Şifa İnancı Talebi Patlattı: Yılan Derisine Gösterilen Şaşırtıcı İlgi

Antalya Doğal Yaşam Parkı, Türkiye’ye yasa dışı yollarla sokulmuş pitonlar da dâhil olmak üzere çeşitli yılan türlerinin bakımını ve gözlemini üstleniyor. Parkın veteriner hekimi Oğulcan Demir, yılanların deri değiştirme periyodunun ağız ve göğüs bölgesinden başlayarak kuyruğa doğru ilerlediğini ifade ederek, “Bu durum, yılanın sağlıklı olduğunun bir göstergesidir ve ortalama 15 ila 30 gün kadar sürer,” şeklinde bilgi verdi. Parkta 3 farklı türde yaklaşık 20 yılanın barındığını aktaran Demir, “En yaşlı yılanımız 25 yaşında, en genç olanı ise henüz 3 aylık. Yılanlarımızı haftada bir kez besliyor, sıcaklık ve nem seviyelerini de doğal yaşam alanlarındaki koşullara uygun tutuyoruz,” dedi.

‘DERMATOLOJİK RAHATSIZLIKLARA İYİ GELDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR’
Yılan derisine yönelik oldukça dikkat çekici bir talep olduğunu vurgulayan Demir, “Bazı dermatologların, yılan derisinin sedef ve egzama gibi dermatolojik rahatsızlıklara şifa olduğunu öne sürdüğünü duyuyoruz. Bu nedenle bazı vatandaşlar, sürüngen evimize veya idari binamıza gelerek bu derileri bizden istiyor. Fakat parkımızın bu yönde bir dağıtım politikası bulunmuyor. Biz bu derilerden yalnızca park içerisindeki sergileme faaliyetlerinde faydalanıyoruz,” diye konuştu.

MİTOLOJİDE YENİDEN DOĞUŞUN SEMBOLÜ: YILAN
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Karadavut ise yılanın Türk mitolojisindeki sembolik anlamına dikkat çekerek, “Yılan, hem iyiliği hem de kötülüğü temsil eden bir figürdür. Deri değiştirmesi, onun yeniden doğuşunu ve bu bağlamda ölümsüzlüğü simgeler. Bu sebeple insanlar, yılana doğrudan dokunmak yerine onun ‘gömleğini’ kullanarak şifa bulmaya çalışmıştır,” açıklamasında bulundu.

‘YILAN DERİSİ TOZ HALİNE GETİRİLİP İLAÇ OLARAK KULLANILMIŞTIR’
Prof. Dr. Karadavut, yılan derisinin geçmişte halk hekimliğinde tedavi maksadıyla geniş çapta kullanıldığını belirterek şu bilgileri paylaştı: “Deri, toz formuna getirilerek draje ya da merhem şeklinde uygulanırdı. Özellikle saç dökülmeleri, sedef hastalığı ve yaraların tedavisinde yararlı olduğuna inanılıyordu. Ayrıca yılan yağı, zeytinyağı ve kekik yağı gibi bitkisel ürünlerle karıştırılarak halk arasında bir merhem olarak hazırlanırdı. Günümüzde yılan zehri, yağı ve derisi hem geleneksel hem de modern tıp yöntemleri içinde kendine yer bulmaktadır. Bu durum, yılanın mitolojik ve kültürel değerinin ticari bir ürüne dönüşmesine zemin hazırlamaktadır. Bugün piyasada yılan yağı içeren ürünlere sıkça rastlamamızın altında yatan neden de budur.”