AB İnsani Yardım ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib, 9 Temmuz tarihinde yaptığı bir duyuruda, gelecekteki krizlere karşı hazırlıklı olmanın önemini vurgulayarak, “Ne kadar iyi hazırlanırsak, o kadar az panikleriz” şeklinde konuştu.
Lahbib, planın temel hedefini, “Amacımız son derece net: Toplumlarımızın işleyişini sürdüren ve hayat kurtaran temel malzemelerin her zaman erişilebilir olmasını temin etmek” sözleriyle açıklarken, bu girişimin tüm üye devletlerin katılımıyla hayata geçirileceğinin altını çizdi.
Bu plana göre, kaynak dağıtımının merkezi bir seviyeden yönetilmesini sağlayacak, Avrupa genelinde birleşik bir envanter yönetim sistemi tesis edilecek. Bu sayede “AB düzeyinde dirençli bir stok altyapısı” meydana getirilmesi hedefleniyor.
“COVİD DERSLERİNDEN SONRA…”
Lahbib’e göre bu strateji, AB’nin küresel Covid-19 salgını esnasında tecrübe ettiği sarsıntıların yinelenmesini önlemek adına zorunlu bir adım.
Bilindiği gibi, Covid-19 pandemisi boyunca Avrupa, özellikle aşı ve kişisel koruyucu donanım (PPE) tedarikindeki yetersizlikler sebebiyle ciddi bir krizle yüzleşmişti.
Lahbib, Mart ayında EuroNews’e verdiği bir demeçte dünyanın pandemiye “hazırlıksız yakalandığını” ifade etmiş ve şu ikazda bulunmuştu:
“Son yıllarda kayda değer ilerlemeler sağladık, fakat yeni bir sağlık krizine karşı hâlâ bütünüyle hazır sayılmayız. Tedarik zincirlerindeki kopukluklar ve bütüncül olmayan yaklaşımlar, tıbbi malzemelere ulaşımı kısıtlıyor. Silahlı çatışmalar veya kimyasal/biyolojik tehditler, sivil ve askeri alanda çok daha entegre bir iş birliğinin gerekliliğini ortaya koyuyor.”
“TEHDİT FARKLI, İHTİYAÇ AYNI”
Diğer taraftan, her üye ülkenin ‘birincil tehdit algısının’ farklılık gösterebileceğine işaret eden Lahbib, konuyu şu sözlerle detaylandırdı:
“Eğer Rusya ile 1.000 kilometrelik bir hududunuz varsa, savaş tehlikesini daha somut bir endişe olarak yaşarsınız. Fakat buna karşılık İspanya gibi bir ülkede orman yangınları çok daha acil bir risk teşkil eder. Ancak krizin türü ne olursa olsun, ister savaş, ister doğal felaket ya da bir elektrik kesintisi olsun, temel gereksinimler değişmez: gıda, su, yakıt ve ilaç.”
“HAYATTA KALMA KİTİ”NDEN MERKEZİ STOKLAMAYA
AB, bu yılın ilk aylarında vatandaşlarına en az 72 saat yetecek bir ‘hayatta kalma kiti’ oluşturmaları tavsiyesinde bulunmuştu.
Avrupa medyası, duyurulan bu yeni planı, söz konusu tavsiyenin kurumsal düzeydeki bir devamı, ancak ‘steroidle güçlendirilmiş bir versiyonu’ olarak niteledi.
Savaşların ve krizlerin etkilerinin artan ciddiyeti göz önüne alındığında, AB’nin bu tür bir hazırlık içine girmesi beklenen bir gelişme.
Lahbib, konuşmasını şu kesin ifadeyle tamamladı:
“AB’nin artık rehavete kapılma lüksü yoktur.”