Stres Hormonları: Sosyal Medya Çözümleri Gerçekten İşe Yarıyor mu?

Kaynak, Getty Images
Haber bilgisi
Yazan, Ruth Clegg
Unvan, Sağlık muhabiri
5 Temmuz 2025, 14:24 +03
Güncelleme 38 dakika önce

Söylenenlere göre yüzümün biçimini değiştirebiliyor, karın bölgemde yağlanmaya yol açabiliyor ve hatta saçlarımın dökülmesine sebep olabiliyormuş. Son zamanlarda, hakkında çok az bilgiye sahip olduğum bir stres hormonu olan kortizole ilişkin uyarıların sosyal medya akışımı istila ettiğini hissediyorum.

Karşıma çıkan paylaşımlar, portakal suyu, hindistan cevizi suyu ve deniz tuzundan oluşan bir “kortizol kokteyli” tüketmemi, çeşitli takviyeler kullanmamı ve şakaklarıma lavanta yağı içeren bir kremle masaj yapmamı öneriyor.

Kortizol seviyemin ne kadar yüksek olduğunu bilmediğim için, onu düşürmem gerekip gerekmediği konusunda da bir fikrim yok. Fakat şimdi düşününce, yanaklarımın normalden biraz daha dolgun göründüğü ve kot pantolonumun belimi sıkmaya başladığı doğru.

Kaynak, Getty Images
Kortizol, vücudumuzun strese verdiği tepkiyi düzenlemede görev alan birkaç hormondan biridir. Böbreküstü bezleri tarafından salgılanan bu hormon, sabahları uyanmamızı sağlamaktan gece uykuya dalmamıza kadar günlük faaliyetlerimizin her aşamasında kritik bir rol oynar.

Onun varlığı olmadan yaşamamız mümkün değil; fakat bu çok hassas bir dengeye dayanır. Kortizol seviyesinin aşırı yükselmesi de pek çok sağlık sorununu beraberinde getirebilir.

Peki, eğer stres altındaysam ve bedenim aşırı kortizolün yarattığı baskıyla mücadele ediyorsa, bu durumu nasıl düzeltebilirim?

Telefonumu alıp sosyal medya hesaplarımda gezinirken, ilk gördüğüm gönderilerden biri, büyük bir stres kaynağı olduğu gerekçesiyle telefonumu kapatmamı tavsiye ediyor. On dakika öncesine kadar kortizol seviyem hakkında hiçbir endişem yokken, şimdi yükseldiğini hissedebiliyorum.

Oxford Üniversitesi Endokrinoloji Profesörü John Wass, “Sistemlerimizde eskisinden daha yüksek kortizol seviyeleriyle yaşıyor olmamız oldukça muhtemel,” diyor ve ekliyor: “Bunun bir nedeni, dünyada çok daha fazla stres faktörünün olması ve bizim hiçbir zaman tam olarak dinlenemememiz. Akıllı telefonlar yüzünden bir an bile huzur bulamıyoruz.”

Ancak Profesör Wass, sosyal medyada sıkça kortizol seviyeleri ile bedensel değişimler arasında kurulan doğrudan bağlantıyı sorguluyor ve bu durumu “yanlış yönlendirici” olarak tanımlıyor. “Kilo alımı, yüzde şişkinlik gibi tüm bu değişimlerin pek çok farklı sebebi olabilir. Örneğin, kötü bir gece uykusu, bazı ilaçların kullanımı, aşırı tuz veya alkol tüketimi gibi,” diye belirtiyor. “Tek suçlunun kortizol seviyeleri olması pek olası değil; bu oldukça karmaşık bir durum.”

Kaynak, Emma Lynch/BBC
Küçük bir teknoloji firmasında genel müdür olarak çalışan Jasleen Kaur Carroll, kariyerinin zirvesindeyken işi tüm hayatı haline gelmişti. Nihayetinde iş temposu o kadar arttı ki, sürekli bir baskı altında hisseden Jasleen, fiziksel, zihinsel ve duygusal bir çöküş yaşadı.

Londra’da yaşayan 33 yaşındaki kadın, o günleri “Kendimi bir zombi gibi hissetmeye başlamıştım, sanki çevremdeki dünya başıma yıkılıyordu,” diye anlatıyor. “Fakat kendime sürekli ‘Ben Jas’im, güçlüyüm ve devam edebilirim’ telkininde bulunuyordum.”

Jasleen, stresini nasıl yöneteceğine ve kortizol seviyesini nasıl düşüreceğine dair tavsiyeler bulmak umuduyla sosyal medyaya yöneldi. “Aklınıza gelebilecek her şeyi denedim,” diyor. “Kortizol kokteyli, Ashwagandha tabletleri, zerdeçal ve karabiber takviyeleri, alnıma sürdüğüm lavanta kremi… Her şeyi…”

Ancak denediği hiçbir yöntem işe yaramadı. Jasleen’in vücudu alarm vermeye başladı ve yaşadığı yoğun stres, bağışıklık sisteminin kontrolden çıkarak yanlışlıkla sağlıklı hücrelere saldırdığı otoimmün bir hastalık olan lupus’un alevlenmesini tetikledi. “Çok fazla kilo kaybettim, şiddetli eklem ağrılarım vardı ve akciğerlerimin etrafında sıvı biriktiği için nefes almakta zorlanıyordum,” diyor. “Durumumun kötü olması nedeniyle bebek sahibi olmaya çalışmamam konusunda uyarıldım.”

Kaynak, JASLEEN KAUR CARROLL
Hastanede lupus tedavisi görürken Jasleen, sosyal medya tavsiyeleriyle kendi kendini iyileştirmeye çalışmak yerine durup, kendine zaman ayırması ve profesyonel yardım alması gerektiğini anladı. “Stresin bütün belirtileriyle mücadele etmeye çalışıyordum,” diyor. “Halbuki asıl yapmam gereken, sorunun kökenine inmekti.”

Terapiye başlayarak çocukluk döneminde yaşadığı bir travma üzerine çalıştı ve kendisine anı daha bilinçli yaşamayı öğreten farkındalık (mindfulness) pratiğine başladı.

Stres Yönetimi Derneği’ni yöneten terapist Neil Shah, “Stres aslında harika bir mekanizmadır,” diyor. “Adrenalin ve kortizol gibi hormonlar, bizi algıladığımız bir tehdide karşı korumak için hayati öneme sahiptir. Sorunlar, her yerde bir tehdit algılamaya başladığımızda ortaya çıkar ve içinde yaşadığımız 7/24 aktif toplum bu durumu körüklüyor.”

Neil, Jasleen’e dışarıda, çimlerin üzerinde çıplak ayakla durmayı denemesini önerdi. Jasleen başlarda ikna olmasa da denemeye karar verdi. “O noktada her şeyi deneyebilecek durumdaydım,” diye belirtiyor.

Jasleen ile görüştükten bir gün sonra, ağrı ve stres yönetimi alanında uzmanlaşmış bir yardım kuruluşu olan Breathworks’ten bir farkındalık koçuyla video görüşmesine katılıyorum. Benimle birlikte, hepsi stres seviyelerini yönetmeyi ve genel sağlık durumlarını iyileştirmeyi öğrenmek isteyen 12 katılımcı daha var.

Bazı bilimsel çalışmalar, farkındalık gibi aktivitelerin kortizol seviyeleri üzerinde olumlu bir etki yaratarak stres tepki sistemini düzenlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Araştırmalar ayrıca, geçmişe takılıp kalmak veya geleceği düşünmek yerine şimdiki ana odaklanmanın, beynin yapısını değiştirerek strese karşı direnci artırabileceğini ortaya koymuştur.

Farkındalık koçum Karen Liebenguth’un sıcak ve sakinleştirici bir sesi var. Benden bir kuru üzümü elime almamı, ona bakmamı, dokunmamı, koklamamı, dinlememi ve en sonunda ağzıma atmamı istediğinde şüpheyle yaklaşıyorum. Onu çiğnediğimde ise, farkındalıkla yemenin ne demek olduğunu anlamaya başlıyorum. Tek düşüncem kuru üzüm, onun tadı ve dokusu. Ve o gün ilk defa tüm dikkatim şimdiki anda toplanıyor.

Psikoloji profesörü ve stres dayanıklılığı uzmanı David Creswell, farkındalığın, bazı bireylerin kortizol seviyelerini düşürmede etkili olduğu kanıtlanmış çeşitli tekniklerden yalnızca biri olduğunu söylüyor. Egzersiz, günlük tutma, yakın ilişkileri güçlendirme ve bilişsel davranışçı terapinin (BDT) de faydalı olabileceğini ekliyor. Profesör Creswell, “İlginç bir şekilde, bu tekniklerin her biri bizi zaman zaman rahatsızlık hissiyle barışık olmaya yöneltiyor,” diyor. “Bunlar, hayatın önümüze çıkardığı daha büyük stres faktörleriyle başa çıkmamıza yardımcı olabilecek küçük mini stresörler gibidir.”

Uzmanlar, bazı sosyal medya “hızlı çözümlerinin” sadece pek çok insanın yaşayabileceği gerçek sorunları çözmede başarısız olmakla kalmayıp, aynı zamanda tıbbi yardıma ihtiyacı olan kişilerin profesyonel destek aramasını geciktirebileceği konusunda uyarıyor. Refah uzmanı Profesör Sir Cary Cooper, “Genellikle karmaşık ve potansiyel olarak daha ciddi bir soruna karşı basit çözümlerle karşılaşıyoruz,” diyor.

Ona sosyal medyada sıkça rastladığım kortizol kokteylinin içeriğini anlattığımda şaşırmış görünüyor. “Yani, herhangi bir zararı dokunmaz,” diyor. “Fakat kortizol seviyenizi düşüreceği kesinlikle söylenemez.” Profesör Cooper, vücutta meydana gelen ani değişikliklerin altında yatan bir fiziksel sağlık sorunu olmadığından emin olmak için mutlaka bir tıp uzmanına danışılması gerektiğini belirtiyor.

Yüksek kortizol seviyeleri yüzde, sırtın üst kısmında ve karın çevresinde kilo artışına neden olabilir ki bu durum, Cushing Sendromu olarak bilinen çok nadir bir rahatsızlığa işaret edebilir. Bunun en yaygın sebebi, uzun süre yüksek dozda steroid ilacı kullanmaktır. Bazen de hipofiz bezinde (beyin yakınında) veya adrenal bezlerde (böbreklerin yakınında) bulunan küçük, kanserli olmayan bir tümör, aşırı kortizol salgılanmasına yol açabilir. Bu bezler, kortizol dahil olmak üzere vücudunuzdaki belirli hormonların miktarını kontrol etmeye yardımcı olur.

Profesör Cooper, “Eğer stresliyseniz, sadece semptomları tedavi etmenin pek bir anlamı yok,” diyerek konuyu özetliyor. “Her şeyin temelinde yatan nedenler vardır ve bu nedenler kötü bir ilişkiden, finansal kaygılardan veya ailevi sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Sosyal medyadaki basit öneriler bu sorunları çözmeyecektir.”

Kaynak, Emma Lynch/BBC
Jasleen’in şu an büyük bir dijital pazarlama şirketinde yeni bir işi var. Hamile kalamayabileceği yönündeki uyarılara rağmen, sekiz ay önce bir kız bebek dünyaya getirdi. Geçmişte yaşadığı tükenmişliği tekrar yaşamamakta kararlı olduğu için her sabah mutlaka bazı egzersizler yaptığını söylüyor. Bu egzersizlerin her birinin sinir sistemini uyararak rahatlamasına ve stres seviyesini düşürmesine yardımcı olduğunu anlatıyor.

Jasleen, “Vücuduma nazikçe dokunarak kendimi topraklıyorum,” diye açıklıyor. “Ellerimin arasında hayali bir top tutuyorum ve vücudumun üzerinde bir fırça gezdirerek cildimi okşuyor, kalbime akan kanı zihnimde canlandırıyorum.”

Jasleen’in yoğun bir hayatı, başarılı bir kariyeri ve ilgilenmesi gereken bir kızı var, ancak artık kendi sınırlarını çok daha iyi bildiğini ifade ediyor. Genel olarak sosyal ortamlardan kaçınıyor ve hayatının artık “daha sakin” olduğunu belirtiyor. “Hayatımda hâlâ beni strese sokan faktörler var,” diyor ve ekliyor: “Ancak şimdi bu durumla başa çıkmak için bir ‘araç setine’ sahibim ve hayatın getirdiği karmaşayı kucaklayabiliyorum!”