Türkiye’deki yaklaşık 600 bin kamu çalışanını kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) müzakereleri, hükümet tarafından sunulan yüzde 16-17’lik zam teklifinin ardından ciddi bir tepkiyle karşılaştı. Aylar boyunca devam eden ve bir sonuca varılamayan görüşmeler ile masaya getirilen yetersiz teklifler, emekçileri grev yapma noktasına getirdi. Bu sürecin bir sonucu olarak, Öz Büro İş Sendikası tarafından İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde iş bırakma eylemi başlatılarak kamudaki ilk grev adımı atıldı. Sendika Genel Başkanı Baki Gülbaba, durumu “Bu grev, geçinemeyen insanların isyanıdır” sözleriyle özetleyerek bir mücadele çağrısı yaptı.
Katip Çelebi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Gülbaba, ülkedeki orman yangınlarına dikkat çekerek işçilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: “Çeşme, Ödemiş, Seferihisar ve ülkemizin birçok noktasında devam eden yangınlar hepimizin içini yakıyor. Şu anda nefes aldığımız ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor. Alevlerin tam ortasında, canı pahasına mücadele eden askerlerimize, itfaiyecilerimize, orman emekçilerimize, UMKE ve AFAD ekiplerine minnettarız. Aynı zamanda bilinmelidir ki bizim bordrolarımız da yanıyor. Geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı ve belirsizlik içinde bir başka yangını da evlerimizde yaşıyoruz. Evimizde yangın var, soframızda yangın var, emeğimizde yangın var” dedi.
Gülbaba, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Direncimizin, umudumuzun ve haklılığımızın bugüne kadar anlaşılmamış olması nedeniyle bugün kamuda ilk grevi İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde başlatıyoruz. Bu grev, hak grevidir. Bu grev, geçinemeyen insanların isyanının adıdır. Bu grev, emeğin direncidir. Emekçinin cebinden alınan aidatlar, işçinin masadaki gücüne dönüşmüyorsa bu yapıların kendini sorgulaması gerekir. Sendikalar geriye dönük aidat farklarından vazgeçmelidir.”