Sana Göre Haber

CHP Lideri Özgür Özel’den Silivri’den Erken Seçim Meydan Okuması

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde bir dizi ziyarette bulundu. Özel, burada CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, diğer CHP’li belediye başkanları ve gazeteci Fatih Altaylı ile görüştü.

Ziyaretinin ardından bir açıklama yapan Özel, Mustafa Keleş ile görüştüğünü ifade etti. “Ortada, babasına ve arkadaşlarına iftira attırmak amacıyla cezaevinde bir kişiyi esir tutarak kurgulanan bir oyun mevcut,” dedi. Özel, Keleş’in babasının avukatları olmaksızın defalarca çağrılarak istenilen yönde ifade vermesi için baskı gördüğünü, bu olmayınca da oğlu üzerinden tehdit edildiğini iddia etti. “Sonrasında oğluna tamamen alakasız bir suçlama yöneltip, kendi deyimleriyle, işi kılıfına uydurarak Mustafa’yı haksız yere içeri atıp babasına karşı bir rehine olarak kullanıyorlar. Babasına yönelik tehdit ve şantaj uyguluyorlar. 26 yaşındaki Mustafa’mızı sağlıklı, son derece moralli ve dimdik gördüm. Artık bolca kitap okuduğunu, meselenin farkında olduğunu söyledi, bu beni çok mutlu etti” diye ekledi.

Özel, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Zeydan Başkanı alıp buraya getirdiler. Olay, 14 yıl önce bir AK Partili belediyenin yaptığı ihaleye ve bu ihale sonucunda gerçekleştirilen ödemelere dayanıyor. Sonrasında ise o ihalenin yenilenmemesi durumu var. Zeydan Başkan’ın ihale vermediği bir firmanın AK Parti döneminden kalan ödemeleriyle ilgili iddialar tamamen asılsız. Ödemeleri almak için Zeydan Başkan’a gittiği, onun da kendisini başka birine yönlendirdiği iddiaları yalan. Hiçbir kanıt, ispat veya delil yok. Kendisinden küçük meblağlarda para istediği de bir başka yalan. Ancak Zeydan Başkan bu yalanlar yüzünden burada tutuklu bulunuyor. Bu durum, Adana’nın vicdanına sığmayan ve kimsenin kabul etmediği bir haksızlıktır. Üzerine Seyhan ve Adana Büyükşehir’i yönetmiş, rekor oyla yeniden seçilmiş Zeydan Başkan’ı Adana’dan kopararak aslında Adana’yı cezalandırıyorlar. Kendini Türkiye Başsavcısı veya kasabanın şerifi sanan, kanunları kendi koyup uygulayan bir zihniyet olmasa… Zeydan Başkan’ın örgütlü bir suçla ilgisi yok. Çünkü ona ‘Sen bu suçu işledin’ dedikleri dönemde, iddia ettikleri örgüt ortada yoktu. Bu nedenle onu tek başına, örgütsüz bir şekilde suçluyorlar. Milletvekilleri, örgütlü suçlar ve terör suçları haricinde izinsiz görüşme yapabilir. Biz de izinsiz görüştük. Sırf Adana’yı kazanma inadı yüzünden hapse atılan bir Zeydan Başkan var. İmamoğlu’nu ise bir suç örgütüne dahil edemezler. Beyefendilerin hayallerinde yarattıkları örgüt, 14 yıl önce onların hayallerinde bile mevcut değildi.

‘İMAMOĞLU’NUN SUÇU ERDOĞAN’I MAĞLUP ETMEKTİR’

Oya Tekin, hem kendisinin hem de eşinin tutuklandığı bu süreçte 15 yaşındaki evladı için endişe duyuyor. En azından ev hapsi verilse de çocuğunun annesiz babasız kalmamasını diliyor. Bunu dile getireceğimi söylediğimde, ‘Söylemeyin başkanım, acındırmaya çalışıyor derler’ dedi ama ben bunu ifade etmeyi doğru buluyorum. Parti Meclisi üyemiz Baki Aydöner’in kardeşini sabah saatlerinde alarak onun üzerinde de bir baskı kurmaya çalışıyorlar. Önceki dönem genel başkan yardımcımız Aykut Erdoğdu ve diğer arkadaşlarımız içeride dimdik duruyorlar. Ne tür bir iftirayla karşı karşıya olduklarını ve asıl suçlarının AK Parti’yi yenmek olduğunu biliyorlar. Aslında hep birlikte, benim de içinde hatta başında olduğum bir suç organizasyonu var: ülkenin iktidarını, yapılacak ilk seçimlerde demokratik yollarla devirmeye teşebbüs etme suçunu işliyoruz. Bu örgütün lideri benim. Örgütün benim gibi elebaşları ve çok etkili isimleri içeride. Elbette, Ekrem Başkan’ın suçu bambaşka. Onun suçu, Erdoğan’ı üst üste üç kez yenmek ve henüz Erdoğan’a mağlup olmamaktır.

‘DİMDİK AYAKTAYIZ’

Bugün Sayın Erdoğan, ben yurt dışındayken grup konuşmasında benim kısık sesle konuştuğumdan bahsederek alay etmiş. Beni cezaevinde, haber alamayacak bir durumda zannedip yine arkamdan konuşmuş. Ne diyor? ‘Biz bunları defalarca yendik.’ Evet, defalarca yendin ama yenilmez olan sen değilsin. Son seçimde sen bana yenildin. Dört seçimdir Ekrem İmamoğlu’na yeniliyorsun. Eğer Türkiye’de bir yenilmez varsa, o da Ekrem İmamoğlu’dur. Genel başkan olarak ben de yenilmezim, fakat benim avantajım iki yıllık bir genel başkan olmam. Bir seçime girdim ve onu da kazandım. Ben burada bir yenilmezlik hikayesi anlatmak yerine, Ekrem İmamoğlu’nun hikayesine bakmanızı öneririm. Beylikdüzü’nü ve İstanbul’u onun elinden aldı. Başbakan olarak aday gösterdiğin kişiyi de, Meclis Başkanı olarak aday gösterdiğin kişiyi de yendi. Tırnak içinde en iyi şehircilik uzmanı diye güvendiğin Murat Kurum’u da mağlup etti. Sen daha Ekrem İmamoğlu’nu yenemedin. Bu yüzden hasetten çatlama noktasına gelmiş durumdalar. Ancak milletimiz biliyor ki, biz Erdoğan’ı yendiğimiz ve gelecek seçimde de yeneceğimiz için arkadaşlarımız içeride, partimiz ise sürekli bir yargı tacizi altında. Ama yılmayacağımızı bilmeliler. Bakın burada çok yılmaz biri, Silivri İlçe Başkanımız var. Her gün burada. Bu mücadeleyi hep birlikte kararlılıkla sürdüreceğiz. Başladığımızda ‘Nefesiniz nereye kadar yetecek?’ diyorlardı. 112 gün geçti, dimdik ayaktayız. Ahmet Özer 255 gündür dimdik ayakta. Seçim sandığı gelene kadar buradayız. Eğer kendine güveniyorsa, 2 Kasım Pazar günü sandığı getirsin de boyunun ölçüsünü alsın. Öyle atıp tutmakla bu işler olmuyor. Buradan bir kez daha ilan ediyorum; Erdoğan seçimden ve milletten kaçmaktadır. 2 Kasım, onun seçilişinin tam 2,5’inci yılıdır. Beş yıllığına seçildi, tam ortası. Süreyi sonuna kadar kullanacağını söylüyor. Eğer kullanırsan bir daha aday olamazsın. İşte sana güzel bir teklif: Tam iki buçukuncu yılda gel. İki buçuk yıl senden, iki buçuk yıl benden. Kaçırma bu fırsatı. 2 Kasım’da gel, kozlarımızı paylaşalım.

‘ADAYIMIZ HAZIR’

Eğer millet asgari ücrete, emekli maaşına, yoksulluğa ve tarımdaki taban fiyatlara razıysa, sana beş yıl daha görev verir. Ama millet, asgari ücreti 30 bin lira yapacak, en düşük emekli maaşını asgari ücrete çıkaracak, taban fiyatları maliyet artı makul kârla belirleyecek, gençlere yasaksız bir Türkiye ve vizesiz bir Avrupa vaat eden bir yönetime oy verecekse, biz o sandıkta varız. Cesaretin varsa hodri meydan. Benim adayım burada hazır. Onu serbest bırakmasan bile adayım hazır. Onun bir vesikalık fotoğrafıyla seni yeneceğiz. Ancak bir vesikalık fotoğraftan korkarak seçimden kaçan Erdoğan’ı da 81 ilde bu millete şikayet edeceğim. Yarın Ankara’da tüm belediye başkanlarımızla toplanıyoruz. Akşam Adana’da, ertesi gün Antalya’dayım. Cumartesi Malatya’da, Pazar ise Adıyaman’dayım. Benim enerjim tükenmez, azmim kırılmaz. Sandığı getirene kadar seni hem Türkiye’deki seçmenlere hem de dünyadaki tüm demokratlara şikayet edeceğim.

‘BUGÜNKÜ KONUŞMASI TAM BİR AHMET KAYA ŞARKISI’

Özel, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları hakkındaki bir soruya şu cevabı verdi:

“Nereden bakarsanız bakın tutarsızlık. Gece uykusunda ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ diye sıçrıyor olmalı. Uykusunda konuşsa TRT, A Haber, CNN anında canlı yayına geçer. Kendi kendine düşüncelerini ise grup toplantısında hesap yapıyormuş gibi anlatıyor. Eğer sende tutarlılık olsaydı ne yaptığını bilirdin. Can Atalay örneği var. TİP tarafından aday gösterildi, Hatay halkı seçti. Sen onu serbest bıraktın mı ki ‘cezaevindeki birini milletvekili yapıp çıkarmaya çalışıyorlar’ diyorsun? Ya yalan söylüyorsun ya da ne yaptığının farkında değilsin. Can Atalay seçilmiş bir milletvekilidir, Anayasa Mahkemesi iki kez haklı olduğuna karar vermiştir ama sizin AYM’yi tanımayan zihniyetiniz yüzünden haksız yere içeride tutuluyor. Şimdi diyor ki, ‘Özgür Özel erken seçim yapıp cezaevindeki arkadaşlarını milletvekili yaparak çıkaracak.’ Eğer çıkılabilseydi, Can Atalay çıkardı. Biz erken seçimi kazandığımızda, senin zulmünle içeride tutulan bütün masum siyasi tutuklular zaten kendiliğinden çıkacak. Bu yüzden bugünkü grup konuşması tam bir Ahmet Kaya şarkısıdır: Nereden baksan tutarsızlık.

‘İLK SEÇİM’ MESAJI

Ağzından çıkanı kulağı duymalı. Yüz yıllık Halk Partisi, belki bir ‘faraş partisine’ dönüşebilir. Elimize bir faraş alıp Erdoğan’ın Türkiye’nin başına bela ettiği bütün pislikleri süpürüp ilk seçimden sonra uygun yere dökeceğiz. Eğer bu ülkede iş adamlarından para toplama, bir havuz oluşturma meselesi varsa, bunun mucidi ve uygulayıcısı Erdoğan’dır. Kendisine havuz medyası yaratan siz değil misiniz? AK Parti’de bir işin görülmesi için verilmesi gereken yüzde, malum yere iletilmeden herhangi bir iş yapılabiliyor mu? Biz, devleti kuran, yargıyı egemen kılan ve Anayasa Mahkemesi’ni ilk hedefler beyannamesine koyan partiyiz. Siz ise hukuku ayaklar altına alan, AYM kararlarını tanımayan partisiniz. Kişi kendinden bilir işi. CHP, olsa olsa bir faraş partisi olur ve Türkiye’deki bütün pisliklerinizi ilk seçimde çöpe döker.

‘İFTİRALARI TEK TEK ÇÜRÜTTÜK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davaların TRT’den yayınlanması önerisine olumlu yaklaştığının hatırlatılması üzerine Özel, şunları söyledi:

“İnşallah hayırlı olacak. Fikri takip, haklılığın ve doğru bir talebin gücüyle Türkiye iyi bir noktaya geldi. Dün Sayın Bahçeli’ye teşekkür ettim. Biz iftiraya uğradığımızı ve sesimizi duyurmak istediğimizi söylüyoruz. Fakat TRT ve yandaş kanallar iftiraları verip yanıtları vermiyor. Biz de dedik ki; arkadaşlarımıza sonuna kadar güveniyoruz. Siz de savcılarınıza güveniyorsanız, gelin her şeyi başta TRT olmak üzere bir kanaldan kesintisiz yayınlayalım. TRT, grup konuşmamızın ilk altı dakikasını verip sonra kesmesin. İddialar da yanıtlarda duyulsun. Bizim özgüvenimizi ve temiz siyasetin temsilcileri olduğumuzu milletimiz görsün. Sayın Bahçeli hakkaniyetli bir tutumla buna destek verdi. Bu gelinen noktadan memnunum.

‘TUTUKLAMAYA ÇOKTAN KARAR VERMİŞLERDİ’

Zeydan Karalar’ın tutuklanma haberinin karar açıklanmadan önce sızdırılması ve Mehmet Murat Çalık’ın hastaneye sevk edilmesiyle ilgili bir soruya Özel, şu yanıtı verdi:

“Zeydan Başkan ile ilgili durum, Ekrem Başkan’ın davasında yaşadıklarımıza benziyor. Bu, kimsenin adalet aramadığını, kararın çoktan verildiğini gösteriyor. Bu büyük bir kul hakkıdır. Kararı verenler, tutuklamaya çoktan karar vermişler. Bu işin arkasında kimin olduğunu, Ankara’daki en tepedeki kişiyi de, İstanbul’daki taşeronunu da biliyoruz. Önümüzdeki günlerde, üç isimli bir savcının devleti nasıl kandırdığını anlatacağım. O beş yıllık küstahla, saçını toplayıp aklını başına toplamayanla bir meselemiz var. Onunla ilgili çok şey anlatacağım.

ÇALIK’IN DURUMU HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Mehmet Murat Çalık’ın durumu kritik. Yapılan tahliller, hastalığının nüksetme aşamasında olabileceğini gösteriyor ve cezaevi şartları bunu tetikleyebilir. Eczacı kimliğimle söylüyorum, bu tür hastalıklarda tedaviye başlamak için geçirilen her gün altın değerindedir. Adli Tıp Kurumu’ndan ricamız, süreci hızlandırmalarıdır. Adalet Bakanı’nın da hatırlattığı mevzuatın işleyerek, Çalık’ın bir an önce sağlığına kavuşmasını ümit ediyoruz.

‘SİLAH BIRAKILMASINI OLUMLU KARŞILIYORUZ’

Özel, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yayınlanan videosu ve olası bir silah bırakma töreni hakkındaki soruya ise şöyle cevap verdi:

“Videoyu izlemedim ancak eğer bir silah bırakma eylemi varsa, bu doğru bir adımdır. Terör örgütü silah bırakıyorsa, bunu son derece olumlu bir gelişme olarak görürüz. Terörsüz ve demokratik bir Türkiye’nin hepimizin ortak hedefi olması gerektiğine inanıyorum. Bu yapay zeka ve inovasyon çağını kaçırırsak, yöneten değil yönetilen ülkelerden oluruz. Terör sorunundan kurtulup Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmalıyız. Bu son fırsattır ve bu meseleyi çok önemsiyoruz.”

Zeydan Karalar ve Ahmet Şahin görevden uzaklaştırıldı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda değişim söylentileri gündemde!

Erdoğan’dan CHP’ye: 100 yıllık Halk Partisi, haraç partisi olmuş

Özgür Çelik Emniyet’te ifade verdi

Özel’den Karalar için net duruş: Bir adım geri atmayacağız

Exit mobile version