Sana Göre Haber

Z Kuşağının Kariyerini Riske Atan 14 Yaygın Davranış

FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İş dünyası, kendine has bakış açıları ve yetenekleriyle Z kuşağının etkisiyle önemli bir dönüşüm geçiriyor. 2025 senesine gelindiğinde ABD’deki iş gücünün %27’sini teşkil edeceği öngörülen bu nesil, beraberinde yeni dinamikler getiriyor. Fakat bu kültürel yenilenme, bazı adaptasyon güçlüklerini de ortaya çıkarıyor. Finance Key tarafından yapılan bir habere göre, Z kuşağı mensupları iş ortamında belirli hataları tekrar etme eğiliminde. Bu yanlış adımlar, onların kariyerlerinde ilerlemelerini, profesyonel yaşamlarını ve hatta geleceklerini olumsuz yönde etkileyebilme potansiyeline sahip.

Z kuşağının profesyonel hayatta sıkça sergilediği hatalar şu şekilde sıralanabilir:

1. Dijital İletişim Alışkanlıklarının Yüz Yüze Etkileşime Etkisi
Ağırlıklı olarak e-posta ve anlık mesajlaşma gibi dijital kanallarla sosyalleşerek yetişen Z kuşağı, bu nedenle yüz yüze kurulan diyaloglarda güçlük çekebiliyor. Edstellar’ın 2025 tarihli raporu, yöneticilerin %36’sının Z kuşağına mensup çalışanları, bilhassa kurumsal ve resmi iletişim bağlamında yetersiz bulduğunu ortaya koyuyor.

2. Kariyerde Aceleci Yükselme Arzusu
Deloitte tarafından gerçekleştirilen 2025 Küresel Gen Z Araştırması, bu neslin %40’ının daha ilk çalışma yılında bir terfi veya maaş artışı beklentisi içinde olduğunu gösteriyor. Bu sabırsız tavır, genç profesyonellerin sıkça hayal kırıklığı yaşamasına ve büyük potansiyel barındıran pozisyonlardan erken ayrılmasına neden olabiliyor. Alanında uzman kişiler, gençlere unvan takıntısı yerine yeteneklerini geliştirmeye ve bir mentor eşliğinde ilerlemeye odaklanmalarını tavsiye ediyor.

3. Geri Bildirime Karşı Savunmacı Tutum
Z kuşağına dahil çalışanların %60’ı anında geri bildirim almayı önemsese de, büyük bir kısmı eleştirileri şahsi bir saldırı olarak yorumlama eğilimi gösteriyor. Bu durum, savunmacı bir duruş sergilemelerine ve iletişimde aksaklıklar yaşanmasına zemin hazırlıyor. Uzmanların tavsiyesi, geri bildirimin bir tehdit unsuru olarak değil, kişisel ve profesyonel gelişim için bir fırsat olarak değerlendirilmesi yönünde.

4. Anlam Arayışı ve Kariyer Planlaması Arasındaki Dengesizlik
Bu kuşağın %70 gibi büyük bir oranı, yaptığı işin bir anlam taşımasını arzu ederken, sadece %6’lık bir kesimin liderlik rollerini amaçladığı görülüyor. Bu tablo, uzun vadeli hedefler yerine anlık tatmin arayışının önceliklendirildiğini düşündürüyor. Kişinin kendi değerleriyle uyumlu bir kariyer seçmesi şüphesiz değerli olmakla birlikte, finansal güvence ve kariyerde ilerleme gibi faktörlerin de ihmal edilmemesi gerekiyor.

5. Odaklanmayı Engelleyen Dijital Etkenler
İnternete kesintisiz erişim, Z kuşağının odaklanma becerisini ve dikkat süresini olumsuz etkiliyor. Workhuman tarafından yayımlanan bir rapora göre, çalışanların %36’sı aslında üretken olmadan sadece meşgulmüş gibi göründüğünü itiraf ediyor. “Sahte üretkenlik” olarak adlandırılan bu davranış, iş yerinde güven erozyonuna ve kariyerde duraklamaya neden olabiliyor.

6. Verimliliği “Görev Maskeleme” ile Gizlemek
Genç çalışanlar arasında giderek yaygınlaşan bir davranış olan “görev maskeleme”, kişiyi üretken gösterse de gerçek verimliliği azaltan bir tuzaktır. Lüzumsuz toplantılara katılmak veya karmaşık planlama araçları kullanarak yapay bir meşguliyet imajı çizmek, uzun vadede kariyer ilerleyişine zarar veriyor.

7. Maaş Beklentileri ile Piyasa Gerçekleri Arasındaki Uçurum
Forbes’un 2025 yılı anket sonuçlarına bakıldığında, Z kuşağına mensup yeni mezunların yıllık ortalama 101.500 dolar maaş beklentisi olduğu görülüyor. Ne var ki, piyasadaki gerçek başlangıç maaş ortalaması 68.400 dolar seviyesinde. Beklenti ile gerçeklik arasındaki bu ciddi fark, memnuniyetsizliği ve sık sık iş değiştirme davranışını körüklüyor.

8. Yüksek İş Değiştirme Oranı
ManpowerGroup verilerine göre, Z kuşağı çalışanlarının %47’si mevcut pozisyonlarını ilk altı ay içerisinde terk etmeyi planlıyor. Bu yüksek derecedeki hareketlilik, işverenler nezdinde bir istikrarsızlık imajı oluşturarak uzun soluklu kariyer gelişimini engelleyebiliyor.

9. Kurumsal Kültürle Uyum Sorunları
Sosyal medya akımlarından ilham alan giyim tercihleri ve yerleşik kurallara karşı sergilenen dirençli tutum, bazı yöneticiler tarafından “profesyonel olmayan davranış” şeklinde yorumlanabiliyor. Genç profesyonellerin, bireysel tarzlarını korurken aynı zamanda çalıştıkları kurumun kültürüne adapte olmayı başarmaları önem taşıyor.

10. Sürekli Onay ve Geri Bildirim İhtiyacı
Genç çalışanların anlık geri bildirime olan yoğun ihtiyacı, performanslarına dair yorumların seyrekleşmesi durumunda motivasyon kaybına yol açabiliyor. Pek çok Z kuşağı üyesi, kendi performansını objektif bir şekilde ölçmekte güçlük çekerek dışarıdan gelecek onaya aşırı derecede bağımlı bir konuma gelebiliyor.

11. Maaş Müzakerelerinde Tecrübesizlik
Z kuşağının %55’i kariyerlerinin başlangıcında maaş pazarlığına girişse de, bu kişilerin %65’i süreci hatalı yönettiklerini kabul ediyor. Eksik araştırma ve piyasa koşullarından uzak beklentilerle yapılan müzakereler, genç adaylar ile işverenler arasında tansiyonun yükselmesine neden olabiliyor.

12. Azalan Dikkat Süresi ve Odaklanma Güçlüğü
Microsoft’un 2025 tarihli bir araştırması, ortalama insan dikkat süresinin 8,25 saniyeye kadar gerilediğini gösteriyor. Z kuşağında bu durum, saatte 12 defaya varan uygulama değiştirme sıklığıyla kendini belli ediyor. Bu alışkanlık, derinlemesine konsantrasyon gerektiren görevleri tamamlamayı oldukça güçleştiriyor.

13. “Sessiz İstifa” Eğilimi
Kendilerine değer verilmediğini düşündükleri iş ortamlarında Z kuşağı, görev tanımının asgari gereklerini yerine getirerek duygusal olarak işten çekilme eğilimi gösteriyor. “Sessiz istifa” olarak bilinen bu süreç, hem bireysel performansı düşürüyor hem de uzun vadedeki çalışma şevkini olumsuz etkiliyor.

14. Mental Sağlığı Göz Ardı Etme
Forbes’un 2025 raporu endişe verici bir tablo sunuyor: Z kuşağının %46’sı yoğun stresle, %44’ü tükenmişlik sendromuyla ve %35’i depresyonla mücadele ediyor. Buna rağmen genç çalışanların büyük bir bölümü, bu konuları yöneticileriyle paylaşmaktan çekiniyor. Yardım istemek yerine sessizliği tercih etmek, izolasyon hissiyatını ve performans kayıplarını derinleştiriyor.

Exit mobile version