Muğla’nın Deştin bölgesinde, yerel halkın, belediyenin ve çevre savunucularının yaklaşık on yıldır sürdürdüğü mücadeleye ve karşı çıkışlarına rağmen, tartışmalı çimento fabrikası projesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bir kez daha onay almayı başardı. Daha önce Danıştay ve mahkeme tarafından iptal edilen, ancak 2009/7 sayılı genelge sayesinde tekrar gündeme gelen fabrika için “çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verildi. Bu yeni karar neticesinde, Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, tamamı ormanlık ve tarımsal arazilerden meydana gelen alandaki faaliyetlerine devam etme izni elde etti.
Şirketin, Kanal İstanbul projesinin raporunu hazırlamasıyla tanınan Çınar Mühendislik ile ortaklaşa yürüttüğü çalışma sonucunda ortaya çıkan 2 bin 48 sayfalık ÇED raporuna göre, projenin maliyeti 150 milyon TL olarak öngörülüyor. Diğer taraftan, mahkeme kararı, imar planı ve ruhsat iptalleriyle durdurulan inşaat faaliyetlerine kadar fabrika binalarının alanda yükselmeye başladığı biliniyor. ÇED raporundaki bilgilere göre, entegre çimento tesisinin soğutma binasının kaba inşaatının %75’lik kısmı tamamlanmış durumda. Şantiye ofisi, yemekhane ve yatakhaneler ise kullanıma hazır bir halde bekletiliyor. Benzer şekilde, filtre bacasının temeli ve yerden yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki kısmı da bitirilmiş halde. Bölgede halihazırda 23 kişilik bir güvenlik ekibi görev yapıyor.
Muğla Valiliği, geçtiğimiz aylarda, çimento fabrikasının imar planlarını geçersiz kılan Muğla Büyükşehir Belediyesi aleyhine bir dava açmıştı. Valilik, mahkemeye başvurarak büyükşehir belediyesinin aldığı kararın yürütmesinin durdurulmasını talep etti. Valilik tarafından yapılan iddiada, Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğu öne sürüldü. Bu gelişmelere tepki olarak yurttaşlar ise hazırlanan üçüncü ÇED raporuna karşı Menteşe Pazar Yeri’nde bir imza kampanyası düzenledi.
Çevre aktivistleri, doğada yıkıma yol açacak projeleri adli kararlarla durdurabilmektedir. Ancak, eski adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2009 yılında yayımladığı 2009/7 sayılı genelge, mahkeme kararlarını etkisiz kılabilen bir mekanizma sunuyor. Bu genelge uyarınca, projenin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu yeniden hazırlanarak halkın katılımı toplantısı zorunluluğu olmaksızın süreç yeniden başlatılıyor. İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun (İDK) kapalı oturumlarla gerçekleştirdiği toplantıların ardından proje tekrar onaylanarak gündeme getirilebiliyor.