Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına tüm vatandaşları samimiyetle selamlayarak başlayan Bahçeli, partisinin zorlu mücadeleleri ilke ve ülkülerinden taviz vermeden geride bıraktığını vurguladı. “Önceliğimiz her zaman Türkiye oldu” diyerek partinin duruşunu özetledi.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şu şekildeydi:
“FIRSATÇILIK OLARAK NİTELENDİRİYORUM”
Pençe Kilit Bölgesi’nde 6 Temmuz tarihinde yaşanan trajik bir olayda, bir mağaradaki metan gazı zehirlenmesi neticesinde 12 askerimizin şehit düşmesinin derin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti. Şehitlere Allah’tan rahmet, aileleri ve Türk milletine başsağlığı dileklerini iletti. Türkiye’nin huzura doğru ilerlediği bir dönemde, dedikodu ortamını körükleyenleri ve fitne yaymaya çalışanları yakından izlediklerini ifade eden Bahçeli, bu tür tuzakları boşa çıkarmak için her an tetikte olduklarını söyledi. Terörle mücadelede mühim mesafeler kat edilirken bu acı olayın belirli çevrelerce çarpıtılmasını ise “sinsi bir fırsatçılık” olarak nitelendirdi.
Milleti derinden üzen orman yangınlarına da değinen Bahçeli, özellikle İzmir’deki yangınların çıkış nedeninin il valisi tarafından elektrik hatları olarak açıklandığını hatırlattı. Bu felaketleri istismar ederek gerginlik yaratma çabalarını “utanmazlık” olarak tanımladı. Birbirinden uzak noktalarda çok sayıda yangının başlamasının ayrıca incelenmesi gerektiğini vurgulayan MHP lideri, devletin tüm imkanlarıyla yangınlara müdahale ettiğini belirtti. Bu süreçte canını riske atan görevliler başta olmak üzere, ilgili bakanlık ve kurumlara teşekkürlerini sunarken, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet diledi.
Siyasetin temizlenmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, bunun ertelenemeyecek bir sorumluluk olduğunu söyledi. “Mahalli yönetimlerde tuz kokmuştur, emanet heba edilmiştir” ifadeleriyle yerel yönetimlerdeki duruma dikkat çeken Bahçeli, özellikle CHP’li belediyelerin yolsuzluk batağına saplandığını ve bu durumun partiyi organize bir şebekeye dönüştürdüğünü iddia etti. Ahlak ve hukuk dışı ilişkilerin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Bahçeli, Adana ve Adıyaman belediye başkanlarının yolsuzluk soruşturmalarıyla karşı karşıya kaldığını örnek gösterdi. Mevcut CHP yönetiminin, geçmişteki İSKİ skandalını katbekat aşan bir durumla çevrelendiğini ileri sürdü. “Emanete sahip çıkmayanlar erdemden bahsetmemelidir” diyen Bahçeli, devletin kasasını boşaltanların adalet söylemlerinin anlamsız olduğunu ve CHP’li başkanların hesap vermesinin hukuk devletinin bir gereği olduğunu vurguladı.
TRT TALEBİNE ONAY VERDİ
Bahçeli, muhalefetin duruşmaların canlı yayınlanması talebine de değindi. İddianamelerin hızla hazırlanıp kovuşturmaların en kısa zamanda tamamlanması gerektiğini belirtti. Savcılara olan güvenlerinin tam olduğunu ve onların gece gündüz çalıştıklarını ifade etti. Yargı süreçlerinin uzamasının siyasi kutuplaşmayı körükleme riski taşıdığını ve bunun sakıncalı olduğunu söyledi. Muhalefetin duruşmaların TRT’den canlı yayınlanması talebine atıfta bulunarak, “Biz de bu beklentinin makul ve meşru şekilde değerlendirilmesini bekliyoruz” diyerek bu çağrıya yeşil ışık yaktı. Suçlamaların merkezindeki kişilerin Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmaması gerektiğini ekledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim, Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi izlersiniz” şeklindeki sözlerini sert bir dille eleştiren Bahçeli, Özel’in ölçüyü kaçırdığını belirtti. “Sokakta gezebilirsin, germeye gerek yok. Haydi buyur sokak sokak gez de görelim, boyunun ölçüsünü alalım” diyerek meydan okudu. Bu “sokak merakının” kendisini suça teşvik etmesi durumunda karşısında Türkiye Cumhuriyeti’ni ve milleti bulacağı uyarısında bulundu. Özel’in Mısır örneği vermesini “densizlik ve gaflet” olarak nitelendiren Bahçeli, hakkında başlatılan soruşturmayı yerinde bulduğunu ifade etti. “Sandıkla yapamadığını silahlar gölgesinde mi planlıyorsun?” sorusunu yönelten Bahçeli, bu dilin sakıncalı olduğunu, bu şekilde bir demokrasi ve özgürlük anlayışının olamayacağını vurguladı. Tutuklananlar için “esir” tanımının kullanılmasını ise aymazlık olarak gördüğünü belirtti.
DEM’in bir Türkiye partisi olma yönündeki gayretini “memnuniyet verici” bulurken, CHP’nin ise “rayından çıkmasının düşündürücü” olduğunu söyledi. CHP’nin etrafında toplanan diğer parti yöneticilerinin ve vekillerinin iktidara yönelik saldırılarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtti. “Malum TV’lerde, sağda solda sabah akşam fütursuzca konuşanların güvencesi nedir?” diye soran Bahçeli, rüşvetle mücadele tartışılırken fitne yayan bu çevrelere neden göz yumulduğunu sorguladı. “Bunlar siyaset değil düşmanlık yapıyor” diyerek, gündelik polemiklerin ve şaibeli beyanların ülkeye zarar vermesine izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi.