Bilim insanları, gezegenimizin artan dönüş hızı nedeniyle 9 Temmuz Çarşamba gününün “yaşamınızdaki en kısa gün” olarak kayıtlara geçebileceği konusunda bir uyarı yayınladı. Yapılan son araştırmalar, 9 Temmuz, 22 Temmuz ve 5 Ağustos tarihlerinde günlerin standart sürelerinden 1.3 ila 1.51 milisaniye daha kısa olacağını göstermektedir.
**DÜNYA ARTIK DAHA SÜRATLİ DÖNÜYOR**
Bu fenomenin temelinde, Dünya’nın son yıllarda giderek artan dönüş hızı bulunmaktadır. Bu hızlanma, bilim çevreleri tarafından 2020 ve 2022 senelerinde atom saatleri aracılığıyla hassas bir şekilde gözlemlenmiştir. Atom saatleri, atomların titreşim frekanslarını baz alarak zamanı olağanüstü bir doğrulukla ölçen cihazlardır.
**BU HIZLANMANIN SEBEBİ NEDİR?**
Dünya’nın neden ivme kazandığı henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da, bu sürece atmosferik değişikliklerin, eriyen buzulların, gezegenin çekirdeğindeki hareketliliğin ve manyetik alandaki zayıflamanın müştereken katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Normal şartlar altında gezegenimiz, bir tam dönüşünü 24 saatte, yani tam 86 bin 400 saniyede tamamlar. Bu süre “güneş günü” olarak tanımlanır.
**BİR ÖNCEKİ REKOR 2024 YILINDA KIRILDI**
Şimdiye kadar kayıtlara geçen en kısa gün, 5 Temmuz 2024 olarak ölçülmüştü. O gün gezegenimiz, normalden 1.66 milisaniye daha süratli bir dönüş sergilemişti. Milisaniyelik bu tür oynamalar önemsiz gibi algılansa da, yapılan incelemeler bu durumun uydu sistemlerinden GPS doğruluğuna kadar geniş bir teknoloji yelpazesini etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Hatta zaman ölçümünün kendisi bile bu durumdan etkilenebilir. Esasen Dünya’nın dönüşü hiçbir zaman mükemmel bir düzenlilik göstermez; zaman zaman birkaç milisaniye hızlanabilir veya yavaşlayabilir.
**ÖLÇÜMLER 1970’LERDE BAŞLADI**
Ancak bilim insanları, bu minimal sapmaları yüksek hassasiyetle kaydetme imkanına ancak 1970’lerde kavuştu. Londra Üniversitesi’nden astrofizikçi Graham Jones, Dünya’nın dönüş hızına dair en güncel öngörüleri, ABD Deniz Gözlemevi ve uluslararası Dünya dönüş hizmetleri tarafından sağlanan verileri analiz ederek oluşturmuştur. Bu verilerle, gezegenin bir turunu tamamlama süresi olan ve “Gün Uzunluğu (Length of Day – LOD)” olarak adlandırılan değer, milisaniye hassasiyetinde hesaplanmaktadır.
**MİNİK FARKLARIN BÜYÜK ETKİSİ**
Bu kadar küçük zaman farkları dahi kritik öneme sahiptir. GPS, cep telefonu şebekeleri ve küresel finans sistemleri gibi altyapılar, saniyenin binde biri hassasiyetindeki doğruluğa dayanır. Bu nedenle, yaşanan bu tür bir sapma, teknik aksaklıkları tetikleme potansiyeli taşır. İlginç bir şekilde, Dünya 2020 yılına kadar aslında yavaşlama eğilimindeydi. Bu durumun sebebi, Ay’ın kütleçekim etkisinin gezegenimizi frenlemesiydi ve bu etki, gün uzunluğunun zamanla 24 saate çıkmasına neden olmuştu.
**”NEGATİF ARTIK SANİYE” İHTİMALİ**
Günümüzde zaman, Eşgüdümlü Evrensel Zaman (UTC) sistemine göre ayarlanmaktadır. Bu sistem, Dünya’nın dönüşündeki küçük sapmaları dengelemek için zaman zaman “artık saniye” eklemesi yapar. Fakat gezegenimiz bu hızla dönmeye devam ederse, tarihte ilk defa bir saniye çıkarılması, yani “negatif artık saniye” uygulamasının hayata geçirilmesi söz konusu olabilir. Bu, daha önce hiç tecrübe edilmemiş bir durumdur.