Diyabetin Çocuklarda Acı Yüzü: Uzmanından Hayati Uyarılar

Ankara’da yaşanan trajik bir olayda, 12 yaşındaki Egemen Büyükçolak, uykusunda girdiği bir şeker koması neticesinde yaşamını yitirdi. Altı senedir diyabetle mücadele eden çocuğun daha evvel de iki defa şeker komasına girdiği bilgisine ulaşıldı. Bu üzücü olay, çocuklarda şeker hastalığının ne kadar yaygın olduğu, şeker komasına nelerin yol açtığı ve Türkiye’de kaç çocuğun bu hastalıkla savaştığı gibi soruları gündeme getirdi. Konuyla ilgili tüm merak edilenleri Medipol Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ yanıtladı. İşte Doç. Dr. Çağ’ın önemli açıklamaları ve uyarıları…

**İNSÜLİN EKSİKLİĞİ**

Doç. Dr. Çağ, çocuklarda görülen diyabetin ağırlıklı olarak Tip 1 diyabet olduğunu belirterek, “Çocuklarda Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki tür diyabet bulunmaktadır. Biz çocukların yüzde 95’inde Tip 1 diyabetle karşılaşıyoruz. Tip 1 diyabet, temel olarak insülin eksikliğinden kaynaklanır. Pankreasta antikorların gelişmesiyle organ, insülin üretemez hale gelir. Bu, vücudun kendi hücrelerine karşı savaş açtığı bir durumdur. Pankreasın insülin salgılayan hücrelerine yönelik antikorlar geliştirilerek bu hücrelerin yıkımına neden olunur. Bu süreç de insülin yetersizliğine yol açar. İnsülin, pankreasın ürettiği, glikozun vücuda enerji sağlamak amacıyla kullanılmasını temin eden ve kan şekerini düzenlemede kritik bir rol oynayan bir hormondur. Pankreasın yeterli insülini üretememesi ya da vücudun insülini verimli kullanamaması, kan şekerinin yükselmesine sebep olur” diye konuştu.

**21 BİN ÇOCUK DİYABETLİ**

Tip 1 diyabetin her yaşta ortaya çıkabileceğini, ancak özellikle 4-6 yaş ve 10-14 yaş dönemlerinde zirve yaptığını ifade eden Doç. Dr. Çağ, “Otoimmün mekanizmalar ve geçirilen viral enfeksiyonlar hastalığa zemin hazırlayabilmektedir. Ülkemizde şeker hastası olan çocuk sayısının yaklaşık 21 bin olduğu öngörülüyor. Başka bir deyişle, her 10 bin çocuktan 7’sinde Tip 1 diyabet görülmektedir” dedi.

**OBEZ ÇOCUKLAR DİKKAT!**

Tip 2 diyabetin ise insülin salgılanmasından ziyade insülin direncine bağlı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çağ, “Tip 2 diyabet genellikle yetişkinlerde görülen bir türdür. Fakat hem ülkemizde hem de dünya genelinde çocukluk çağı obezitesi ciddi bir artış göstermiştir. Çocukken obez olan bireylerin yetişkinlik dönemlerinde şeker hastası olma ihtimali oldukça yüksektir” şeklinde uyardı.

**AÇLIK KAN ŞEKERLERİ YÜKSEK**

Doç. Dr. Çağ, çocuklarda diyabet teşhisinin açlık kan şekerinin yüksekliği ile konulduğunu belirterek, hastalığın semptomlarını şu şekilde açıkladı: “Hastalık, çok su tüketme, sık idrara çıkma, kilo kaybı, karın ağrısı, halsizlik, bitkinlik ve ciltte kuruluk gibi çeşitli belirtilerle kendini belli eder.”

**ŞEKER KOMASINDA ŞUUR KAYBI OLUŞUYOR**

Şeker komasına yol açan faktörleri ise Doç. Dr. Çağ şöyle özetledi: “Ne yazık ki şeker komasının ana nedeni kan şekerinin aşırı yükselmesidir. Bunun da temelinde tedavinin aksatılması, yani çocuğun yeterli dozda insülin almaması yatar. Bir diğer faktör ise çocukların diyetlerine özen göstermemesidir. Beslenmeyle alakalı bazı sorunlar da komayı tetikleyebilir. Bu duruma bir de enfeksiyon eklenirse şeker koması riski artar. Şeker koması sırasında halsizlik, bitkinlik, şiddetli karın ağrısı, şuur bulanıklığı ve kaybı, ağızda aseton kokusu olarak adlandırdığımız farklı bir koku ve bayılma hali meydana gelir.”

**EBEVEYNLERE DİYABET EĞİTİMİ**

Şeker hastası çocukların periyodik hekim kontrollerine götürülmesinin, doktorun reçete ettiği insülin ilaçlarının doğru zamanda uygulanmasının ve önerilen diyete titizlikle uyulmasının şart olduğunu belirten Doç. Dr. Çağ, şunları söyledi: “Tüm bu hususlara dikkat edildiği takdirde şeker koması görülme ihtimali son derece nadir bir durum haline gelir. Ailelere bu konularda kapsamlı diyabet eğitimleri verilmektedir.”

**DENGELİ BESLENMEK ÇOK ÖNEMLİ**

Bu çocukların beslenme düzeninin hayati önem taşıdığının altını çizen Doç. Dr. Çağ, “Karbonhidrat, protein ve yağ alımının dengeli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Süreç, bir diyetisyen ile koordineli olarak yönetilmelidir. Beslenmelerinden insülin kullanımlarına kadar tüm yaşamları yakından izlenmelidir. Bu çocuklar, yaşam boyu insüline bağımlıdırlar. Şeker ve çikolata gibi gıdaları bile ancak diyetisyen kontrolünde tüketebilirler” dedi.