Yalova’da yaşayan, evli ve bir çocuk sahibi Melda Sarıtaş Esen, 53 yaşında elde ettiği 13’üncü üniversite diplomasıyla azmin ve öğrenme tutkusunun canlı bir örneğini teşkil ediyor. Esen’in eğitim serüveni, 1989 yılında başladığı Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünde karşılaştığı güçlüklerle şekillendi. O dönemdeki başörtüsü yasağının getirdiği zorluklar nedeniyle normalde 4 yıl sürmesi gereken lisans eğitimini ancak 6 yılda tamamlayabildi. Hatta mezuniyet törenine katılmasına izin verilmeyince, diplomasını onun adına ağabeyi teslim aldı. Esen, o dönemin şartlarını, “O yıllarda bir kız öğrencinin mühendislik bölümü seçmesi ilginç bir olaydı” sözleriyle özetleyerek, yaşadığı bu deneyimlerin okuma azmini daha da güçlendirdiğini belirtiyor.nnBilgiye olan açlığını farklı disiplinlerdeki eğitimlerle sürdüren Esen, zaman içinde etkileyici bir akademik kariyere imza attı. Lisans seviyesinde Kamu Yönetimi, Çocuk Gelişimi ve Egzersiz ve Spor Bilimleri alanlarında kendini geliştirdi. Ön lisans düzeyinde ise İletişim Sanatları, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Adalet, Tarım Teknolojileri, Sosyal Hizmetler, Kültürel Miras ve Turizm, Aşçılık ile Sağlık Kurumları İşletmeciliği gibi çok çeşitli bölümlerden mezun oldu. Bu yolculuğun son durağında ise Yalova Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü’nü okul birincisi olarak bitirerek, 11’i açık öğretim ve 2’si örgün eğitim olmak üzere toplamda 13’üncü üniversite diplomasının sahibi oldu.nn28 Şubat sürecinde maruz kaldığı olumsuzlukların kendisini yıldırmak yerine daha da motive ettiğini ifade eden Melda Sarıtaş Esen, hayat boyu öğrenme felsefesini benimsediğini vurguladı. Esen, durumu şöyle açıklıyor: “Küçüklüğümden beri ansiklopedi okuyan, her konuda bilgi edinmeye meraklı bir çocuktum. Öğretmen çocuğuydum. Okuma hevesim hiç bitmedi. İlk üniversitemi başörtüsü yasağı nedeniyle çok zor şartlarda bitirdim. Mezun olduktan sonra diplomamı almaya gittiğimde, bahçe kapısından içeri bile alınmadım. Kardeşime vekalet verip, diplomamı onun almasını sağladım. Bu süreç beni daha da motive etti. Bugün geldiğim nokta benim için bir sonuç değil, sadece bir durak. Öğrenmeye devam edeceğim.”nnEsen’in akademik hedefleri lisans dereceleriyle sınırlı değil. Yeni Medya ve İletişim bölümünde başladığı yüksek lisans eğitimini de birincilikle kazanan ve şu anda tez aşamasında olan Esen, şartlar elverirse iletişim alanında doktora yapmayı hedefliyor. Kendi sınav dönemlerinin, 17 yaşındaki kızının sınavlarıyla çakıştığını ve zaman zaman birlikte stres yaşadıklarını belirten Esen, “Kızımla zaman zaman aynı stresleri yaşadık. Hatta o bana takılır, ‘Anne ben sana yetişemem’ der. Ailem artık bu tempoma alıştı. Annem eskiden ‘Yeter ki okuyun’ derdi, şimdi ise ‘Yeter kızım’ diyor. Ama bu tatlı bir yorgunluk. Sonunda elde ettiğiniz başarı ve bilgi her şeye değiyor… Bu alanın özellikle günümüzde çok önemli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.nnYaşça sınıfının en büyüğü olmasına rağmen, genç sınıf arkadaşlarıyla kolayca kaynaştığını belirten Esen, bu durumu şu sözlerle anlattı: “Bölümümde yaşı ileri olan bir bendim. Tabi ilk başlarda bir çekinme durumları vardı. Sonra kendileri gibi benim de derslerle ilgilendiğimi görünce, yavaş yavaş kaynaştık. Ben mümkün olduğunca hiç devamsızlık yapmadım, belki sadece 1 kere yapmışımdır. Ders notlarını da olabildiğince tutmaya çalışıyordum. Onlar benden rica ediyorlardı ders notlarını. Öyle samimiyetimiz oluştu ki gece saatlerinde bile, sınav dönemi mesaj atıp, not isterlerdi. Ben de atardım çünkü onları bir arkadaş olarak, kardeş, çocuğum olarak görüyordum ve seviyordum. O yüzden hiç üşenmeden, sıkılmadan notlarımı gönderirdim.”