Sana Göre Haber

Venedik: Sanatçılara Esin Kaynağı Olan Kanallar Şehri

Gondol gezileri, etkileyici köprüleri, su yolları ve görkemli mimarisiyle Venedik, dünya çapında ünlü sanatçılara ilham vermiş bir masal diyarıdır. Bu eşsiz şehir; 118 küçük ada, 170 kanal ve adaları birbirine bağlayan 400 köprüden oluşmaktadır. Yüzyıllara meydan okuyan mimari eserler, daracık sokaklar, pencerelerinden sardunyaların sarktığı sevimli evler, gizemli maskeler ve elbette suyun üzerinde süzülen gondollar, kentin dokusunu oluşturur. Bu muazzam kentte, çevreye egzoz dumanı salan motorlu araçların yerini gondollar almıştır. Polis, çöp toplama, itfaiye, nakliye ve hatta siyah ponponlu cenaze hizmetleri dahi gondollarla sağlanmaktadır.

**ASIRLARDIR SÜREN BİR RENK CÜMBÜŞÜ**

Bu benzersiz şehirdeki turunuza Büyük Kanal’da bir gondol sefasıyla başlamak, en isabetli karar olacaktır. Kanalın her iki yakasında, 12. yüzyıldan 18. yüzyıla uzanan bir zaman diliminde inşa edilmiş konutlar ve kamu binaları sıralanır. Kanal boyunca dizilmiş olan evler, her biri farklı ve canlı renklere boyanmış, asırlardır solmayan çiçek demetlerini andırır. Bu evlerin pencerelerinden sarkan sardunyaları fark ettiğinizde ise içinizi tarifsiz bir bahar coşkusu kaplar. Çocukluğunuzda dinlediğiniz bir masalın kahramanı gibi hissettiğiniz bu kanalda ilerlerken, kentin iki yakasına yerleştirilmiş ve şeker kamışlarını andıran boyalı direkler gözünüze çarpacaktır. Bu direkler, gondolların park alanlarını işaret eder.

**HAYATIN TA KENDİSİ!**

Bu masalsı atmosferde süzülürken, zamana direnen Rialto Köprüsü sizi karşılar. Büyük Kanal üzerindeki en eski köprü olma unvanını taşıyan Rialto, 1440 senesinde ahşap olarak yapılmıştır. Geçirdiği onarımların ardından zamanla üzerine dükkanlar eklenerek kentin en hareketli noktalarından birine dönüşmüştür. Alışveriş yapan insanların enerjisiyle dolup taşan bu köprüde; cam objeler, maskeler, kuklalar, ayakkabı ve çanta gibi ürünlerden tatlı ve çörek çeşitlerine kadar pek çok farklı şey satan dükkanlar yer alır. Köprüde alışveriş yapmanın keyfi bir yana, sunduğu büyüleyici kanal manzarası da eşsizdir. Köprünün altından geçen sular, süzülen gondollar, etrafı hayranlıkla izleyen insanlar, arya söyleyen gondolcular ve yanınızdan geçen aşık çiftler, size hayatın ne kadar güzel olduğunu hissettirir.

**KÖPRÜYE HÜZÜNLÜ VEDA**

Bu kanal üzerindeki 400 köprü arasında en dokunaklı hikayeye sahip olanı “Ahlar Köprüsü”dür. Bu köprünün oldukça hüzünlü bir geçmişi vardır, zira mahkumların yargılandığı Dükalık Sarayı (Palazzo Ducale) ile cezalarını çektikleri Yeni Hapishane arasında bir geçit görevi görür. İdam cezası alan ya da ömür boyu hapse mahkum edilenler, bu köprüden geçerken o güzelim Venedik’e son bir defa bakar ve derin bir ah çekerek veda ederlermiş.

**DÜKLERİN YAŞAM ALANI**

Keyifli gondol gezinizin ardından rotanızı Venedik’in kalbi sayılan San Marco Meydanı’na çevirmelisiniz. Şehrin en değerli anıtlarına ev sahipliği yapan bu meydanda Aziz Markus Kilisesi, Dükler Sarayı ve Sansovino Kütüphanesi yan yana dizilmiştir. Bu geniş alan, adını aldığı San Marco Kilisesi ile taçlanır. San Marco Meydanı adeta yaşayan bir tarih gibidir. Aziz Markus Kilisesi ve Dükler Sarayı, yüzyıllara meydan okuyarak günümüze kadar ulaşmış önemli eserlerdendir. Venedik dükalarının ikametgahı olarak inşa edilen Dükler Sarayı’nın bir bölümü aynı zamanda hapishane olarak da hizmet vermiştir. Meydanın batı kanadında ise mimar Palladio’nun eseri olan Sansovino Kütüphanesi bulunur. Bu gösterişli kütüphane, son derece zengin ve nadir eser koleksiyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. San Marco Meydanı’nda bu görkemli yapılara ek olarak bir saat kulesi ve devasa bir çan kulesi de mevcuttur. 99 metre yüksekliğindeki çan kulesi, Venedik’i kuşbakışı seyretmek isteyenler için harika bir fırsat sunar.

**ŞUBAT AYINDA KARNAVAL COŞKUSU**

_Venedik’in kimliğiyle özdeşleşen unsurlardan bir diğeri de, gondollar, köprüler ve mimari harikaların yanı sıra ünlü Venedik Karnavalı’dır. Yaklaşık 500 yıldır devam eden bu karnavalların kökeni, sosyal sınıf farklarını ortadan kaldırarak herkesin bir arada eğlenmesi fikrine dayanır. Her yıl Şubat ayında, soğuk havaya rağmen rengarenk bir şölen atmosferinde gerçekleşir. Bu karnavalı deneyimlemek ve San Marco’nun heybetli kubbelerinin kanalın durgun sularındaki yansımasını izlemek, Venedik’te geçirilen rüya gibi günlerin en eğlenceli yanını oluşturur._

**DENİZ MAHSULLERİNİ DENEMELİSİNİZ**

Venedik’te yapılan uzun bir gezintinin ardından, kanal manzarası eşliğinde İtalyan mutfağının tadını çıkarmak en güzel aktivitelerden biridir. Bir deniz kenti olan Venedik’te ıstakoz ve ahtapot gibi çeşitli deniz mahsulleri, denenmesi gereken lezzetlerin başında gelir. Elbette İtalya’ya kadar gelmişken pizza yemeden ve meşhur tiramisunun tadına bakmadan dönmek olmaz. Tüm bu lezzetlerin üzerine içilecek bir fincan cappuccino ise harika bir kapanış olacaktır.

**RENGARENK MASKELER**

Eğer seyahatlerinizden hatıralar biriktirmeyi seviyorsanız, alışveriş listenizin ilk sırasına maskeleri yazmalısınız. Rialto Köprüsü üzerindeki dükkanlarda her renkten ve çeşitten maske bulmanız mümkündür. Antika meraklıları için ise 18. yüzyıldan kalma objeler, ilgi çekici alternatifler sunar. Ayrıca Venedik dantelleri, kristal cam eşyalar ve deri ürünler de kente özgü diğer hediyelik eşyalar arasında yer almaktadır.

Exit mobile version