TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır, Pençe-Kilit Harekat bölgesinde yürütülen bir arama-tarama faaliyeti esnasında 12 askerin metan gazına maruz kalması sonucu şehit olmasıyla ilgili bir değerlendirme yayımladı. Sır, bu trajik olayın ardından, askeri personelin eğitiminin önemine dikkat çekti. “Yer altı tünellerinde ve mağara gibi kapalı alanlarda gerçekleştirilen operasyonlar sırasında, personelin tehlikeli ve istenmeyen gazları ölçme ve bu gazlarla mücadele etme konusunda eğitim alması zorunludur,” dedi.
Sır, metan gazının yeraltı madenlerinde “istenmeyen gaz” olarak nitelendirildiğini ve ciddi riskler barındırdığını belirtti. Konunun ciddiyetini teknik verilerle açıklayan Sır, “Bir yeraltı işletmesinde metan konsantrasyonu yüzde 2 seviyesini aştığında, madendeki tüm çalışmalar durdurulur ve ocak derhal boşaltılır. Eğer bu oran yüzde 4’ün üzerine çıkarsa, gaz yanıcı bir nitelik kazanır. Bu yanıcı etkinin ortaya çıkması için ise bir ateşleyici kaynak olması şarttır,” ifadelerini kullandı. Sır, bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla yeraltı ocaklarında kullanılan malzemelerin çoğunun, patlamaya karşı dayanıklı olan ve ‘exproof’ diye tabir edilen materyallerden seçildiğini vurguladı. Yakın zamanda yaşanan Amasra faciasını hatırlatarak, oradaki grizu patlamasının da ocaktaki metan oranının aşırı yükselmesi neticesinde meydana geldiğini belirtti.
Bu tür tehlikelere karşı verilecek eğitimler için Türkiye’de yetkin kurumların bulunduğunun altını çizen Veyis Sır, çözüm önerisini de sundu. Madencilerin meslekleri gereği metan gazıyla mücadele konusunda uzmanlaştığını ifade eden Sır, şunları söyledi: “Bu konuyla ilgili ülkemizde faaliyet gösteren onlarca maden mühendisliği bölümü ve ayrıca Türkiye Kömür İşletmeleri ile Türkiye Taşkömürü Kurumu gibi uzmanlaşmış kuruluşlar mevcuttur. Eğitim hususunda gerekli destek bu kuruluşlardan sağlanabilir.”