Florida’daki Tartışmalı Göçmen Kampı: Sel, Siyasi Gerilim ve Güvenlik Endişeleri

Florida’nın Everglades bölgesinde alelacele kurulan bir gözaltı merkezi, faaliyete geçmesinden sadece bir hafta sonra şiddetli yağışlar sonucu sular altında kaldı. Bu olay, 3 binden fazla göçmen ve 100’ü aşkın personeli barındırması hedeflenen tesisin hem federal onaydan yoksun olduğunu hem de temel fırtına güvenlik yönetmeliklerine uymadığını gözler önüne serdi.

Cumhuriyetçi yetkililer tarafından “firarları önleyeceği” iddiasıyla gündeme getirilen timsah ve pitonların varlığı, uzmanlarca etkisiz bir önlem olarak görülüyor. Yale Üniversitesi’nden Epidemiyoloji Profesörü Durland Fish, bölgedeki asıl tehdidin sivrisineklerden bulaşan ve henüz tedavisi bulunmayan, ciddi beyin hasarlarına yol açabilen virüsler olduğuna dikkat çekti ve “Bu bölgede taşıdıkları virüsler ciddi beyin hasarına neden olabilir. Üstelik bu hastalıkların henüz bir tedavisi yok,” diye ekledi.

Başkan Donald Trump ve İç Güvenlik Bakanı Kristi L. Noem’in desteğini arkasına alan ve yetkililerce “Alligator Alcatraz” diye adlandırılan kamp, siyasi bir güç gösterisi olarak öne çıkıyor. Trump, salı günkü ziyaretinde, “Dünyanın en tehlikeli kaçakları burada tutulacak. Buradan çıkış yok, sadece sınır dışı edilecekler” şeklinde konuştu. Ne var ki, tesisin yalnızca 8 günde çadırlar üzerine metal kafesler, seyyar duş ve tuvaletler eklenerek inşa edildiği öğrenildi. Ziyaret esnasında bazı hücrelerin sular altında kalması, kamuoyunda büyük bir tepki yarattı.

Şeffaflık konusundaki endişeler, Demokrat Partili bazı Kongre üyelerinin perşembe günü tesisi denetleme girişiminin engellenmesiyle daha da arttı. Yaptıkları ortak açıklamada vekiller, “Yasal denetim yetkimize rağmen girişimiz engellendi. Bu, insan hakları ihlallerini halkın gözünden kaçırma gayretinden ibarettir” dedi.

Tesisin inşa edildiği arazi, 1960’larda çevrecilerin protestoları sonucu iptal edilen büyük bir havaalanı projesinin sahası olması nedeniyle zaten tartışmalı bir konumda. Doğa koruma savunucuları, bu ekolojik açıdan hassas bölgenin bir kez daha tehlikeye atıldığını belirtiyor. Florida Afet Yönetimi Direktörü Kevin Guthrie, kampın saatte 110 mil hıza ulaşan rüzgarlara dayanabileceğini öne sürse de, Florida Atlantic Üniversitesi’nden Mimarlık Profesörü Anthony Abbate bu iddiaya itiraz ediyor: “Bu dayanıklılık seviyesi, 1992’deki Andrew Kasırgası’ndan bu yana yetersiz kabul edilmektedir. Mevcut yapı, Florida Bina Kodları açısından yetersiz.”

Göçmen hakları savunucuları, tesisin konumu ve iklim koşulları nedeniyle ciddi endişelerini dile getiriyor. Ulaşımın zor olduğu izole bir bölgede bulunması ve Temmuz ayında ortalama 33 dereceye varan sıcaklık ile yüksek nem oranı, kampı riskli hale getiriyor. Alanda seyyar klimalar bulunsa da, Florida Göçmen Koalisyonu Başkan Yardımcısı Renata Bozzetto duruma şu sözlerle dikkat çekti: “Bu kamp, hem ailelerin hem avukatların erişemeyeceği kadar izole bir noktada. Geçici malzemelerle inşa edilmesi, fırtına gibi doğal afetlerde büyük yıkıma neden olur.”

Tesisin finansmanı ve yasal statüsü de belirsizliklerle dolu. Eyalet yetkilileri, ilk yıl için 450 milyon dolarlık maliyetin Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) tarafından karşılanacağını iddia ederken, İç Güvenlik Bakanlığı açtığı bir davada, “Söz konusu tesis tarafımızca ne onaylanmış ne de finanse edilmiştir” açıklamasını yaptı. Bu arada, Florida Valisi Ron DeSantis’in, kadın ve çocukları da kapsayacak şekilde eyalet çapında benzer tesisler kurmayı amaçlayan 37 sayfalık bir plan hazırladığı belirtiliyor.