Atölyesiyle ilgili ayrıntıları paylaşan Aldemir, “Bu mekanı bir hobi gayesiyle projelendirdim. Şu an faaliyette olan bu atölye, eskiden bir ahır olarak kullanılıyordu. Gerçekleştirdiğim dekorasyon çalışması beni ziyadesiyle memnun etti. Örnek vermek gerekirse, süslemeler için kullandığım taşları dereden bizzat topladım ve harcını da kendim hazırladım. Burası benim için manevi değeri yüksek, önemli bir mekan. Bu alanı bir yaşam merkezine dönüştürdüm,” sözlerini kullandı. Bu tür uğraşların kendisi için bir terapi niteliği taşıdığını belirten Aldemir, “İş hayatının getirdiği tüm stresi bu hobiyle atıyorum. Kendi elimle ürettiğim her şey, ister bir kabak lambası ister başka bir el işi olsun, beni inanılmaz derecede rahatlatıyor. Bu hobiye başladığımda çevremdekiler bana, ‘Asuman, bunu tamamlayamazsın’ demişti ama ben bu yolda kararlılıkla ilerledim. Geldiğim noktada başarılı olduğuma inanıyorum. Benim fiziksel yorgunluğa gereksinimim var; bu durum beni zihinsel olarak dinlendiriyor. Fiziksel olarak yorulduğum an, beynimdeki tüm stres ve kaygı kayboluyor. İnsanlar hayallerinin peşinden gitmeli. ‘Bunu yapamam’ veya ‘Bu iş benim harcım değil’ gibi cümleler benim kullanmayı seçmediğim sözlerdir. Yaptığınız şeyin bir başkasınınkinin aynısı olması gerekmez, mühim olan kendi emeğinizi ve zevkinizi işin içine katmanızdır,” şeklinde konuştu.
