Eski AKP milletvekili ve yazar Şamil Tayyar, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımla dikkatleri üzerine çeken bir iddia ortaya attı.
Tayyar, Suriye geçici yönetiminin Cumhurbaşkanı ve HTŞ lideri olan Colani’nin (Ahmed Şara), terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu YPG/SDG’nin yöneticisi Mazlum Abdi ile gerçekleştirdiği görüşmeye sert tepki gösterdi. Bilindiği üzere, bu toplantıya Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye Büyükelçisi ile Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da katılmıştı.
**”AÇIKLANMASI GEREKEN GARİP GELİŞMELER”**
Eski AKP’li Tayyar, söz konusu görüşmeye ve Suriye’deki son duruma ilişkin endişelerini bir dizi iddia ile dile getirdi. Tayyar’a göre, “tuhaf şeyler oluyor” ve bu durumun bilenler tarafından açıklanması gerekiyor.
Tayyar’ın öne sürdüğü iddialar şu şekilde:
* Beklenti, terör örgütü PKK’nın bütün unsurlarıyla ortadan kaldırılması yönündeyken, şimdi YPG’nin Suriye’de adeta ‘Kuzey Irak’ modeline benzer bir ‘özerk’ yapıya kavuşturulmaya çalışıldığı görülüyor.
* Amerika Birleşik Devletleri, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG’ye 130 milyon dolarlık yeni bir fon sağlamak için hazırlık yapıyor.
* ABD ve Fransız özel temsilcilerinin denetiminde Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile YPG lideri Mazlum Abdi bir araya geldi ve toplantının ana gündem maddesini YPG’nin sahip olacağı yeni statü oluşturdu.
* Şara ve Abdi arasında önceden varılan mutabakat metninin hiçbir şekilde hayata geçirilmediği, YPG’nin ise mevcut yönetimsel ve askeri hatlarını muhafaza ettiği belirtiliyor.
* Ayrıca, Şam hükümeti petrol ve doğalgazdan elde edilen gelirleri YPG ile paylaşmayı sürdürüyor.
* PKK’ya ait bir kısım ağır silahların ve bazı kadroların YPG’ye aktarıldığı bilgisi mevcut.
Tayyar, bu gelişmeler ışığında, PKK’nın YPG maskesi altında Suriye’de bir devlet yapısına dönüşmesi halinde, bunun Türkiye açısından bir tehdit unsuru olmayı sürdüreceğini savundu. Bu senaryoda İsrail’in, ABD’nin desteğiyle bu dört ülkenin (Türkiye, İran, Irak, Suriye) tam merkezine yerleşeceğini ifade etti. Tayyar’a göre bu yapı, muhtemelen önce İran’ı, ardından da Türkiye’yi bölerek Ortadoğu’nun haritasını yeniden şekillendirme çabalarında ihtiyaç duyulacak kara kuvveti olarak kullanılacaktır.
Türkiye’nin bu tehlikeli senaryonun gerçekleşmesine kesinlikle müsaade etmemesi gerektiğini vurgulayan Tayyar, “Gördüğüm kadarıyla devlet içinde bu projeye destek verenler ağırlıkta ve güçlüler. Çok yazık,” sözleriyle endişelerini noktaladı.