AKP Sözcüsü Ömer Çelik, katıldığı bir canlı yayında ‘Terörsüz Türkiye’ olarak adlandırılan sürece dair önemli değerlendirmeler yaptı. NTV ekranlarında konuşan Çelik, konuya ilişkin şunları ifade etti:
“Devletin, terörle mücadelesinde bugüne dek çok sayıda metot denediğini belirten Çelik, gelinen aşamada tüm güvenlik birimlerinin görevinin başında olduğunu, ancak değişen koşullar çerçevesinde terör örgütünün silah bırakmasına yönelik bir zeminin oluştuğunu ifade etti. Bölgemizde dış güçlerin terör gruplarını kullandığını vurgulayan Çelik, sürecin planlandığı gibi ilerlediğini ve birkaç gün içinde fiilen başlayacağını tahmin ettiklerini söyledi. Bu kapsamda önceliğin Irak olarak saptandığını ve Irak’taki silah bırakma sürecinin Suriye’dekinden farklı işleyeceğini belirtti.
“SÜRECE ÜÇÜNCÜ BİR TARAFIN DAHİL OLMASINI İSTEMİYORUZ”
Sürece dışarıdan bir gözlemcinin veya üçüncü bir tarafın dahil olmasını kesinlikle istemediklerini vurgulayan Çelik, ‘Bu, bir Türkiye Cumhuriyeti projesidir’ dedi. ‘Terörsüz Türkiye’ vizyonunun, bölgedeki tüm etnik kökenler için bir ilham kaynağı olacağını belirtti. Silahların bırakılmasına yönelik sürecin 3-5 aylık bir zaman diliminde bitirilmesi gerektiğini, bu sürenin uzamasının provokasyon riskini artıracağını ifade etti.
“BU KONUYU SOĞUKKANLILIKLA MÜZAKERE EDELİM”
Meclis’te oluşturulacak bir komisyonun, PKK’nın lağvedilmesi ve silah bırakması için gerekli yol haritasını hazırlayacağını belirten Çelik, muhalefetin yaptığı eleştirilerden de istifade etmeye çalıştıklarını söyledi. ‘İhanet’ ve ‘taviz’ gibi yaklaşımların gerçeği yansıtmadığını, devletin temel ilkeleri üzerine bir pazarlık yapılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Odak noktasından şaşılmaması gerektiğini ifade eden Çelik, herkesin görüşüne ve katkısına açık olduklarını ancak konunun siyah-beyaz şeklinde basite indirgenmemesi gerektiğini belirtti. Şehitlerin aziz hatırasını zedeleyecek hiçbir gelişmenin yaşanmayacağını temin ederek, ‘Nihayetinde devletimiz ve milletimiz için bir yol bulacağız’ dedi. Meclis’in sürece katılmasının önemine dikkat çeken Çelik, meselenin soğukkanlılıkla müzakere edilmesi çağrısında bulundu.
Irak’ı temsil eden bütün bileşenlerin sürece olumlu yaklaştığını aktaran Çelik, Suriye’ye yönelik tutumlarını ise şöyle açıkladı: ‘Biz Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne sahip olmasını, tek bir ordusunun bulunmasını istiyoruz.’ Çelik, Suriye’nin PKK’sı olarak nitelendirdiği SDG’nin silah bırakmasının, bu yapının Suriye ordusuna entegre edilmesiyle gerçekleşebileceğini söyledi. SDG’nin Suriye ordusunun bir unsuru haline gelerek entegrasyonun tamamlanması gerektiğini vurguladı.
“SDG’YE ÖNERİMİZ SÜRECİ İVEDİLİKLE İLERLETMELERİDİR”
SDG’ye süreci hızlandırmaları yönünde bir tavsiyede bulunduklarını belirten Çelik, silah bırakma sürecinin yaşanmaması durumunda bölgenin hem Suriye hem de Türkiye Cumhuriyeti için bir tehdit kaynağı olacağı uyarısını yaptı. SDG’nin mutlaka Suriye ordusunun bir bileşeni olması gerektiğini tekrarladı.
Bölgedeki büyük devletlerin eninde sonunda çekileceğini ifade eden Çelik, ‘Bizim arzumuz, buradaki halkların bir arada yaşamasıdır’ dedi. Bu güçler çekildikten sonra, Türkiye’nin bölgedeki herkesin hamisi konumuna geleceğini belirtti.
Verilen mesajların örgütün silah bırakmasına odaklandığını belirten Çelik, bu durumun devletin aleyhine nasıl olabileceğini sordu. ‘Mesajın merkezinde örgütün feshi ve silah bırakması vardır. Bizim odak noktamız, terör örgütünün kendini lağvetmesi ve silahlarını teslim etmesidir’ şeklinde konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZDAN TARİHİ NİTELİKTE BİR AÇIKLAMA GELECEK”
Hem Cumhurbaşkanı’na hem de Bahçeli’ye karşı sıra dışı bir güven olduğunu belirten Çelik, gelen tüm destek ve eleştirileri dikkate aldıklarını söyledi. Kamuoyunun haberdar olduğu ya da olmadığı çeşitli provokasyon girişimleriyle mücadele ettiklerini aktaran Çelik, ‘Esas olan, devletimiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmaya devam etmektir’ dedi. Son olarak, Cumhurbaşkanı’nın Cumartesi sabahı tarihi nitelikte bir açıklama yapacağını duyurdu.