Von der Leyen’e Karşı Güvensizlik Oylaması: Parlamento’daki Partiler Arasında Derin Çatlaklar

REKLAMAvrupa Parlamentosu’ndaki siyasi grupların büyük bir kısmı, Ursula von der Leyen’in Avrupa Komisyonu’na yönelik güvensizlik önergesini desteklememe kararı alsa da, geçen yıl onu iktidara taşıyan koalisyonun ortakları dahi liderliğini eleştirirken, bazı gruplar nasıl oy kullanacakları konusunda bölünmüş bir görüntü sergiliyor. Pazartesi günü meclis genel kurulunda gerçekleşen tartışmanın ardından, Parlamento’daki sekiz gruptan bir kısmı oylama öncesi tutumlarını netleştirirken, diğerleri ise daha muğlak bir pozisyon benimsedi. Ursula von der Leyen’in siyasi ailesi olan Avrupa Halk Partisi (EPP), liderlerinin tam anlamıyla arkasında duruyor. Grup başkanı Manfred Weber, “Oybirliğiyle aleyhte oy kullanacağız,” diyerek net bir tavır ortaya koydu. EPP, oylamanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri olan aşırı sağcı milletvekilleri tarafından gündeme getirildiğini belirtti. Weber, “Bu gensoru önergesiyle vakit kaybediyoruz: Putin, dostlarının burada yaptıklarından memnuniyet duyacaktır. Alman AfD (Almanya için Alternatif) ve Romen AUR (Romenlerin Birliği İttifakı) partilerinin Putin’in kuklaları olduğunu biliyorum. Bu gensoru önergesi, Avrupalıların güvenliğine karşıdır,” ifadelerini kullandı. Von der Leyen’e yönelik eleştiriler de gündemdeydi. Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Avrupa’yı Yenile (Renew Europe) ve Yeşiller/EFA grupları da gensoru önergesine destek vermeyeceklerini duyurdu. Ancak bu durum, grup başkanlarının von der Leyen’i sağ partilerle iş birliği yapmak, önemli politika dosyalarını ihmal etmek ve Komisyon’u aşırı merkeziyetçi ve şeffaflıktan uzak bir yöntemle yönetmekle suçlamalarını engellemedi. Gensoru önergesini “gerici bir saldırı” olarak tanımlayan S&D lideri Iratxe Garcia Perez, “Avrupa Birliği’ni yok etmeyi amaçlayanlara tek bir oy dahi vermeyeceğiz,” şeklinde konuştu. Bununla birlikte García Pérez, von der Leyen’i, muhafazakârlarla ittifak kurarak Komisyon’un yeşil aklamayı (greenwashing) hedefleyen tartışmalı “yeşil beyanlar” direktifini geri çekmesi sebebiyle Yeşil Mutabakat’tan sapmakla itham etti. Diğer taraftan, önergeyi desteklememe kararı Sosyalistlerin mutlaka karşı oy kullanacağı anlamına gelmiyor. Parlamento kaynaklarına göre, grup üyelerinin çekimser kalma ihtimali de bulunuyor. S&D’nin Belçikalı üyesi Estelle Ceulemans, grup içi bir toplantı sonrası Euronews’e, “Henüz bir karara varmadık, konuyu oylamadan önceki günlerde ele alacağız,” dedi. Avrupa’yı Yenile grubu da gensoru önergesine karşı olduğunu açık bir şekilde ifade etti. Gruptan yapılan bir açıklamada, “Önergenin kendisi, imzacılarının kötü niyetini ortaya koyuyor: Pfizer kısa mesajları, Kurtarma Fonu harcamaları, savunma planları ve sözde seçim müdahalesi gibi iddiaların bir karışımı,” denildi. Renew Europe Başkanı Valerie Hayer, konuşmasında bu eleştiriyi tekrarladı ancak o da von der Leyen’e “Komisyon fazlasıyla merkeziyetçi ve köhneleşmiş,” diyerek eleştirilerini yöneltti. İç kaynaklara göre Yeşiller/EFA grubu, tüm milletvekillerinin aleyhte oy kullanması, çekimser kalması veya oylama gününde salonda bulunmaması yoluyla gensoru önergesini reddetmeye hazırlanıyor. Grubun lideri Bas Eickhout, önergeyi “aşırı sağın demokrasiyi zayıflatmaya yönelik büyük bir siyasi gösterisi” olarak nitelendirdi. Fakat aynı zamanda EPP ile aşırı sağ arasında son dönemde yaşanan oylama anlaşmazlıklarına dikkat çekti. EPP Başkanı Weber’i hedef alarak, “Bu canavarı besliyorsunuz ve bir noktada o canavar sizi yiyecek,” dedi. Sol Parti Eş Başkanı Martin Schirdewan, grubunun “aşırı sağcılar tarafından bir araç olarak kullanılmayı” kabul etmediği için gensoru önergesine karşı olduğunu söyledi. Ancak grup içindeki herkes aynı fikirde değil. Örneğin, İtalyan Beş Yıldız Hareketi önerge lehine oy kullanacak. Partiden yapılan açıklamada, “AB’ye, demokrasiye ve sosyal adalete inanan milyonlarca vatandaş, bugün bizden von der Leyen’i evine göndermemizi talep ediyor,” denildi. Parlamento kaynaklarına göre, Sol Parti’nin İrlandalı milletvekilleri de lehte oy kullanacak. Muhafazakârlar oylamada bölünürken, aşırı sağ ise birleşmiş durumda. Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubu, bu istikrarsız grup dinamiğini daha net bir şekilde sergiliyor: bazı üyeleri güven oylamasını teklif edip aktif olarak desteklerken, diğerleri Komisyon’u savunmaya hazırlanıyor. Grup resmi olarak, milletvekillerine serbest bir oylamada vicdanlarının sesini dinlemeleri yönünde çağrı yapacak. En büyük ulusal delegasyonlar ise karşıt kamplarda konumlanmış durumda. Aşırı milliyetçi AUR partisinden Romenler ve Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Polonyalılar, von der Leyen ve ekibine yönelik uzun süredir devam eden sert eleştiri çizgilerine uygun olarak gensoru önergesini imzalayanlar arasında yer aldı. Buna karşın, İtalya’nın Kardeşleri partisinin üyeleri önerge lehinde oy kullanmayacak, zira bu durum, partilerinden gelen Uyum ve Reformlardan sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı İtalyan Raffaele Fitto da dahil olmak üzere tüm Komisyon Üyelerinin görevden ayrılmasını gerektirecektir. ECR Eş Başkanı Nicola Procaccini konuşmasında, “Bu önerge başarısız olmaya mahkûm, Komisyonu görevden almak için gerekli olan eşiğin yanına bile yaklaşamıyor. Bu, siyasi rakiplerimize sunulmuş bir armağandır,” dedi. Parlamento’daki iki radikal sağ grup olan Avrupa için Vatanseverler (PfE) ve Egemen Uluslar Avrupası (ESN), Komisyon’un istifasını isteyen önerge lehinde oy kullanacaklarını açıkladı. Fransız Ulusal Birlik milletvekili Fabrice Leggeri, tartışma sırasında “Pfizergate bir yetki suistimalidir: demokratik çerçevenin dışında tek başınıza hareket ettiniz,” derken, Almanya için Alternatif’ten (AfD) ESN lideri Rene Aust, grubunun von der Leyen’i “hak etmediği bir emekliliğe” göndermeyi hedeflediğini söyledi. Bu oylama büyük ölçüde sembolik bir nitelik taşıyor. Gensoru önergesinin kabulü için, kullanılan oyların en az üçte ikisinin destek vermesi ve bu sayının tüm milletvekillerinin çoğunluğunu temsil etmesi gerektiğinden, onanma ihtimali oldukça düşük. Ancak Pazartesi günkü tartışma, siyasi eğilimlerinden bağımsız olarak milletvekilleri arasında Von der Leyen’e yönelik güvensizliğin boyutunu gözler önüne serdi. “Merkez çoğunluk” olarak anılan partiler (EPP, S&D, Avrupa’yı Yenile), Komisyon’un bugüne kadarki performansını değerlendirme konusunda bölünmüş durumda. EPP grubu von der Leyen’in siyasi çizgisini bütünüyle desteklerken (ve muhtemelen arkasında durmaya devam ederken), Sosyalistler ve liberaller, von der Leyen’in bir yıl önce Komisyon Başkanı seçilmesini sağlayan koalisyonun çatırdadığına dair sinyaller veriyor. Bu bağlamda, S&D lideri García Perez konuşmasının sonunda EPP Başkanı Weber’e hitap ederek, “Bu önerge, sizin Parlamento’daki stratejinizin doğrudan bir neticesidir. Politikalarınızı aşırı sağ ile müzakere ederken sorumluluk talep ediyorsunuz. Bu şekilde ilerleyemeyiz,” diye ekledi. 10 Perşembe günü yapılacak olan önerge oylaması, memnuniyetsizliğin seviyesine dair bir gösterge niteliği taşıyabilir. Çok sayıda çekimser oy, Komisyon üyelerinin koltuklarını korumasını sağlayabilir, ancak aynı zamanda von der Leyen’e siyasi bir darbe vurmuş olacaktır.