Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Irak’ın kuzeyindeki dağlık bir arazide yürütülen arama faaliyeti esnasında metan ve karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamını yitiren 12 askerle ilgili soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.
Hayatını kaybeden askerlerin, 28 Mayıs 2022’de bir çatışmada şehit düşen bir üsteğmenin naaşını bulmakla görevli olduğu belirtildi. 6 Temmuz’da mağarada devam eden arama çalışmaları esnasında toplam 19 asker gazdan etkilendi ve bu askerlerden on ikisi vefat etti.
Gazdan etkilenenlerden en az dört askerin tedavisi Ankara’daki Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (GATA) devam etmektedir. Savunma Bakanı Yaşar Güler’in hastaneyi ziyareti esnasında, bir asker yakınının “üç defa içeri girdiler” şeklindeki ifadeleri basına yansıdı.
Bakanlığın 10 Temmuz’da gerçekleştirdiği haftalık basın toplantısında konuşan Tuğamiral Zeki Aktürk, “İdari tahkikat süreci devam etmekte, olay tüm yönleri ile ayrıntılı şekilde incelenmektedir” bilgisini paylaştı. Aktürk, yaşanan durumu “istisnai, öngörülemeyen ve sıra dışı” olarak nitelendirerek, gelecekte benzer trajedilerin önlenmesi amacıyla gerekli derslerin çıkarılacağını ifade etti.
Buna karşılık, ana muhalefet partisi CHP, yürütülen idari tahkikatı yetersiz bularak konunun meclis araştırma komisyonu tarafından incelenmesi gerektiğini savundu ve bu yönde bir talepte bulundu.
**Faciaya Giden Süreç: Mağaradaki Olayların Gelişimi**
Tuğamiral Zeki Aktürk, 10 Temmuz’daki basın açıklamasında, 2019’da Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe Serisi Harekatları çerçevesinde toplam 3 bin 765 mağara ve sığınakta başarılı operasyonlar yürütüldüğünü aktardı. Aktürk, 6 Temmuz’daki facia haricinde, bugüne dek bu tür operasyonlarda herhangi bir gaz zehirlenmesi vakasıyla karşılaşılmadığının altını çizdi.
Aktürk’ün açıklamalarına göre, söz konusu mağarada 1-5 Temmuz arasında bir köpek aracılığıyla keşif gerçekleştirilmiş, 6 Temmuz’da operasyon öncesi bu tarama tekrarlanmıştır. Herhangi bir tehlike saptanmaması üzerine, toplam 12 personelin üç ayrı grup şeklinde ve fasılalarla mağaraya giriş yaptığını belirtti. Aktürk, olayın gelişimini şu şekilde özetledi:
“Arama faaliyetinin ikinci katında, öncü unsurlarda sendeleme ve bayılmaların görülmesi üzerine, en gerideki irtibat ve emniyet timi yardım çağırmak amacıyla dışarı çıkmıştır. Dışarıdaki beş personel, bu yardım çağrısına yanıt olarak silah arkadaşlarını kurtarmak için derhal mağaraya yönelmiş, fakat girenlerin bir kısmında da benzer sendeleme ve bayılma semptomları baş göstermiştir. Bunu takiben, dışarıda bekleyen 12 personelimiz ikişerli gruplar halinde mağaraya girerek gazdan etkilenen personeli tahliye etme girişiminde bulunmuştur.”
Facia sonrasında AFAD ile Türkiye Taş Kömürü Kurumu’ndan uzman arama kurtarma ekiplerinin bölgeye sevk edildiğini bildiren Tuğamiral Zeki Aktürk, mağara içinde yapılan ölçümlerde karbonmonoksit, metan ve hidrojen sülfür gazlarının varlığının ve oksijen seviyesinin kritik bir düzey olan yüzde 19’a gerilediğinin belirlendiğini aktardı. Bunun üzerine içeriye fanlar yardımıyla oksijen pompalandığını ifade etti.
Aktürk, “Oksijen seviyesinin yüzde 60’a çıkarılması sonrası mağaraya giren Türkiye Taş Kömürü Kurumu uzman ekipleri tarafından şehit olan yedi kahraman silah arkadaşımızın naaşına ulaşılmıştır” diye ekledi.
Aktürk ayrıca, personelin tamamının mağaraya aynı anda girdiği, teçhizatlarının yetersiz olduğu veya mağarada bir tuzak bulunduğu yönündeki söylentilerin “tamamen asılsız” olduğunu kesin bir dille belirtti.
**Muhalefetin Tepkisi ve Talepleri**
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve emekli amiral Yankı Bağcıoğlu, 9 Temmuz tarihli açıklamasında, konunun TBMM çatısı altında kurulacak bağımsız bir komisyon tarafından etraflıca araştırılması çağrısında bulundu. Bağcıoğlu, faciayla ilgili olarak, büyük bölümü muhtemel bir gaz tehlikesine yönelik ekipman, istihbarat ve tıbbi müdahale önlemlerinin varlığını sorgulayan 16 kritik soru yöneltti. CHP’nin soruları arasında, mağaraya ilk girişin kontrollü, kısa süreli ve tek personel ile yapılıp yapılmadığı ve operasyonun ikişer kişilik timlerle yürütülüp yürütülmediği gibi usule ilişkin konular da bulunuyor.
Bağcıoğlu, konuyu siyasi bir polemik malzemesi yapmak yerine “ders çıkarma meselesi” olarak ele aldıklarını ve “alınması gereken tedbirler” çerçevesinde diğer ülkelerin mağara operasyonu pratiklerini de incelediklerini kaydetti. Daha öncesinde, 7 Temmuz’da bir açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise askerlerin hayatını kaybetmesinde “büyük bir ihmal ve sorumsuzluk” olduğunu öne sürmüştü.
Atmosfere salınan sera gazları arasında karbondioksitten (CO2) sonra ikinci sırada gelen metan, yanıcı ve patlayıcı bir yapıya sahiptir. Normal şartlar altında toksik olmasa da, yoğunluğu arttığında boğucu bir etki yaratabilir. Metan gazına maruz kalmak, soluma veya cilt teması yoluyla çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar arasında ruh halinde değişimler, konuşma ve görme bozuklukları, hafıza sorunları, mide bulantısı, kusma ve baş ağrısı gibi belirtiler bulunur. Daha ileri vakalarda solunum ve kalp ritminde düzensizlikler, denge kaybı, hissizlik ve bilinç yitimi gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Yoğun veya uzun süreli maruziyet ise ölümcül olabilir.
Benzer şekilde karbonmonoksit, rengi, tadı ve kokusu olmayan, yanıcı ve zehirli bir gazdır. Solunumla vücuda girdiğinde, kandaki oksijenin taşınmasını bloke ederek zehirlenmeye ve nihayetinde ölüme yol açar. Bu tür zehirlenmeler sıklıkla havalandırması yetersiz, kapalı alanlarda yaşanır ve acil tıbbi müdahale edilmediği takdirde ölümcül sonuçlar doğurabilir.