Geçen haftayı pozitif bir ivmeyle sonlandıran Türk lirası varlıkları, hem yurt içi hem de yurt dışı kaynaklı siyasi belirsizliklerin artmasıyla yeni haftaya zayıf bir giriş yaptı. Gün içinde Dolar/TL kurunun 40,0207 seviyesini aşması dikkat çekerken, bankacılık sektörüne yönelik olumlu yabancı yatırımcı raporlarına rağmen hisse senedi piyasalarındaki genel eğilim negatif kaldı.
Piyasa analistleri, TL varlıklarından ani ve büyük bir sermaye çıkışı yaşanmadığını ve piyasanın 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sırasında verdiği sert tepkiyi tekrarlamadığını ifade ediyor. Mevcut piyasa atmosferinin daha kontrollü ve dengeli bir seyir izlediği belirtilirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da döviz piyasasına satış yönlü müdahalede bulunarak kurdaki tırmanışı sınırlandırmaya çalıştığı bildirildi.
Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın haberine göre, TL varlıklar üzerindeki baskıyı artıran iki temel faktör öne çıkıyor. Bunlardan ilki, ABD Başkanı Trump’ın gümrük tarifeleriyle ilgili yaptığı açıklamaların küresel piyasalarda doları diğer para birimlerine karşı değerlendirmesi oldu. İkincisi ise hafta sonu CHP’li belediye başkanlarına yönelik gerçekleştirilen operasyon ve ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında bir soruşturma başlatılmasıydı. Dolar/TL kuru günlük %0,39’luk bir artışla 40 seviyesinde işlem görse de, 19 Mart operasyonundan sonra ulaştığı 41,5297 seviyesinin altında bir konumda yer aldı. Piyasa katılımcıları, 19 Mart’taki Merkez Bankası satışlarına dair rakamları paylaşan traderların uyarıldığını iddia ederek, bu sebeple dünkü müdahaleye ilişkin net rakam vermekten kaçındıklarını dile getirdi. Ancak piyasa uzmanları, Merkez Bankası’nın 39,99 seviyesinde bir savunma hattı oluşturduğunu ve bu noktadan satış yaptığını vurguladı.
Sabah saatlerinde düşük seyreden işlem hacimlerinin yurt dışı piyasalarının açılmasıyla arttığına dikkat çeken uzmanlar, 27 Haziran itibarıyla 28,4 milyar dolar düzeyinde olan swap hariç net rezervlerde bir gerileme yaşanabileceğini belirtti. Bu rezervlerde 5-10 milyar dolarlık bir düşüş olabileceğini öngören uzmanlar, geçen haftanın ilk iki işlem gününde Merkez Bankası’nın 8,6 milyar doları aşan döviz alımı yaptığını da hatırlattı. Geçen hafta artan taleple faizleri düşen gösterge tahviller de haftaya yükselişle başladı. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin faizi %1,31 artışla %40,09’a, 5 yıllık gösterge tahvilin faizi %1,53 artışla %35,90’a ve 10 yıl vadeli gösterge tahvilin faizi %2,37 artışla %31,57’ye tırmandı. Güne 280 baz puandan başlayan Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi (CDS) ise 292 baz puana yükselerek 300 baz puanlık kritik eşiğe yaklaştı.