir yerde yaşamıyorsak pencereyi aralamaktır. Uyku kalitesini iyileştirmek için geç saatte atıştırmaktan kaçınmak da iyi bir fikirdir, çünkü bir şeyler yemek vücut ısısını artırarak uykuyu bölebilen bir alışkanlıktır.

**Sıcak hava sağlığımızı nasıl etkiler?**

İnsan vücudunun ideal ısısı 35-37 santigrat derece arasındadır; birçok uzman bu aralığın ortalamasını 36,8 olarak belirtir. Vücut ısısı aşırı yükseldiğinde ya da ısıyı kontrol edemediğinde sıcak yorgunluğu dediğimiz durum meydana gelebilir. Bu durum aniden veya yavaş yavaş gelişebilir. Baygınlık hissi, aşırı terleme, soğuk ve nemli bir cilt, kramplar ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Bunun daha şiddetli hali olan güneş çarpması ise bayılma, kafa karışıklığı, ateş ve titreme nöbetleriyle ortaya çıkabilir. Bu durum, vücudun artık ısıyla baş edemediğinin ve tıbbi müdahale gerektiğinin bir göstergesidir. Sıcak dalgası ayrıca baş ağrısı ve su kaybından, kalp krizi ve nefes darlığı gibi ölümcül olabilen rahatsızlıklara kadar bir dizi sağlık sorununa yol açabilir. Bu tür dönemlerde, vücut ısılarını daha zor kontrol eden yaşlılar ve bazı hastalıklarla yaşayan kişilerin özellikle dikkatli olması gerekmektedir.

Dünyada nüfusun yarısının ve yaklaşık bir milyar işçinin yılın belirli dönemlerinde zararlı düzeyde yüksek sıcaklıklara maruz kaldığı tahmin ediliyor. Isı kademeli olarak yükseldiğinden, sağlığımızı etkilediğini fark ettiğimizde çok geç olabilir. Bu yüzden önceden yapılan uyarılar, önlem almak bakımından büyük fayda sağlar.

Kaynak, Getty Images
**Sıcak dalgaları eşitsizlikleri büyütüyor mu?**

İklim değişikliği herkesi aynı ölçüde etkilemiyor. En yoksul kesimler, bu etkinin en ağır sonuçlarıyla yüzleşiyor. İklim krizine yol açan karbon salımlarına en az katkıda bulunan Afrika ülkeleri, ısı artışının etkilerini kuraklıklar ve sıcak dalgalarıyla en şiddetli biçimde tecrübe ediyor. Afrika’da aşırı sıcakların yol açtığı sorunlar, bir Batı ülkesindeki sıcak hava dalgası kadar haberlerde yer bulmazken, Afrika’dan gelen sesler iklim zirvelerinde daha az duyuluyor.

**Güneş altında sağlıklı kalmak için ne yapmalı?**

Sıcak havalarda dışarıya çıkacak olanların güneşten koruyucu krem, şapka ve güneşin zararlı ışınlarını engelleyen gözlük kullanmak gibi önlemler alması hayati önem taşır. Özellikle de cildi çok ince ve hassas olan bebeklerin korunması gerekmektedir. Avustralyalı uzmanlara göre, bir bebeğe altıncı ayını doldurana kadar asla güneş koruyucu krem sürülmemeli ve bir yaşından küçük çocukların doğrudan mor ötesi (UV) ışınlara maruz bırakılmaması gerekmektedir. Bebeklerin gölgede, hafif ve rahat giysiler giydirilmiş havadar yerlerde tutulması ve yumuşak şapkalar kullanmaları tavsiye edilir.

**Sıcak arabanın tehlikeleri**

Asla yapılmaması gereken bir şey de bebeklerin ve çocukların sıcak bir günde arabada bırakılmasıdır. Bir motorlu araç içindeki ısı sadece 10 dakika içinde 11 santigrat derece yükselebilir. Çocukların vücut ısılarının yetişkinlere oranla beş kat daha hızlı yükseldiği düşünüldüğünde, neden asla arabada bırakılmamaları gerektiği daha net anlaşılmaktadır. Sadece ABD’de son 25 yıl içinde 900’den fazla çocuğun sıcakta arabada bırakıldıkları için yaşamını yitirdiği kayıtlara geçmiştir. Aynı tehlike, başta köpekler olmak üzere evcil hayvanlar için de söz konusudur. Sıcak günlerde, onların da gölgede ve kapalı mekanlarda kalmaları, yürüyüşe çıkarılmamaları gerekir; çünkü hem yerlerin sıcaklığından patilerinin yanması tehlikesi vardır hem de vücut ısıları insanlar gibi terleyemedikleri için çok daha yavaş düşmektedir.

Exit mobile version