Bağımsız Bir Kalemin Ardından: Nihat Genç’in Anısına

Onunla aynı fikirde olsanız da olmasanız da, cesurca müdafaa ettiği düşüncelere ve kaleme aldıklarına bigâne kalmak mümkün değildi.

Karadeniz’in coşkun dalgalarını andıran bir mizaca sahipti.

Ruhu, savunduğu “Tam Bağımsız Türkiye” ülküsüyle aynı derecede özgürdü.

O, her zerresiyle vicdanı ve düşüncesi özgür bir mücadele insanı, bir aydındı.

Tıpkı çelik gibi bükülmez ve ele geçirilemez bir cumhuriyetçi iradenin öncüsüydü.

Kalemini asla satılığa çıkarmayan veya kiralamayan “onurlu bir düşünce ekolünün” yakın zamandaki en faziletli temsilcilerindendi.

Kendisini yalnızlığa iten ve hatta yok sayan siyaset ve medya seçkinlerine baş eğmeyecek denli kararlıydı. Gücün prim yaptığı bu iki alandaki çıkar ağlarına karşı boyun eğmeyen bir dirence sahipti.

Edebiyattan ilham alan canlı üslubu ve sel gibi akan sivri diliyle, son 40-50 yıllık dönemde Türkiye’nin fikir dünyasına büyük katkılar sunan verimli bir yazar, hiçbir yere bağlı olmayan özgür bir düşünür ve içten gözyaşlarıyla dolu duygusal bir televizyon programcısı olarak bu topraklardan geçti. Geride onlarca kitap, yüzlerce makale ve sayısız televizyon konuşması mirası bırakarak aramızdan ayrılan bu kıymetli şahsiyetin, bu “asil halk insanının”, Karadeniz coğrafyasının bu değerli evladının, ayakları daima Türkiye topraklarına basan bu yurtseverin, Türkiye’deki egemen düzen içerisinde “kimsesizlerin sahibi olan Cumhuriyetimiz gibi yalnızlığa terk edilmiş” Cumhuriyetçi Nihat Genç’in aziz hatırasına derin bir saygıyla…

YAŞAR ALTINTARTI
YAZAR