Pink Floyd grubunun kurucu isimlerinden Roger Waters, İngiltere Parlamentosu’nun yasakladığı Palestine Action (Filistin Hareketi) isimli gruba açıkça destek vermesi sebebiyle yasal bir soruşturma ile karşı karşıya kalabilir. Waters, sosyal medya platformu X üzerinden paylaştığı bir videoda, Filistin Hareketi’ni “harika bir örgüt” şeklinde nitelendirerek, grubun “şiddete başvurmadığını” ve “hiçbir surette terörist olmadığını” belirtti.
Waters’ın destek beyanları, bu seneki Glastonbury Festivali’nde “ölüm, IDF’ye ölüm” (İsrail Savunma Kuvvetleri) şeklindeki sloganlarıyla gündeme gelen ve tartışma yaratan İngiliz punk-rap topluluğu Bob Vylan’ı da kapsadı.
İngiltere’de 2000 tarihli Terörizm Yasası gereğince, geçtiğimiz cumartesi gününden itibaren Filistin Hareketi’ne destek vermek veya üye olmak suç kapsamına alındı. Terörist bir grup olarak yasaklanan bu örgüte yönelik kamuoyu desteği, 14 yıla varan hapis cezası ve/veya para cezası gibi ciddi yaptırımlarla sonuçlanabilir.
Paylaştığı videoda Waters, üzerinde “Roger Waters, Palestine Action’ı destekliyor” ifadesinin yer aldığı karton bir pankartı izleyicilere gösterdi. Yaptığı konuşmada ise şu ifadeleri kullandı: “Parlamento, soykırımcı bir yabancı gücün ajanları tarafından yozlaştırıldı. Ayağa kalkın ve sayılın. Zamanı şimdi. An bu an. Ben Spartacus’üm.”
Waters, konuşmasını İngiltere hükümetinin kararını tanımadığını belirterek sürdürdü ve şunları ekledi: “Filistin Hareketi’ni terörist, yasaklanmış bir terör örgütü olarak tanımlayan İngiltere hükümetinden bağımsızlığımı ilan ediyorum.”
Videoya gelen tepkiler arasında Antisemitizme Karşı Kampanya (CAA) gibi organizasyonların açıklamaları da yer aldı. CAA, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda durumu şöyle değerlendirdi: “Bu paylaşımı inceledik. Filistin Örgütü yasaklanmıştır. Terörizm Yasası 2000’in 12. bölümüne aykırı olarak bu eyleme destek veren herkes cezai bir suç işlemiş olur. Bir suçun ortaya çıktığı ve yetkililerin harekete geçmediği durumlarda suçluları özel olarak kovuşturmaya hazırız.”
Waters, geçmişte de Filistin’e yönelik uzun soluklu desteği sebebiyle kendisine yöneltilen antisemitizm ithamlarını kabul etmemişti. Geçtiğimiz yıl, Waters’ın İsrail, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri üzerine yaptığı provokatif yorumlar sebebiyle müzik hakları firması BMG ile yollarının ayrıldığı rapor edilmişti. Antisemitik olarak nitelendirilen bu tür söylemlerinin, eski grup arkadaşlarını da “çileden çıkardığı” belirtilmişti.
Waters, Nisan 2023’te Frankfurt’ta önemli bir hukuki zafer elde etmişti. Bu zafer, Frankfurt’taki yerel mahkemenin konserini iptal etme girişimine ve kendisini “dünyanın en tanınmış antisemitlerinden biri” olarak yaftalamasına karşı gelmişti.
Eleştirilerinin Yahudiliğe değil, İsrail devletine yönelik olduğunun altını çizen Waters, İsrail’i, kendisi gibi muhalif sesleri “susturmak amacıyla antisemitizm terimini istismar etmekle” itham etti. Waters’ın İsrail meselesindeki sert tutumu, diğer müzisyenlerle olan diyaloglarına da yansıdı. Radiohead grubundan Thom Yorke ve Jonny Greenwood’a hitaben, ortada “yapılacak bir tartışma olmadığını” belirten Waters, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu bir çatışma değil. Bu bir soykırım, Thom ve Jonny.”