Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde, hafta sonu 100’den fazla insanın ölümüne yol açan sel felaketinin ardından 160’ı aşkın kişiye ulaşılamadığı, Vali tarafından Salı günü yapılan bir duyuruyla açıklandı. Bu rakam, yerel makamların ailelerin kayıp yakınlarını bildirebilmeleri için özel bir telefon hattı oluşturmasıyla birlikte üç misline ulaştı.
Vali Greg Abbot, kayıp kişilerin büyük bir bölümünün, Teksas’ın Hill Country bölgesinde konaklarken herhangi bir kamp veya otele resmi kayıt yaptırmamış olabileceğini ifade etti. Abbot ayrıca, kayıp bildirimlerinin, kurbanların çoğunun şimdiye dek kurtarıldığı Kerr County’de yapıldığını ekledi.
Felaketin merkezinde, tamamı kızlardan oluşan Hristiyan yaz kampı Camp Mystic bulunuyor; burada çoğu çocuk olmak üzere 24 kişi yaşamını yitirdi. Trajik bir şekilde, Teksaslı denetçilerin bu ölümcül olaydan yalnızca iki gün önce Camp Mystic’in acil durum planını onayladığı ortaya çıktı. Kampın tahliye edilmemesi, yakındaki Guadalupe Nehri’nin sabahın erken saatlerinde sadece 60 dakika içinde 9 metrelik bir yüksekliğe ulaşmasıyla büyük bir trajediye yol açtı. Aniden yükselen sular, kamptaki çadırları ve konaklama alanlarını basarak insanları sürükledi. Hayatta kalmayı başaranların bir kısmı ağaçlara tutunmuş halde kurtarıldı.
Yetkililerden gelen bilgilere göre, sel esnasında kampta bulunan en az 27 kampçı ve danışman hayatını kaybetti. Ayrıca, beş kampçı ile bir danışmanın ise hâlâ kayıp olduğu ve arandığı belirtildi.
Teksas tarihindeki en büyük arama-kurtarma operasyonlarından biri şu anda yürütülüyor. Yüzlerce gönüllünün yanı sıra hava botları ve helikopterlerin de dahil olduğu ekipler, kayıp kişileri bulmak için yoğun çaba sarf ediyor. Bu çalışmalar kapsamında, nehir yatağındaki enkaz yığınlarını kaldırmak, büyük kayaların yerini değiştirmek ve sıkışmış ağaç kütlelerini temizlemek amacıyla ağır iş makineleri kullanılıyor.
**Yetkililerin Müdahalesi ve Eleştiriler**
Şiddetli sel baskınları geçmişiyle bilinen bir bölgedeki kamplara ve yerel halka zamanında ve yeterli uyarıların yapılıp yapılmadığı konusu, yetkililerin müdahalesini tartışmaya açtı. Yetkililer ise eylemlerini, bölgeye aylarca yağan yağmura denk miktarda ve bu denli yoğun bir yağış beklemediklerini söyleyerek savundu.
Helikopterle afet bölgesinde incelemelerde bulunan Cumhuriyetçi Vali Abbot, ölümlerin sorumlusunun kim olduğuna dair bir soruya, bu tür bir sorgulamanın “kaybedenlerin yaklaşımı” olduğunu belirterek yanıt verdi. Abbot, durumu bir futbol benzetmesiyle açıklayarak, “Her futbol takımı hata yapar,” diye konuştu. “Suçluyu arayanlar kaybeden takımlardır. Şampiyon takımlar ise ‘Endişelenme, bu işi çözeceğiz’ der. Yeniden sayı yapıp bu maçı kazanacağımızdan emin olacağız. Kazananlar başkalarını suçlamaz.”
ABD Başkanı Donald Trump’ın Cuma günü Teksas’a bir ziyaret gerçekleştirmesinin beklendiği aktarıldı. Vali Abbot, Başkan Trump’ın eyaletin toparlanma sürecinde ihtiyaç duyulacak her türlü yardımı yapma taahhüdünde bulunduğunu ifade etti.
**Felaketin Gelişimi ve Nedenleri**
Afet, geçtiğimiz Cuma günü Guadalupe Nehri’nin su seviyesinin sadece 45 dakika gibi kısa bir sürede sekiz metrenin üzerinde artmasıyla başladı; bu ani yükseliş evleri, kamp alanlarını ve araçları yerle bir etti. Teksas genelinde hafta sonu boyunca süren şiddetli yağışlar, durumu daha da kötüleştirerek yeni sel uyarılarının yapılmasına neden oldu.
Guadalupe Nehri’nin geçtiği Orta Teksas’taki tepelik bölge, çok sayıda gençlik kampı ve kamp alanına ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle 4 Temmuz tatili gibi dönemlerde bölgenin yoğun bir ziyaretçi akınına uğraması, tam olarak kaç kişinin kayıp olduğunun tespit edilmesini güçleştiren bir faktördür.
Hem AccuWeather hem de Ulusal Hava Servisi gibi meteoroloji kuruluşlarının, felaketten saatler önce potansiyel ani sel baskınlarına karşı uyarılar yayınladığı belirtildi.
Bu tür felaketler, bilim insanlarının yıllardır yaptığı uyarılarla paralellik gösteriyor. Bilim dünyası, iklim değişikliğinin dünya çapında ani seller gibi aşırı hava olaylarının şiddetini ve sıklığını artırdığı konusunda hemfikir. Yapılan araştırmalar, ısınan okyanusların ve atmosferdeki nem oranının artmasının, Avrupa’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar dünyanın dört bir yanında daha kuvvetli ve sık görülen fırtınaları tetiklediğini ortaya koymaktadır.