İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin düzenlediği grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan tarafından kaydedilen bir video mesajın yayınlanmasına sert bir dille karşı çıktı. İktidarın çelişkili tutumunu eleştiren Dervişoğlu, “Gece ekran karartan bir iktidar, ertesi sabah İmralı’daki teröriste video mesaj çektirerek bunu dünyaya servis edebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, konuşmasında ayrıca Cumhuriyet’e yönelik hakaretleri nedeniyle eski AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı hakkında yasal işlem başlatacağını belirtti. “Bu kürsüden suç duyurusunda bulunuyorum. Şundan emin olun ki, binlerce kahraman Türk polisi, bu haddini bilmezin başını öne eğdirip ters kelepçe takmak için emir beklemektedir” dedi.
Konuşmasının önemli bir bölümünü şehit askerlere ayıran Dervişoğlu, şu şekilde devam etti: “Sadece taziye sunmakla yetinmeyeceğim, bunun hesabını soracağım. Bir devlet, evlatlarına sahip çıkmadığı sürece varlığını sürdüremez. Vatan, evlatları hayatta olmadan ayakta kalamaz ve bir devlet, kendi evlatlarının canını önemsemeden ayakta duramaz… Türkiye, 12 evladını, 12 askerini bu şekilde kaybetmiş olamaz. Başta Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere, sorumluluğu bulunan tüm yetkili kişi ve kurumlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türk milletine derhal ve gecikmeksizin hesap vermelidir.”
**ERDOĞAN-DEM HEYETİ GÖRÜŞMESİ**
12 vatan evladının şehadet haberiyle milletin yasa büründüğü bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı adımı sorgulayan Dervişoğlu, “Sayın Erdoğan ne yaptı? İmralı’daki caninin habercileriyle bir araya geldi. Böyle bir günde bu görüşmeyi yapmaktan çekinmedi. Oysa Adalet Bakanı, şehit cenazeleri olduğu gerekçesiyle aynı heyetle yapılması planlanan dünkü görüşmesini iptal etmişti. Eğer bir hassasiyet gösterilmesi gerekiyorsa, Cumhurbaşkanı kendisini bu durumdan niçin ayrı tutmuştur?” diye sordu.
**VİDEOLU MESAJA TEPKİ**
Bu duruma ek olarak, “Ülkede geceleri ekranları karartan iktidar, sabah olduğunda İmralı’daki teröristin görüntülü mesaj kaydetmesine ve bunu tüm dünyaya yaymasına olanak tanıyor. Özgür basına uygulanan yasak, terörist için geçerli değil! Bu vurdumduymazlığa bir bakın. Üstelik mesajında hâlâ bir ulusal kurtuluş savaşından bahsediyor, zafer kazandığını iddia ediyor. Bu sahnelenen oyunda kimin kazandığı aşikârdır. Böylesi bir aymazlığı anlatacak kelime bulamıyorum. Yazıklar olsun!”
**”NİÇİN BAŞKA ÜLKENİN TOPRAĞINDA TESLİM ALMAKTADIR”**
Dervişoğlu, silahların teslim alınma sürecine ilişkin de ciddi sorular yöneltti: “Bu silahlar, kimin ne amaçla kullandığına bakılmaksızın doğrudan imha mı edilecek? Yoksa olması gerektiği gibi adli emanete mi alınacak? Hangisinin olacağını hep birlikte göreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin istihbaratı, ordusu ve polisi terörle mücadelenin asli unsurlarıdır. Bu hain terör örgütünün varlığını ve suçlarını cezalandıran makam ise Türk yargısıdır. Bu silahlar, Türk milletine ve devletine karşı doğrultulmuş ve kullanılmıştır. Öyleyse bu silahların teslim edileceği yer neresidir? Türkiye, 40 yıldır kendisine karşı bölücü terör eylemleri yürüten bu örgütün silahlarını neden başka bir ülkenin topraklarında kabul etmektedir? Üstelik herhangi bir etkin pişmanlık göstermeden yargılanmaları da gündemde değilmiş. Geldikleri gibi gideceklermiş. Allah aşkına, bu nasıl bir tiyatrodur! ‘Biz ne yapıyoruz?’ diye soran bir Allah’ın kulu dahi kalmadı mı?”