Ayvalık’ta YKS Eşitliğine Darbe: Yetkili Çocuğu Kimliksiz Sınava Alındı

Eğitim-İş sendikası, 21-22 Haziran 2025’te yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile ilgili gündeme gelen usulsüzlükler hakkında bir duyuru yayımladı. Sendikanın açıklamasında, ÖSYM’nin sınav güvenliğini sağlamada yetersiz kaldığı ve mevcut sistemin çöküşe doğru gittiği vurgulandı. Açıklamanın merkezinde ise Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde yaşanan bir olay yer aldı. İddialara göre, Eğitim-Bir-Sen şube başkanı ve ilçe milli eğitimde şube müdürü olarak görev yapan bir yetkilinin oğlu, yanında kimliği olmamasına rağmen sınava kabul edildi. Bu durumun ortaya çıkmasının ardından, aynı ilçedeki farklı sınav merkezlerinde kimlik eksikliği nedeniyle sınava girişlerine izin verilmeyen başka adayların varlığı anlaşıldı. Olayın yankıları sürerken, il milli eğitim müdürünün Ayvalık’a gelerek okul müdürleriyle bir toplantı düzenlediği ve bu toplantıda hem öğrenciyi kurallara aykırı şekilde sınava alan görevliyi hem de şube müdürü olan babayı koruyacağını belirttiği öne sürüldü. Benzer şekilde, ilçe milli eğitim müdürünün de bazı okulları ziyaret ederek yaşananları meşrulaştırmaya yönelik ifadeler kullandığı iddia edildi.

‘ÇİFTE STANDART SÖZ KONUSU’
Cunda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde meydana gelen hadiseye ilişkin gazetemize konuşan Eğitim-İş Balıkesir Şube Başkanı Yakup Tekin Efe, konu hakkında adli süreç başlattıklarını ifade etti. Efe, olayın detaylarını şu şekilde aktardı: “Bazı öğretmenler duruma itiraz etse de bina sorumlusu, mesuliyetin tamamen kendisinde olduğunu beyan ediyor. Sınav salonu görevlileri tarafından bir tutanak tutulmamış ancak olaya tanıklık edenler mevcut.” Efe, öğrencinin kimliğini bulamaması üzerine, şube müdürü olan babasının sınav kapıları kapandıktan yaklaşık 20-25 dakika sonra çocuğunun pasaportunu bir görevliye teslim ettiğini de ekledi. Efe, durumu şu sözlerle eleştirdi: “Türkiye’nin dört bir yanında bir küpe yüzünden ya da sadece 1-2 dakikalık gecikme sebebiyle sınava giremeyen onca öğrenci varken, Ayvalık’ta ne yazık ki böylesi bir kayırmacılık örneği yaşanıyor. Üstelik burada da kimliği olmadığı için sınava alınmayan başka öğrencilerimiz mevcut. Bu açıkça bir çifte standarttır.”

‘ETİKETLERİ KORUNACAK MI?’
İl milli eğitim müdürüyle yaptıkları görüşmeyi de aktaran Efe, müdürün sorumluluğu üstlenmediğini belirtti. Efe’nin ifadesine göre müdür, kendi görevlerinin sadece binaları sınava hazırlamak olduğunu, sınav kurallarının denetiminin Yükseköğretim Kurumu’na (ÖSYM) ait olduğunu ve bu nedenle konunun yetki alanları dışında kaldığını söylemiş. Bu savunma karşısında Efe, il milli eğitim müdürlüğüne yönelik şu eleştirel soruları yöneltti: “Öğrencileri yıllar süren bu maratona hazırlama sürecinin büyük bir kısmı milli eğitimin mesuliyeti altında değil midir? Eğitimciler olarak bizler onlara rehberlik etmiyor muyuz? Eğitimde fırsat eşitliğini temin etmek, Milli Eğitim Bakanlığı’nı temsil eden siz il milli eğitim müdürlüğünün asli yükümlülüğü sayılmaz mı? Bilhassa, atadığınız bir ilçe şube müdürünün rol model olması beklenirken, kuralları açıkça görmezden gelerek usulsüz yollara başvurması durumunda, bu amirinize yönelik pozisyonunuz ne olacaktır? Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulandığı ilk sınavda sergilenen bu kayırmacı tavır karşısında, ‘Sorumluluk bizde değil’ denilerek olayda ismi geçen ve kuralları bile bile çiğneyen eğitimcilerin unvanları muhafaza edilecek mi?”

Efe, sözlerini şu net çağrıyla tamamladı: “ÖSYM’nin ilan ettiği kurallara riayet etmeyerek yetkisini kötüye kullanan ve bu şekilde diğer adayların hak kaybına neden olan tüm sorumlular, gerekli yaptırımlarla karşı karşıya kalmalı ve cezalandırılmalıdır.”