İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, cezaevinde bulunan ve ağır sağlık sorunlarıyla mücadele eden Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın durumunu, TBMM Genel Kurulu’ndaki bir konuşmasıyla gündeme taşıdı. Çömez, Çalık’ın sağlık raporundaki endişe verici detayları paylaştı.
Çömez, yaptığı konuşmada şu değerlendirmelerde bulundu:
“İKİ FARKLI KRİTİK KANSER TÜRÜNDEN BAHSEDİLİYOR”
“Hem bir milletvekili hem de bir hekim olarak bu bilgileri kamuoyuyla paylaşmayı vicdani bir yük ve önemli bir sorumluluk olarak görüyorum. Elimde Beylikdüzü Belediye Başkanı Sayın Mehmet Murat Çalık’ın sağlık raporu bulunuyor. Bu raporun içeriğinde, herkes tarafından bilinmesi gereken çok kritik ayrıntılar mevcut. Raporun düzenlendiği hastane İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Bu hastanede bir sağlık kuruluna giren Çalık hakkında kurulun tespitleri son derece net. Raporda, kendisinde bir kan kanseri türü olan ‘AML, yani akut miyeloid lösemi’ olduğu belirtiliyor. Buna ek olarak, ‘Mukoepidermoid karsinomu’ teşhisi de konulmuş. Yani raporda iki ayrı ve önemli kanser türünden söz ediliyor. Lösemi hastalığına ilişkin yapılan tetkiklerde ise çok ciddi bulgular var. Bunlardan biri lökopeni ve nötropeni, yani vücudundaki kan hücrelerinin artık tükenmiş olmasıdır. Rapor, bu tablodaki bir hastanın bulunduğu ortamda enfeksiyon kapmasının, sepsise girmesinin ve neticede hayatını kaybetmesinin olası olduğunu ifade ederek mevcut riske dikkat çekiyor.”
“MURAT BAŞKAN’I CEZAEVİNDE TUTMAK BÜYÜK BİR İNSANİ SORUMLULUKTUR”
“Raporda ayrıca ‘çok ciddi bir kilo kaybı’ yaşandığı ve tıbbi dilde ‘malnütrisyon’ olarak adlandırılan bir durumun söz konusu olduğu belirtiliyor. Bu durum, hastalıkla ilişkili riskleri kayda değer ölçüde artırmaktadır. Diğer taraftan, lösemisiyle ilgili farklı raporlar ve detaylar, kanserin nüksetme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Özetle bu rapor, hekim kimliğimle ve siyasi bir bakış açısıyla yorumladığımda, aslında bir ölüm fermanıdır. Murat Başkan’ın davasının hukuki yönünü kesinlikle tartışmıyorum; bu konuda gerekenler zaten ifade edildi. Fakat tıbbi açıdan, böyle bir hastanın cezaevi koşullarında alıkonulması bir insan hakları ihlalidir ve yaşamını kasten tehlikeye atmaktır. Bu sözleri, Meclis kayıtlarına geçmesi için özellikle söylüyorum. Şayet bu hastayı, Murat Başkanı, cezaevinde tutmaya devam ederseniz, oradan sağ olarak çıkma ihtimali neredeyse yoktur. Tarihe bir not düşmek adına, Adli Tıp kurumunun sorumlularına bir hekim olarak, hatta iki diploması olan bir hekim ve aynı zamanda bir milletvekili olarak sesleniyor ve çağrıda bulunuyorum: Diplomanızı ve vicdanınızı önünüze koyarak Murat Başkan’ın cezaevinden çıkabilmesi için gerekli raporu verin. Bu koşullar altında cezaevinden canlı çıkması mümkün değildir. Tarihe not düşmek için bir kez daha söylüyorum; lütfen ve lütfen insani ve tıbbi hassasiyetlerle bir karar verin ve Murat Başkanı daha fazla cezaevinde tutmayın. Bu, son derece ciddi bir insani sorumluluktur.”