Sana Göre Haber

Kadınlar ve Alzheimer: Artan Riskin Arkasındaki Genetik ve Hormonal Etkenler

Yapılan araştırmalar, kadınların Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalinin erkeklere kıyasla iki misli daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bilim insanları, bu durumun nedenlerini anlamaya başladıklarını ve kadınlarla erkekler arasında iki temel farklılık saptadıklarını belirtiyor.

Bu iki önemli ayrım, genetik yapı ve hormonal değişimlerdir. Birincisi, kadınların kromozom yapısının erkeklerinkinden farklılık göstermesidir. İkincisi ise, kadınların 40’lı ve 50’li yaşlarında üreme hormonlarında doğal bir düşüş yaşadıkları menopoz dönemidir.

Alzheimer Derneği tarafından paylaşılan verilere göre, Amerika’daki her üç yaşlı bireyden biri Alzheimer ya da farklı bir demans türü sebebiyle yaşamını yitirmektedir. Daha da dikkat çekici olan, ülkedeki Alzheimer hastalarının yaklaşık üçte ikilik bir kısmını kadınların oluşturmasıdır.

Genetik faktörlere daha yakından bakıldığında, kadınların iki “X” kromozomuna, erkeklerin ise bir “X” ve bir “Y” kromozomuna sahip olduğu görülür. Hücrelerimizin merkezinde yer alan kromozomlar, yüzlerce, hatta binlerce gen barındıran ipliksi DNA yapılarıdır ve bir bireyin fiziksel niteliklerini şekillendirir. X ile Y kromozomları arasındaki genetik farklılıkların, kadınların Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını yükselten bir etken olabileceği düşünülmektedir.

Yakın zamanda yapılan çalışmalar, X kromozomunda yer alan bazı genlerin Alzheimer hastalığı ile bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. İlginç bir bulgu ise, Alzheimer teşhisi konan kadınların, sahip oldukları ikinci X kromozomu sayesinde bu hastalığa sahip erkeklere kıyasla daha uzun bir yaşam sürmesidir.

Hormonal faktörler de denklemin önemli bir bileşenidir. Özellikle beyin fonksiyonları üzerinde etkili olan östrojen gibi kadınlara özgü baskın hormonlar bu süreçte kilit bir rol oynayabilir. Uzmanlar, menopozun bu bulmacanın en büyük parçalarından biri olduğunu vurgulamaktadır. Menopoz sırasında yumurtalıkların östrojen ve progesteron üretimini kesmesiyle bazı kadınlar, sıcak basması gibi belirtileri azaltmak amacıyla hormon replasman tedavisine başvurmaktadır. Ne var ki, uzmanlar bu tedavinin bazı kadınlar için kalp krizi, inme, meme kanseri, kan pıhtılaşması ve safra kesesi rahatsızlıkları gibi ciddi sağlık sorunları riskini yükseltebileceği konusunda uyarıyor.

Bu konuya ilişkin olarak Harvard Tıp Fakültesi Nöroloji Doçenti Rachel Buckley, 70 yaşından sonra hormon replasman tedavisine başlayan kadınlarda “tau” isimli proteinin seviyelerinin anlamlı derecede daha yüksek olduğunu belirtiyor. Tau proteininin beyinde yığılması, Alzheimer hastalığının ilk belirtilerinden biri olarak görülmektedir ve Buckley’nin araştırması, aynı gruptaki kadınların daha yüksek bir bilişsel gerileme hızı sergilediğini de ortaya koymuştur.

Exit mobile version