Fransa’da radikal sağın önde gelen ismi Marine Le Pen, kamu fonlarını usulsüz kullandığı gerekçesiyle Mart ayında hakkında verilen beş yıllık siyasi men cezasının acil olarak uygulanması hükmünü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. İddia makamına göre, bahsi geçen yolsuzluk devleti birkaç milyon euro zarara uğrattı.
Le Pen’e verilen cezalar arasında dört yıllık hapis ve 100 bin euro tutarında para cezası da bulunuyor. Hapis cezasının iki yıllık ertelenemez bölümünün elektronik kelepçe ile ev hapsine dönüştürülme ihtimali bulunduğundan, Le Pen’in doğrudan cezaevine girmesi öngörülmüyor.
Bununla birlikte, davada en çok polemiğe yol açan nokta, mahkemenin Le Pen’i beş yıl boyunca kamu görevinden yasaklaması ve bu yasağın derhal uygulanmasına karar vermesi oldu.
Verilen hükme karşı temyize gideceğini duyuran Le Pen, cezayı “siyasi” ve “adaletsiz” olarak tanımlarken, yasağın acilen yürürlüğe konmasını “demokrasiye aykırı” bulduğunu belirtti. Mevcut durumuyla bu yasak, Le Pen’in 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışmasına veya muhtemel bir erken seçimde milletvekili olarak adaylığını koymasına mani oluyor.
Le Pen’in partisi olan Ulusal Birlik (RN) tarafından yapılan bir açıklamada, bu durumun temel insan haklarına bir saldırı olduğu savunuldu. Parti, Le Pen için “masumiyet karinesine saygı” gösterilmesi talebinde bulundu.
Avrupa Birliği’ne yönelik eleştirel tutumlarıyla tanınan bazı dünya liderlerinden de Le Pen’e destek geldi. Donald Trump, Jair Bolsonaro, Matteo Salvini ve Geert Wilders gibi siyasetçiler, Le Pen ile dayanışma içinde olduklarını belirten mesajlar yayımladı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban da sosyal medya platformu X üzerinden, 2015 yılındaki Charlie Hebdo saldırısına gönderme yapan “Je suis Marine” (Ben Marine’im) ifadesini paylaştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Le Pen’e verilen siyasi yasağın acilen yürürlüğe konmasının yasal zeminini incelemek amacıyla bir soruşturma açması bekleniyor.