Sana Göre Haber

Yankı Bağcıoğlu’ndan 12 Askerin Şehadetine İlişkin Açıklama: ‘Sorumluluklar ve Olası İhmaller Araştırılmalı’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Pençe Kilit Harekatı bölgesinde bir mağaradaki arama-tarama görevi esnasında 12 askerin metan gazına maruz kalarak şehit düşmesi üzerine yazılı bir açıklama yayımladı. Bağcıoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

”Aziz şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Milletçe yüreğimiz yanmaktadır ve acımız kelimelerle ifade edilemez. Karşı karşıya olduğumuz son derece açık ve acı verici bir hakikat var: Devlete emanet ettiğimiz 12 vatan evladımızı, gencecik fidanlarımızı bir mağara operasyonunda kaybettik. Bu tip trajik olayların artık sıradan bir haber gibi görülmesi mümkün değildir. Bu yaşananlar asla normalleştirilemez, sorumluluklar göz ardı edilemez ve bu duruma alışılması düşünülemez. Tıpkı Kartalkaya’daki yangın faciasında evlatlarımızın can vermesi gibi, bu olayda da içimizi yakan büyük bir trajedi ile karşı karşıyayız. Bu noktada hem toplumsal hem de kurumsal olarak hepimizin ciddi sorumlulukları bulunmaktadır.

“KAMU VİCDANINI TATMİN EDECEK GENİŞ KAPSAMLI BİR SORUŞTURMA ŞARTTIR”

Söz konusu operasyonun neden yapıldığı elbette bir tartışma konusu olamaz. Asker, en güç koşullar altında dahi görevini icra eder ve milletini korur. Ancak, görevin yerine getirildiği sırada gerekli güvenlik önlemlerinin eksiksiz alınıp alınmadığı, herhangi bir zafiyet ya da ihmalin olup olmadığı mutlaka derinlemesine incelenmelidir. Milli Savunma Bakanlığı’nın bir idari tahkikat başlattığı bilgisini aldık. Fakat bu tek başına yeterli olmayacaktır. Bu gibi hadiselerde adli süreçlerin etkili bir biçimde işletilmesinin yanı sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulacak bağımsız bir araştırma komisyonu vasıtasıyla kamu vicdanını tatmin edecek kapsamlı bir incelemenin yapılması zorunludur.

“KRİZ YÖNETİMİNDE HIZLI, ŞEFFAF VE GÜVENİLİR İLETİŞİM ESAS ALINMALIDIR”

Bir diğer kritik sorun alanı ise kamusal güven meselesidir. Maalesef günümüzde halkımız, devletin resmi kurumları yerine sosyal medyada yer alan bireysel paylaşımlara daha fazla itibar etme eğilimindedir. Bu, kabul edilemeyecek bir durumdur. İletişim Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’nın ilgili birimleri ve diğer tüm kurumlar, bu konuda ciddi bir öz eleştiri yapmalı; kriz durumlarında süratli, şeffaf ve güven telkin eden bir iletişim kapasitesi geliştirmelidir.

Bizim görevimiz, bu olayda şehadet şerbetini içen evlatlarımızın fedakârlığını asla unutturmamak, bu facianın sebeplerini ve nasıl meydana geldiğini tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmak ve eğer varsa ihmal veya kusurları tespit ederek gereken adımların atılmasını temin etmektir. Bu konu bir siyasi çekişme malzemesi değil, millet olarak ortak acımızı paylaşma ve gelecekte benzer felaketlerin yaşanmaması adına dersler çıkarma sorumluluğudur. Geçmişte bu tür operasyonların defalarca başarıyla yürütülmüş olması, mevcut tehdit ve risklere karşı alınan önlemlerin gevşetilmesini mazur gösteremez. Güvenlik ve kaza önleme konularında ‘eskiden böyle yapıyorduk, bir sorun olmuyordu’ yaklaşımı, kesinlikle kabul edilmemesi gereken bir düşünce biçimidir.

Değişen teknolojik imkanlar, farklılaşan ekolojik şartlar ile tehdit ve risk ortamı, her yeni görevin aynı özenle planlanmasını ve tedbir alınmasını mecburi kılar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi iç yönergeleri elbette gizlilik taşır. Ancak, farklı ülkelerin ordularına ait ve açık kaynaklardan temin edilen toplam altı askeri doküman, mağara ve tünel operasyonlarında alınması gereken tedbirler bağlamında incelenmiştir. Bu çerçevede, dünya ordularının sahada benimsediği standartlara dayalı ve mutlaka alınması gereken önlemleri barındıran güvenlik tedbirlerinin asgari bir başlangıç çizgisi olarak, yürütülen tahkikat, inceleme ve değerlendirmelerde dikkate alınması elzemdir.”

“GAZ TEHDİDİ OPERASYON PLANININ BİR PARÇASI MIYDI?”

Yankı Bağcıoğlu, açıklamasının devamında, bahsi geçen arama-tarama faaliyeti öncesinde ve esnasında hangi tedbirlerin alındığına dair bir dizi soru yöneltti. Bağcıoğlu, şu soruları kaydetti:

”Gaz tehlikesine karşı bir istihbarat çalışması yapılmış mıdır? Gaz riski, harekât planlamasına dâhil edilmiş midir? Çoklu gaz ölçüm cihazları kullanılarak hava kalitesi anlık olarak takip edilmiş midir ve bu ölçümler belirlenmiş güvenli limitlere göre mi yorumlanmıştır? Mağara içerisinde pozitif basınç yaratan bir havalandırma sistemi tesis edilmiş midir? Mağaraya ilk girişin tek bir personel tarafından, kısa süreli ve kontrollü bir biçimde yapılması sağlanmış mıdır? Mağara girişinde ve iç yüzeylerde kimyasal test şeritleri ile gaz denetimi gerçekleştirilmiş midir? Kullanılan maske ve filtreler operasyon öncesinde kontrolden geçirilmiş midir? Her bir personele tam yüz korumalı gaz maskesi ve CO alarm cihazı temin edilmiş midir? Kıvılcım oluşturma potansiyeli olan cihazlar kapatılmış ve yalnızca patlamaya karşı korumalı (ex-proof) aydınlatma mı kullanılmıştır? Görev, 2 kişilik timler halinde mi icra edilmiştir? Kesintisiz kablolu haberleşme imkânı sağlanmış mıdır? Gaz ölçüm cihazları operasyon boyunca sürekli aktif tutulmuş mudur? İnsansız kara araçları veya kablolu/uzaktan kumandalı dronlar aracılığıyla ön keşif yapılmış mıdır? Mağara girişinde sağlık personeli ile birlikte bir yaşam destek seti hazır bulundurulmuş mudur? Gazdan etkilenme senaryoları için tahliye sedyesi ya da hava sızdırmaz torba gibi ekipmanlar hazır edilmiş midir? Ani Müdahale ve Kurtarma Timleri, harekât planına tam olarak entegre edilmiş midir?”

Exit mobile version