ABD Başkanı Donald Trump, “tefeci” anlamında kullandığı “shylock” teriminin Yahudi karşıtı (antisemitik) bir çağrışım yapabileceği konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti. Iowa’da katıldığı bir programın ardından basın mensuplarına konuşan Trump, “Shylock kelimesinin Yahudilere yönelik bir klişe içerdiğini daha önce hiç duymamıştım” şeklinde bir ifade kullandı.
Tartışmalara yol açan ifade, Trump’ın perşembe akşamı katıldığı bir etkinlikte, hazırlanan “büyük ve güzel yasa tasarısı” hakkında konuşurken geldi. Trump, tasarıyla ilgili olarak, “Veraset vergisi yok, miras vergisi yok, bazen iyi niyetli olsalar da zaman zaman tefeci gibi hareket eden bankacılardan borç almak yok” demişti.
**Shylock’un Kökeni**
“Shylock” karakteri, ünlü İngiliz yazar William Shakespeare’in “Venedik Taciri” isimli oyununda geçen Venedikli Yahudi bir tefecidir ve eserde kötü bir figür olarak resmedilir. Hikayenin zirve noktası, karakterin zorla Hristiyan yapılmasıdır. Trump ise, kelimenin bu kültürel ve tarihi geçmişine gönderme yapmadığını iddia etti. Kendi savunmasında, “Benim için ‘shylock’ kelimesi, yüksek faizle borç veren bir şahıs demektir. Diğer manasını hiç bilmiyordum. Sizin bakış açınız farklı,” diyerek durumu açıkladı.
**ADL’den Tepki: “Tehlikeli ve Saldırgan”**
İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği (ADL) ise konuya ilişkin bir açıklama yayımladı. ADL, Trump tarafından kullanılan terimin “Yahudilerle özdeşleştirilen açgözlülük kalıp yargısını asırlardır devam ettiren, son derece incitici ve tehlikeli bir ifade” olduğunu vurguladı. Yapılan açıklamada ayrıca, “Başkan Trump’ın bu kelimeyi tercih etmesi sorumsuzca bir davranıştır” ifadesine yer verildi.
**Biden da Geçmişte Özür Dilemişti**
Benzer bir durum 2014 yılında da yaşanmıştı. O tarihte ABD Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Joe Biden, aynı kelimeyi kullandığı için eleştirilerin hedefi olmuştu. Biden, gelen tepkiler üzerine “Hatalı bir sözcük seçimi yaptım” diyerek kamuoyundan özür dilemek zorunda kalmıştı.
**Antisemitizmle Mücadelede Çifte Standart İddiaları**
Bu olay, Trump yönetiminin antisemitizmle mücadeledeki çifte standart uyguladığı yönündeki eleştirileri de gündeme getirdi. Yönetim, özellikle üniversite kampüslerinde antisemitizmle mücadeleyi bir öncelik olarak belirlemişken, Gazze’deki savaşı protesto eden barışçıl öğrenci eylemlerinin dahi “antisemitik” olarak nitelendirildiği görülüyor. Bu eylemlere iştirak eden öğrencilerin kayıt altına alındığı ve Muhammed Halil gibi bazı göçmenlerin sınır dışı edilme riskiyle yüzleştiği belirtiliyor.