Sıcak Havalarda Buzla Serinleme Riski: Uzmanlar ‘Fayda Yerine Zarar Verebilir’ Diye Uyarıyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ülke çapında yaptığı yüksek sıcaklık ikazları sonrası, uzmanlar halkı dikkatli olmaya çağırdı. Saat 10.00 ile 16.00 arasında, zorunlu olmadıkça güneşe maruz kalınmaması, bol sıvı tüketilmesi ve mevsime uygun, ince ve pamuklu kıyafetlerin seçilmesi konularında hassasiyet gösterilmesi gerektiği belirtildi. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Bölümü’nden Uzm. Dr. Nazmiye Özcan, özellikle kronik rahatsızlığı bulunan bireyler başta olmak üzere tüm vatandaşlara yönelik önemli uyarılarda bulundu. Sıcak çarpmasının hayati tehlikeler yaratabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Özcan, serinleme amacıyla buz kullanımının risklerini ve geçtiğimiz günlerde bir dönercinin vücuduna buz kalıpları koyarak çalışması gibi durumları analiz etti.

“ÖNCELİKLE KİŞİYİ SICAK ORTAMDAN UZAKLAŞTIRARAK MARUZİYETİ SONLANDIRMAK GEREKİR”
İnsan vücudunun sıcaklığa olan toleransını açıklayan Uzm. Dr. Nazmiye Özcan, “Vücudumuzun mekanizmaları belli bir sıcaklığa kadar durumu idare edebilir. Fakat hava sıcaklıkları aşırı yükseldiğinde ve maruziyet arttığında, vücut mekanizmaları artık bu durumu tolere edemez ve sıcak çarpmalarıyla karşılaşabiliriz. Bu durum, özellikle vücut sıcaklığı 40 derecenin üstüne çıktığında daha sık görülür. 5 yaş altındaki çocuklar ve 65 yaş üzerindeki yaşlılar çok daha fazla risk altındadır. Ek olarak, kalp rahatsızlığı, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları olan bireylerin de son derece tedbirli olması şarttır. Güneş altında uzun süre kalındığında baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkabileceği gibi, komaya kadar ilerleyen semptomlar da görülebilir. Bu durum, yaşamı tehdit eden ve yoğun bakım gerektiren bir seviyeye ulaşabilir. Dışarıda böyle bir durumla karşılaşırsak, yapılacak ilk müdahale, maruziyeti azaltmak amacıyla kişiyi derhal sıcaktan uzaklaştırıp serin bir yere almaktır. Eğer hastanın bilinci yerindeyse, su vermek faydalı olacaktır. Hatta bir litre suya bir çay kaşığı karbonat ve şeker ilave ederek hazırlanan bir karışım verilebilir. Ancak hastanın bilinci kapalıysa, ağızdan kesinlikle bir şey verilmemelidir. Hasta serin bir yere alındıktan sonra vakit kaybetmeden 112 acil servis ekiplerine haber verilmelidir” dedi.

“GÜNEŞ ÇARPMALARI HAFİF BELİRTİLERLE ATLATILABİLECEĞİ GİBİ ÖLÜMCÜL DE OLABİLİR”
Uzm. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneş çarpmaları çok hafif semptomlarla geçebileceği gibi, ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi bir boyuta da varabilir. Sıcak günlerde sıvı alımına çok özen gösterilmelidir. Eğer güneş altında kalma süremiz artacaksa, günlük normal sıvı tüketim miktarımızın çok daha üzerine çıkmamız gerekir. Daha açık renkli, bol ve serin tutacak kıyafetler giymek de yararlıdır. Şemsiye, şapka, güneş gözlüğü ve güneş koruyucu krem kullanımı büyük önem taşır. Son günlerde artan sıcaklarla birlikte, özellikle kronik rahatsızlığı olan yaşlı hastalarımızdan bu tür şikayetlerle daha fazla başvuru alıyoruz. Sabah 10.00 ile öğleden sonra 16.00 arası, güneş ışınlarının dik gelmesi nedeniyle en tehlikeli saatlerdir ve güneş çarpması riski bu zaman diliminde oldukça yüksektir. Bu saatlerde dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir. Özellikle klimasız ortamlarda dışarıda spor yapmaktan kaçınılmalıdır. Sıcak çarpmasında ilk fark edilen belirtilerden biri çarpıntı hissidir ve tansiyon düşebilir. Kalbin üzerindeki yük arttığı için hasta çarpıntı şikayetiyle de acil servise gelebilir. Önümüzdeki birkaç gün boyunca çok dikkatli olunmalı ve zorunlu olmadıkça sabah 10.00 ile akşamüstü 16.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamalıdır. Ayrıca, çocuklarını arabada bırakan ebeveynlere özel bir uyarıda bulunmak istiyorum; aracınız gölgede olsa bile, 10 dakikalığına bir yere gittiğinizde çocuğu arabada bırakırsanız, bu süre içinde aracın iç ısısı yaklaşık 7 derece artacaktır. Bu durum çocuklarda sıcak çarpmasına neden olabilir ve ölüme kadar gidebilir. Bu konularda son derece dikkatli olmak gerekir” ifadelerini kullandı.

“FAYDA SAĞLAMAYA ÇALIŞIRKEN HASTANIN DURUMUNU KÖTÜLEŞTİREBİLİRSİNİZ”
Vücuda buz tutarak serinleme girişimleri hakkında konuşan Uzm. Dr. Özcan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Buz uygulaması, insanlara ilk başta çok mantıklı bir çözüm gibi geliyor. ‘Vücut ısısı arttı, o halde soğuk bir şey uygulayarak ısıyı düşürelim ve kişiyi tedavi edelim’ diye düşünülüyor. Ne yazık ki durum bu şekilde işlemiyor; bu, çok dikkatli olunması gereken bir yöntemdir. Özellikle kronik hastalığı olan veya sıcak çarpması sonucu koma durumuna gelmiş hastalarda daha fazla hasara yol açabilirsiniz. Eğer yaşanan sıcak çarpması, hastanın sıvı alımı ve serin, gölgelik bir yerde dinlenerek atlatabileceği kadar hafifse, belki koltuk altı ve kasık gibi bölgelere soğuk uygulama düşünülebilir. Ancak bu bile büyük bir dikkat gerektiren bir uygulamadır. Faydalı olalım derken hastaya daha fazla zarar verme riski vardır. İnsanlar bu tür soğuk temasların kendilerini rahatlatacağını zannetse de bu durum ters etki yapabilir ve hastanın genel durumunu daha da kötüleştirebilir.”

“BUZ KALIPLARI YERİNE ILIK SUYLA NEMLENDİRİLMİŞ BEZLER DAHA DOĞRU BİR SEÇİM OLUR”
Aşırı sıcakların yanı sıra, sıcak mekanlarda çalışan kişilerin vücutlarına buz koyarak serinlemeye çalışması gibi durumları da yorumlayan Uzm. Dr. Özcan, “Bu insanlar çok zorlu koşullar altında çalışıyorlar ve özellikle bu sıcak yaz günlerinde ısıya daha fazla maruz kalıyorlar. Kendilerini korumak için bazı yöntemler geliştiriyorlar, fakat bu aslında doğru bir yaklaşım değil. Buz kütleleri kullanmak yerine, ılık suyla ıslatılmış bezler gibi materyalleri tercih etmeleri çok daha doğru ve güvenli olacaktır” dedi.