Sana Göre Haber

Tunç Soyer, Cezaevinden Seslendi: Gözaltı Sürecini ve Yaşadıklarını Detaylandırdı

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 1 Temmuz Salı günü konutuna gerçekleştirilen bir şafak baskınıyla başlayan ve 72 saat süren gözaltı sürecinin ardından 4 Temmuz Cuma günü tutuklanarak cezaevine konuldu. Soyer’in tutuklanması, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mali suçlamalar iddiasıyla yürütülen ve aralarında CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu 59 kişiyi kapsayan bir soruşturma çerçevesinde gerçekleşti. Soyer, cezaevinden yazdığı bir mektupla mahpushane koşullarına dair ilk izlenimlerini paylaştı.

Nezarethanede geçirdiği süre boyunca sert muameleye maruz kaldığını ifade eden Soyer, durumunu ironik bir dille, “İçeride olmanın en güzel yanı sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinizin basılması ve gözaltına alınmanız ihtimalinin olmaması…!” sözleriyle özetledi.

“DEVLET SİZİ NEZARETHANEYE ‘ATIYOR’ VE ‘KÖTÜ MUAMELE’ YAPIYOR”

Kendisine yöneltilen suçlamaların hukuki temelden yoksun olduğunu ve tutuklama kararının hukuk dışı olduğunu savunan Tunç Soyer, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “İçeride olmanın en güzel yanı sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinizin basılması ve gözaltına alınmanız ihtimalinin olmaması…! Gözaltına alındığınızda Devlet sizi nezarethaneye ‘atıyor’ ve ‘kötü muamele’ yapıyor. 3-5 saat değil tam 72 saat beton üzerinde bir çift battaniyeyle bırakıyor. 70 kişi tek bir alaturka tuvaleti kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Bu da elbette taleplerin sıraya konulmasıyla mümkün olabiliyor. Yani, 24 saatte bir kez yapılan temizlik nedeniyle son derece hijyenik olmayan şartlarda ama ihtiyaç giderebiliyorsanız kendinizi mutlu hissediyorsunuz.”

Soyer, mektubunda nezarethane ile cezaevi koşullarını karşılaştırarak devam etti: “Tutuklandığınızda ise Devlet sizi ‘emanet’ olarak alıyor. Pek çok kuralla birlikte yaşayacağınız daha ilk andan anlaşılıyor ama o kuralların öğrenilmesi sürekli olarak ‘size söylerler’ denildiği için biraz zaman alacağa benziyor. Gözaltına alındığım andan itibaren 5 gündür telefonsuz ve saatsizim. Benim gibi telefon elinden hiç düşmeyen biri için telefonsuzluğa alışmak da biraz zaman alacak galiba ama daha şimdiden alışmanın hoşuma gittiğini söyleyebilirim, zamanın akışını daha net hissedebiliyorsunuz. Hiç kuşkusuz zaman içeride yavaş akıyor. İçerisi ilk andan itibaren bir tür sadeleşmeyi öğretiyor.”

Tek kişilik odasındaki yaşamına da değinen Soyer, “Tek kişi kaldığım odamda bir karyola, bir plastik masa ve sandalye bir de fevkalade iyi çalışan bir vantilatör var. Bunlar ne kadar çok ve gereksiz eşyayla hayatımızı doldurduğumuzu düşündürttü bana. Ama daha çok kafa yormadan çok uykusuz geçen 4 günün ardından kavuştuğum yatağı çok sevdim ve deliksiz uyudum. İlk sabah çok kötü bir gaf yaptım. Uyandım, ışığı açmak için elektrik düğmesine bastım. Meğer acil durum düğmesiymiş, bir siren çaldı ve kısa süre sonra bir görevli kapıya geldi. ‘Çok özür dilerim ışığı açmak istemiştim’ dedim.” şeklinde yazdı.

“MAALESEF MEMLEKETİMİZDE KÖTÜ HABER HİÇ BİTMİYOR VE TEZ DUYULUYOR”

Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin de sabah saatlerinde gözaltına alındığını öğrendiğinde büyük bir üzüntü yaşadığını belirtti. Buca Kırıklar F Tipi 1 Nolu Cezaevi’nden kaleme aldığı mektubunda şöyle devam etti: “Neyse ki tüm süreçteki memurlar gibi çok büyük bir anlayışla ‘Sorun yok, tamam’ diyerek rahatlattı beni. Bu inzivada belli ki düşünmeye çok vaktim olacak ama ilk anda, benimle aynı kaderi paylaşan çok sevgili dostlarımı, çalışma arkadaşlarımı, yoldaşlarımı, birbirinden değerli insanları düşündüm. Maalesef memleketimizde kötü haber hiç bitmiyor ve tez duyuluyor.”

İlk ziyaretçisinin Av. Deman Güler olduğunu ve diğer belediye başkanlarının gözaltı haberini ondan aldığını aktaran Soyer, “Çok üzüldüm, Zeydan Başkan daha dün akşam arkadaşının telefonundan benim için üzüldüğünü söylemişti. Dilerim akıbetleri bize benzemez ve tutuklanmazlar. Maruz kaldığımız bu haksızlıklar kabul edilebilir değil,” ifadelerini kullandı.

“KİMİ DOLANDIRMIŞIM, KİMDEN NE MENFAAT ELDE ETMİŞİM”

Tutuklama kararının geçersiz olduğunun altını çizen Soyer, hukuki sürecin işleyişini eleştirdi: “Hukuki dayanaktan yoksun suçlamalar ve tamamen hukuk dışı bir şekilde sürdürülen tutuklamalar aslında yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl bence. Çünkü örneğin ben Türk Ceza Kanunu 158/1 maddesi nedeniyle tutuklandım. Bu madde hile ve desise ile bir çıkar ve menfaat elde etmek için bir kişinin aldatılmasını düzenleyen nitelikli dolandırıcılık suçudur. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiç biri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum.”

Sosyal medya hesabı üzerinden de paylaşılan mektubunu Soyer şu sözlerle tamamladı: “Bugün ikinci ziyaretçilerim, önceki dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve değerli İzmir milletvekillerimizdi. Hem evimize, ailemize hem bana moral veren ziyareti için kendisine ve değerli eşlerine çok teşekkür ediyorum. Dilerim Devletimizin aldığı ‘emanetler’ fazla hasar görmeden ve itibarlarıyla birlikte sahiplerine ailelerine, ait oldukları hayata iade edilir. Adalet yerini bulur. Zaman zaman cezaevi günlüğümü sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Arada sırada siz de bana yazarsanız sevinirim. Adresim: Buca Kırıklar F Tipi 1 Nolu Cezaevi Koğuş B/63 Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın…!”

Exit mobile version