Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM), 6 Temmuz Pazar günü, partili belediyelere yönelik yürütülen soruşturmalar ile bazı belediye başkanlarının gözaltına alınması konusunu ele almak amacıyla bir araya geldi.
Toplantının ardından yayımlanan yazılı bildiride, metan gazı zehirlenmesi neticesinde hayatını kaybeden askerler için Allah’tan rahmet, yaralı askerler için ise acil şifa dilekleri iletildi.
CHP PM tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İlk olarak, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde metan gazı zehirlenmesi sonucu şehit olan askerlerimize bir kez daha Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve ulusumuza başsağlığı diliyoruz. Tedavileri süren askerlerimize de acil şifalar temenni ediyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hepimizin yüreğini dağlayan bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması adına mücadelemizi sürdüreceğiz.
Türkiye, bugün itibarıyla tarihi bir dönemeçten geçmektedir. Mevcut iktidar, 19 Mart darbesi adını verdiğimiz girişimle, ülkemizdeki demokratik siyasal yaşamı tamamen ortadan kaldırmak ve seçim sandığını işlevsiz kılmak maksadıyla demokrasiyi, ulusal iradeyi ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan bir yıkım süreci başlatmıştır. Bu darbe girişimi, demokratik yapıdaki tahribatı artırmakla kalmamış, aynı zamanda ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik buhranı daha da derinleştirmiş ve bunun bedeli iktidar tarafından bir kez daha halkımızın sırtına yüklenmiştir. 19 Mart darbesine karşı toplumun her kesiminden, farklı siyasi görüşlerden ve bütün partilerden on milyonlarca vatandaşımız direnç göstermiş; milletimiz, demokrasi ve adaletten yana net bir duruş sergilemiştir. Bu duruş, 23 Mart’ta yapılan ön seçimde cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu lehine kullanılan 15.5 milyon oyla kendini göstermektedir. Bu duruş, cumhurbaşkanı adayımızın serbest bırakılması ve erken seçim yapılması için atılan 20 milyonu aşkın imzada kendini göstermektedir. Bu duruş, üç aydan uzun bir zamandır devam eden ve yurdun dört bir yanında milyonlarca yurttaşımızın iştirak ettiği 31 mitingde kendini göstermektedir.
“KUMPAS DAVASI YÖNTEMLERİYLE HALKIN SEÇTİKLERİ VE PARTİMİZ HEDEFTE”
Buna rağmen iktidar, meşru olmayan yollarla, siyasi nitelikli yargı operasyonları ve ülkemizin geçmişte acı tecrübelerle öğrendiği siyasi kumpas davası taktikleriyle halkın iradesini ve partimizi hedef almayı sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı adayımız, belediye başkanlarımız, belediye meclisi üyelerimiz, il başkanımız, eski dönem belediye başkanlarımız, eski milletvekilimiz ve diğer çalışma arkadaşlarımız, hukuk, mantık ve vicdanla bağdaşmayacak şekilde tutuklanmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden bu yana bir ilke daha imza atılarak, partimizin en üst karar organı olan Parti Meclisimizin üyesi, kıymetli çalışma arkadaşımız Baki Aydöner de hapsedilmiştir.
Nihayetinde, halkımızın demokrasi ve adalet mücadelesinin öncüsü olan Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel de iktidarın siyasi soruşturmaları ve fezlekeleriyle hedef haline getirilmiştir. Bu saldırıların tamamının hedefi aynıdır. Partimiz, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Türkiye’nin birinci partisi konumuna yükselmiş ve bu pozisyonunu o günden beri muhafaza etmektedir. Ülkede iktidar değişikliği her geçen gün daha da yaklaşırken, halkımız büyük bir heyecanla Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını beklemektedir. Mevcut iktidar ise yürüttüğü siyasi yargı hamleleriyle halkın arzu ettiği bu iktidar değişimini engellemek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara yürüyüşünü durdurmak ve milletin elindeki tek demokratik enstrüman olan sandığı ortadan kaldırmak arzusundadır.
“İKTİDARIN HEDEF ALDIĞI…”
İktidarın hedefinde olan, milletimizin geleceğe yönelik umutları, onurlu bir hayat talebi ve huzur ile refah arayışıdır. Hedefte olan, milletin kendi iradesi, halkın seçtiği temsilciler, bir sonraki hükümet ve bugünün lider partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İktidarın halk nezdinde itibarını yitirdiği ve bu sebeple halkın seçtiklerine saldırdığı aşikardır. Atılması gereken adım nettir. Türkiye’nin geleceği adına, milletimizin önüne acilen bir seçim sandığının getirilmesi ertelenemez bir gerekliliktir. 2 Kasım tarihinde yapılacak bir erken genel seçim, Türkiye’nin iktidar tarafından sürüklendiği krizlerin aşılması için mühim bir başlangıç teşkil edecektir. İktidarın yapması gereken, siyasi yargı operasyonlarıyla partimize ve milli iradeye saldırmak yerine, demokratik bir platformda bizimle yarışmaktır. Zira egemenlik, kayıtsız ve şartsız olarak milletindir.
“TEK BİR ADIM BİLE GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”
Bunun yanı sıra, ortada hiçbir somut kanıt ya da kaçma şüphesi bulunmamasına rağmen, iktidarın bir maşa gibi kullandığı iftiracıların ithamlarıyla hapsedilen tüm dava arkadaşlarımız için tutuksuz yargılanma ilkesi uygulanmalı ve bu arkadaşlarımız, haksız ve hukuksuz bir şekilde ellerinden alınan özgürlüklerine derhal kavuşmalıdır. Toplumun adalet algısı daha fazla zedelenmemelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu kritik dönemeçte omuzladığımız büyük sorumluluğun bilincindeyiz. Milletimizle omuz omuza yürüttüğümüz bu azimli mücadeleden tek bir adım dahi geri atmayacağız. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten miras aldığımız tarihsel sorumluluk ve halkımızın bugün bize tevdi ettiği birinci parti olma sorumluluğuyla Cumhuriyetimize ve vatanımıza sahip çıkmayı sürdüreceğiz.”