Paris’in kalbinde yer alan Elysee Sarayı, günümüzde Fransa cumhurbaşkanının resmi ikametgahı olarak hizmet vermektedir. Bu yapı, 18. yüzyıldan itibaren yalnızca önemli siyasi kararların alındığı bir mekan olmakla kalmamış, aynı zamanda skandallarla dolu aşk hikayelerine de sahne olmuştur. Fransızların meşhur deyişiyle, Elysee’de aşk hiçbir zaman son bulmaz, yalnızca el değiştirir. Yakın zaman önce Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Vietnam’a gerçekleştirdiği ziyaret esnasında, uçaktan inmeden hemen önce kendisinden 24 yaş büyük eşi Brigitte tarafından yüzüne bir tokat atıldığı izlenimi veren görüntüler, monarşi döneminden günümüze dek süregelen Elysee Sarayı’nın aşk maceralarını yeniden gündeme taşıdı. Yoğun bir günün ardından, biz de Elysee Sarayı’nın önünden geçerek evimize yöneliyoruz. Çevremiz, özçekim çubuklarıyla sarayın önünde poz veren turistlerle dolu. Senede sadece birkaç gün halkın ziyaretine açılan bu esrarengiz yapı, yalnızca cumhurbaşkanlarının değil, onların yaşadığı aşkların sırlarının da yuvası konumunda. Biz de bu gri demir parmaklıkların ardında yaşanan ünlü Elysee aşklarını hayal ederek aramızda konuşuyoruz.
Elysee’nin geçmişindeki en büyük skandallardan biri, 16 Şubat 1899 tarihinde yaşanmıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı Felix Faure, saraydaki hususi odasında metresi Marguerite Steinheil ile beraberken geçirdiği bir beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. İddialara göre Faure, genç sevgilisiyle yatakta olduğu sırada vefat etmişti. Bu olayın üstünün örtülmesi için büyük çaba sarf edildi.
**AŞK ARTIK MANŞETTE**
1981 ile 1995 seneleri arasında Elysee’de cumhurbaşkanlığı görevini yürüten François Mitterrand, Fransız siyasetinin en esrarengiz karakterlerinden biri olarak kabul edilir. Kamuoyunun bildiği resmi eşi Danielle ile evliliği devam ederken, 1970’li yıllardan itibaren sanat tarihçisi Anne Pingeot ile sürdürdüğü gizli bir ilişkiden Mazarine isminde bir kızı dünyaya geldi. 1994 senesinde Mitterrand’ın cenaze merasiminde, bir kız çocuğunun hıçkırıklara boğularak ağlamasına şahit olunmuştu. Bu olaydan bir gün sonra, Paris Match ve Le Figaro gibi gazeteler Mitterrand’ın gizli ailesinin varlığını kamuoyuna duyurdu. Bu gizli aşk, Fransa genelinde ciddi tartışmalara neden oldu. Fakat halkın önemli bir kesimi, cumhurbaşkanını bu konuda yargılamaktan kaçındı. Mitterand’dan sonra aynı görevi üstlenen Jacques Chirac da eşi Bernadette ile evliliğini resmi olarak sürdürmesine rağmen, Paris sosyetesinde “kadınlara olan düşkünlüğü” ile biliniyordu. Elysee personeli, Chirac’ın gece geç saatlerde sarayda tek başına yürüyüşler yaptığını aktarırdı.
Eski liderlerden Nicolas Sarkozy ise 2007 yılında Elysee’ye adım attığında eşi Cecilia ile boşanma arifesindeydi. Aynı sene içinde tanıştığı şarkıcı ve eski manken Carla Bruni ile yaşadığı ilişki, medyanın gündemine oturdu. Ocak 2008’de evlenmelerinin ardından Elysee’nin bahçesinde özel fotoğraf çekimleri gerçekleştirildi. Bruni, Fransa’nın tarihindeki ilk albüm çıkaran “first lady” unvanını aldı. Sarkozy’nin halefi François Hollande ise Segolene Royal ile olan birlikteliğinden dört çocuk sahibi olmasına rağmen, gazeteci Valerie Trierweiler ile yaşıyordu. Fakat 2014 yılında magazin dergisi Closer, cumhurbaşkanının sinema sanatçısı Julie Gayet ile yaşadığı bir başka gizli ilişkiyi kanıtlayan fotoğraflar yayımladı. Bu skandalın büyümesi üzerine Trierweiler, valizlerini toplayarak Elysee’den ayrıldı. Yaşadığı süreci “Merci pour ce moment” (Bu an için teşekkür ederim) başlıklı kitabında kaleme aldı. Aşkını daha fazla saklayamayan Hollande, basına yaptığı açıklamalarda, “Benim de sizler gibi bir özel hayatımın olması son derece normal” sözlerini kullanmıştı.
**ZAMANIN ÖTESİNDE**
Mevcut cumhurbaşkanı Macron ve eşi Brigitte’in ilişkisi, yalnızca bir aşk hikayesi olmanın ötesinde, toplumsal kalıpları yıkan bir nitelik taşıyor. Aralarındaki yaş farkı ve tanıştıkları dönemde Brigitte’in onun öğretmeni olması, tüm dünyanın dikkatini bu çifte çekti. Macron çifti, duygusal bağlarını kamusal alanda bir zarafetle sergileyerek Elysee’nin sadece bir güç merkezi olmadığını, aynı zamanda bir yuva olduğunu gösterme gayretindeler. Geçtiğimiz haftalarda Vietnam gezisi sırasında medyaya yansıyan o görüntüler, Fransız basınının bir bölümü tarafından “Macron’a eşinden tokat” şeklinde yorumlanırken, diğer bir kesim tarafından ise “çiftin kendi aralarındaki masum bir el şakası” olarak kamuoyuna sunuldu.
Macron ile Brigitte’in evliliklerinin geleceğini tahmin etmek güç. Dünyanın içinde bulunduğu mevcut kaos ortamında, savaş naraları atan liderlerdense, Elysee’de aşk kaçamakları yaşayan liderleri özlediğimizi hissediyoruz.