Sana Göre Haber

CHP’nin Siyasi Gerilimde MHP Üzerinden Çözüm Arayışı

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, önemli bir gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. Günaydın’ın açıklamasına göre, “Türkiye’nin birinci partisi CHP’nin 135 milletvekilinin 61’i hakkında 240 adet yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi TBMM’de” bekliyor.

Peki, dokunulmazlıklarının kaldırılması talep edilen bu milletvekilleri kimlerdi ve hangi suçlamalarla karşı karşıyaydılar?

Ulaşılan listeye göre, 5 ay önce CHP saflarına katılan Cemal Enginyurt, 32 ayrı dosya ile listenin en başında yer alıyor ve kendisine yöneltilen suçlamaların başında “hakaret” geliyor. Sıralama, 25 dosyayla Özgür Özel, 21 dosyayla Veli Ağbaba, 13 dosyayla Sezgin Tanrıkulu, 12’şer dosyayla Ali Mahir Başarır ve Mahmut Tanal, 10 dosyayla da Tuncay Özkan şeklinde devam ediyor. Toplamda 240 olan dokunulmazlık dosyalarının 89 tanesinin “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasını içermesi dikkat çekiyor.

Ancak, bazıları 10 yıl öncesine dayanan bu fezleke sayılarının mevcut konjonktürde birincil öneme sahip olmadığı söylenebilir. Zira muhalefetin, özellikle de CHP’nin gündemi çok daha acil ve kritik bir meseleyle meşgul. İktidarın, “yeni hasım” olarak nitelediği kurucu partiyi adli mekanizmalar aracılığıyla etkisizleştirme çabalarını aralıksız sürdürdüğü gözlemleniyor.

Bu durumun farkında olan Ekrem İmamoğlu, cezaevinden bütün siyasi parti liderlerine bir mesaj yollayarak, “Parti ayırt etmeden, hepimizin milletin çığlığını dindirmesi ve Türkiye’yi güçlü bir geleceğe ulaştırması gerekiyor. Adaletsizliklere karşı topyekûn ses çıkarma vaktidir” sözleriyle meselenin sadece CHP ya da İstanbul ile sınırlı olmadığının altını çizmeye çalışıyor.

Bu noktada, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “İddianameler tamamlansın” ve “Duruşmalar TRT’de yayınlansın” şeklindeki çağrıları önemli bir anlam kazanıyor. Benzer şekilde, MHP’nin ve dolaylı olarak iktidarın hukukçu ismi Feti Yıldız’ın “Suçsuzluk karinesi esas alınsın, şüpheden sanık faydalansın” hatırlatması da bu bağlama oturuyor. CHP lideri Özgür Özel’in de “terörsüz Türkiye” sürecine olan desteğini, TRT ekranlarından yayınlanacak ancak tutuksuz devam edecek yargılamalara bağlaması, aynı niyetin bir parçası olarak yorumlanabilir.

Özetle, CHP’nin kendisine doğru gelen fırtınayı MHP vasıtasıyla dindirme arzusu içinde olduğu anlaşılıyor. Parti, bir nevi kendi “çözüm sürecini” MHP kanalıyla iktidarın gündemine taşımayı amaçlıyor. Mevcut durumda MHP’nin de uzatılan bu eli geri çevirmediği görülüyor.

Ek olarak, DEM Parti içerisindeki deneyimli kanadın, “PKK ile gelinen çözüm noktasında CHP’ye yapılan operasyonlar çelişkili” şeklinde bir düşünceye sahip olduğu ifade ediliyor. Bu görüşlerini Cumhur İttifakı’nda iletişim kurdukları isimlere aktardıkları da biliniyor. Ne var ki, bazı DEM Partili yöneticilerin iktidarı bu hususta kamuoyu önünde açıkça eleştirmesi hem İmralı’nın hem de AKP’nin hoşnutsuzluğuna neden oluyor.

Sonuç olarak, muhalefet kanadında durumlar oldukça karışık. Ne zaman bir düzen kurulmaya çalışılsa, bir müdahale dengeleri yeniden sarsıyor. Masanın sahibi ile sopayı elinde tutan arasındaki bu gerilimli diyaloğun, ülkenin genel dengesine fayda sağlayıp sağlamayacağını ise zaman gösterecek.

Exit mobile version